16. Oyun Başlangıcı

9.4K 564 304
                                    

Açıklama:
Derslerden nefret ediyorum
Açıklama bitti...

~ Jungkook

Hızlıca girdiğim wcde delirmişçesine kendimi çekerken Tae'in üstümde zıpladığı o anı düşünüyordum. Daha sonrasında ise gözlerinde şeytan görmemi, ve kendini bilerek bana bastırmasını düşünüyordum. Düşündükçe çıldırıyor, çıldırdıkça daha hızlı çekiyordum kendimi.

Titreyerek boşaldığımda aklımdan Tae bir an olsun çıkmıyordu. Onun içinde şeytan vardı. Gözlerinde görmüştüm işte, bile isteye bastırmıştı kendini bana. Şokla ona baktığımda ise kendine gelmiş, ani bir kalkış yapmıştı kucağımdan. İçindeki şeytanı susturmuştu...

Her ne kadar susturmuş olsa da ben o şeytanı görmüştüm. O şeytanın varlığını fark etmiştim. O şeytanı bırakmak istemiyordum çünkü artık bir şeyleri kabullenmeye başlıyordum:

"Biz Tae ile sadece arkadaş değiliz"

Sadece arkadaş olmadığımızı anlamıştım artık, iç sesim kazanmıştı. Zaten asıl kendimizi dinlemek istiyorsak iç sesimizi dinlemek zorundaydık. Biz sürekli nedensiz yere iç sesimizi susturmaya çalışırız. Ben bu sefer ona konuşma hakkı verdiğimde haklı olduğunun farkına vardım:

"Arkadaştan çok daha fazlasıyız"

Aramızdaki bu cinsel etkileşimden sonra... Sizleri bilmem ama ben, ben Jeon Jungkook olarak böyle bir cinsel etkileşim sonrası normal bir arkadaş olamazdım :)

Wcden çıktığımda Tae'i beni beklerken gördüm. Yüzü bana döndüğünde gülümsedi, en ufak bir utanma belirtisi göstermedi. Belki de yaşanmamış gibi davranmak istiyordu. Huh?

Oyunu böyle istiyorsa oynardım tabii... Yanına gelip "Şimdi neye binelim?" dedim. "Korku treni?" dedi. "Pekala" dedim ve korku trenine doğru ilerledik. İkimizin de bu rahat tavırları birbirimizi çıldırtıyordu eminim ki, ama oyun oynamaktan zarar gelmez :)

Trene bindiğimizde açıkçası Tae'in neden istediğini anlamadım. Çünkü en ufak şeyde ödü bokuna karışıyordu.

"Jungkook! Gördün mü? Ağğh! Bu çok fenaydı! Aağğww!"

Elleriyle gözlerini kapattı, o kadar şirin duruyordu ki yemek istemiştim bir an onu:

- Bu kadar korkacaksan neden bu lanet trene binmek istedin?

- K-Korkmam sa-sanıyordum.

Sesi titriyordu ve başından tutup omzuma yatırdım:

- Kulaklarını kapa sesleri duyma, gözlerini de kapa ki görme. Çok az kaldı korkma tamam mı yanındayım ben

Tae yüzünü yüzüme döndü. Omzumda yatarken önüne bakamayıp bana bakıyordu. Gözlerine baktım, gözlerindeki o şeytanı tekrar görmek istiyordum. Bir kez bile olsa istiyordum. Ancak gördüğüm şey pırıltıydı. Tae parlayan gözlerle bana bakıyordu, tren bitene kadar hep beni izlemişti...

Trenden indiğimizde Tae eve gitmek istemişti.

- Yeni gelmemiş miydik?

- Yeni gelmiş olsak ne yazar bugün olanlar yeteri kadar fazlaydı.

Aha! Ağzından kaçırdın! Oyunu bozdun! Şimdi yakaladım seni pikachu!

- Yani şeyden bahsettim korku treni fazla korkunçtu.

Bu haline gülüp hiçbir şey söylememiştim ve beraber çıkışa doğru ilerledik. Yol boyunca konuşmuyorduk ama benim zihnimde sürekli dönme dolap olayı dönüyordu. Tae'in zihninde de sürekli dönüp duran bir dönme dolap vardı belki?

Tae'in evinin önünde durduk:

- Ben de geleyim mi?

- Neden?

- Bilmem, uyuruz belki yine. Zaten 10 dakika anca uyudum.

- Haneye tecavüzde bulundun bugün Kook Bey.

- Baak sen.

- Evet?

- Üzgünüm Bay Kim, haklısınız. Neyse ben eve gideyim hoşçakal.

Tae anlamsız bakışıyla bana bakarken "hoşçakal" diyebildi. Onunla bu oyunu oynamak zor olacaktı. Davranamazdım ki, o etkileşim olmuşken hiçbir şey olmamış gibi davranamazdım işte... Tae de davranamazdı eminim... Biz bu oyunu çok yakında bozardık ve bu oyunun bozulmasında bize iki kişi yardım edebilirdi!

Taehyung'un Şeytanı
                ve
Jungkook'un Gerçeği

Tae'in gözlerinde elbet tekrar görecektim o şeytanı... Gerçek Jungkook'u da elbet tekrar çıkaracaktım ortaya... Bu ikili bizim başladığımız oyunu tek hamle ile bitirecekti. Bu oyunu sürdürmemiz için bize şans tanımayacaklardı. Bundan emindim...

Tek yapmamız gereken bu ikiliyi ortaya çıkarmaktı, bunu sağlamak ise sadece bize bağlıydı. Belki de daha çok lunaparka gidilmeliydi, belki de daha çok dönme dolaba binilmeliydi, belki de daha çok dönme dolap sarsılmalıydı...

"Bu ikilinin ortaya çıkıp oyunumuzu bitirmeleri için elimden geleni değil, çok daha fazlasını yapacağım Tae" diye mırıldanarak yürüyordum evime.

Gerçek Jungkook'un ortaya çıkmaya başlıyor olması beni sevindiriyordu, ancak biraz değişmişti. Gördüğü herkese değil, tek hedefine odaklanıyordu bu sefer. Bu hedefi ise bir çift gözde gördüğü şeytandı...

"0505" Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin