Rahatsız olacaksan okuma diyecektim ama zaten rahatsız olacak olsan burada olmazdın güzelim :)
~Jungkook
Derin gözlerle Tae'ye bakarken sırıttım. Çenesinden tutup yüzünü, yüzüme iyice yaklaştırdığımda "Eğer gerçekten babacığınsam, bunun geri dönüşünün olmayacağını biliyorsun değil mi? dedim.
Tae ise en ufak korku barındırmadan oldukça istekli bir halde kucağıma oturmuştu. Kulağıma fısıldadığı cümle ile aklımı kaybettiğime emindim.
- Bana istediğimi ver daddy, kendini...
Ellerimi hızla kalçalarıyla buluştururken ayağa kalkmıştım. Bacaklarını belime dolamış, tadına bakılması gereken bir ziyafetmiş gibi baştan çıkarmıştı beni. Yeni boşalmış olmama rağmen anında sertleşebilirdim, Tae bu etkiyi bende kolayca bırakırdı.
Yatak odamın kapısını açarken beklemek istemiyordum, bu karşı koyulamaz güzelliğin her şeyiyle benim olmasını istiyordum. Kafamı çevirip onun yüzüne baktığımda endişe göreceğim sanmıştım ama aksine o kadar istekliydi ki...
Nazikçe onu yatağa bıraktım, nazik olduğum son an olabilirdi bu. Geri dönüp kapıyı kapatırken tekrar yanına geldim ve ellerimle omuzlarından iterek onu tamamen yatağa bıraktım:
- Bunu istediğinden emin olman gerek, çıkışı olmayan bir yola giriyoruz.
- İstiyorum, eminim. Çok istiyorum...
- Daha önce yapmışsın gibi hissediyorum.
- Hayır, kimseyle yapmadım.
- Sadece ilkin olma düşüncesiyle bile azabilirim.
- Düşünce olarak kalmasına gerek yok.
Söylediği her cümle bana kriz yaşatırken dudaklarımı yalayıp üzerindekini yırttım. İlki olduğu için yavaş ve nazik olmam gerekirdi ama durduramıyordum kendimi. Daha sert olmak istiyordum, hayatım boyunca hep daha fazlasını istemiştim zaten.
Elleri üzerimdeki tişörtle buluştuğunda benim aksime yavaşça çıkarmıştı. Alt bölgeme gelip pantolonumun kemerini çıkarırken onun gözlerine baktım. Tekrar ve tekrar görüyordum o şeytanı, kıpkırmızı bir şeytan...
Kemeri çıkarıp yere attığında yerden aldım ve göz kırptım:
- Bu bize lazım olacak.
Tıpkı gözleri gibi yüzünde de şeytani bir gülümseme oluşturup pantolonumu aşağı kadar indirmişti. Boxer ile kaldığımda ben de onun altını soymuştum, ikimiz de boxer ile kaldığımızda gözlerini bedenimde gezdirip dudaklarını ısırıyordu. Ben de ondan farksızdım, Tae bu zamana kadar gördüğüm en kusursuz bedene sahipti.
Beklemediğim hareketle kalkıp kucağıma oturmuştu. Çıldırmış gibi sürünmeye başlamıştı ve ben inlememi tutamıyordum. Üzerimde kalçasını ileri geri hareket ettirirken ellerimle çarşafı sıkıp başımı geriye atmıştım. Daha fazla hızlanıyordu ve o da inledikçe beynim tamamen uyuşuyor, alt tarafım kırmızı alarmları çalıyordu.
Ellerimi kalçasına getirip onu zıplatmaya başladığımda ikimiz de kendimizi kaybetmiş şekilde inliyorduk. Üzerimde zıplarken tutup yatağa savurmuştum tekrardan onu. Boxerini çıkarıp domalttığımda kulağına doğru nefesimi bırakarak fısıldadım:
- Özür dilerim, ama canını yakacağım.
- İstediğim şey bu.
Daha önce ilişki yaşamamışken bile nasıl böyle olabiliyordu bilmiyordum ama bunu düşünecek zamanım yoktu. Hızlıca altımdaki boxerden kurtulup deliğine konumlandırmıştım kendimi. Sertliğimi ona sürterken dudaklarının arasından dökülen o inleme ile bir anda kendimi ona itmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"0505" Taekook
Fanfiction{TAMAMLANDI} Onlar tüm bu zorlukların üstesinden gelebilecek şeye sahipler, birbirlerine..