30. Okul Çıkışı

7.6K 448 701
                                    

ULAN AMK TAEKOOK YASAKLANMALI KALBİME HİÇ İYİ GELMİYOR ÖLÜRSEM SEBEBİ BUNLAR AQ ŞU HAŞMETE KARİZMAYA BAK CİDDİ CİDDİ ATTILAR BUNU SHOP FALAN DA DEĞİL AĞLICAM ARTIK

~Taehyung

Götüm ölüm korkusuyla tutuşunca kendimi aniden kenara atmıştım, kontrolden çıkmış araba yanımdan hızla geçip giderken nefes nefese arkasından baktım.

(gereksiz gerilim yaratmaya bayılırım tabii ki kaza yaptırıp hastanelere düşüremezdim amk her ficte illa biri kaza geçirip hastane sahneleri oluyor sıkılıyorum ben flsisösidöfşci)

"Ulan Tae nasıl yırttın lan, aferin taşaklı herifsin" kendimi övüp bir şey olmamış gibi yola devam etmiştim. Kook ile yaşadıklarımızı düşünürken hiçbir şey kesemezdi beni, daha çok düşünüp daha çok kudurmam gereken konular vardı.

Eve vardığımda annemin boş boş televizyon karşısında oturduğunu gördüm, şaşırmıştım çünkü bu yapacağı bir şey değildi (sanki çok değişik bir durumdan bahsediyoruz aq malı ben kapalıyken bile TV izleyebiliyorum)

Asla boş vakit geçirmez, kitap okur, ev işiyle ilgilenir illa elinde bir uğraşı olurdu. Hele böyle boş bakışlarla televizyon izlemesi iyice dikkatimi çekmişti:

- Anne iyi misin?

- Aa, ne ara geldin Tae?

- Şimdi geldim ve beni tek bir an bile aramamış olmanı merak ediyorum.

Gülümsedi, boş ifadeler barındıran gülümseyişle...

- Bu zamana kadar hep kendime katı kurallar koydum. İyi bir çocuk ol, iyi bir kadın ol, iyi bir eş ol, iyi bir anne ol, iyi bir nine ol, iyi bir insan ol. Hep daha fazlası için çalıştım bunun beni kurtaracağını düşündüm. Seni her an korudum, ajanmışım gibi gittiğin her yeri yaptığın her işi bilmek istedim. Sana güvensizliğimden değildi sadece... Bilmiyorum korumak istedim işte neyden koruduğumu bilmeden. Babanın gidişiyle başladı bunlar çünkü o benim güvenimi kaybettirmişti. Demek böyleymiş dedim hayat, toz pembe değilmiş.

O kadar dolmuşa benziyordu ki bir anda konuşmaya başlamıştı. Gözlerindeki boş ifadeler asla bozulmazken yüzünde de hiçbir duygu barındırmadan konuşmaya devam ediyordu.

- İşte o olaydan sonra hep kendimi kurtarmak için çalıştım. Kendime boş vakit tanımadım ve en çok da bu yıprattı beni. Zamanla seni de yıpratmaya başladım, dün dediğin zaman aklıma geldi ki sen hiçbir arkadaşında kalmamıştın. Arkadaşlarını bile tanımıyordum ki, bu zamana kadar kaç sevgilin oldu kimleri sevdin... Bir anne-oğul olarak bunları seninle konuşamamıştık bile. Gece iyice düşünüp kafamı toparladım ve akışına bırakmaya karar verdim, evet akışına bırakmalıydım.

Ne hissedeceğimi bilmeden annemi dinliyordum, evet duygularıma bile karar veremiyordum o an.

- İşime gidip eve döneceğim ama kendimi yormayacağım. Kendim için vakit ayıracağım. En önemlisi sana rahat bir nefes aldıracağım, "herkese güvenme herkesle yakınlaşma" demek yerine onlarla yakınlaşıp eğer alman gereken bir ders varsa kendinin deneyimlemesine izin vereceğim. Bir arkadaşına gideceğin zaman "acaba annem ne diyecek" korkusu barındırmayacağım içinde. Aksine istediğin arkadaşın ile görüşecek hatta onda kalacaksın. Seni her dakika arayıp rahatsız etmeyeceğim. Çünkü biliyorum ki bu yaşına kadar sana çok haksızlık ettim, artık böyle deneyeceğim ve eminim ki bu ikimize de fazlasıyla iyi gelecek.

Gülümseyerek ona sarıldım, haklıydı babamın gidişinden beri bambaşka biri olmuştu ve bu durumu beni hep çok korkutmuştu. Ama şimdi tekrar ayağa kalkıyordu ve onu böyle güçlü biri olarak görmek beni gerçekten çok mutlu etmişti. Tamam her şeyi salmıştı böyle güçlülük mü olur diyorsunuz belki ama bazen salmak bile bir güç gösterisidir. Hiçbir şeyi umursamamak ne kadar zor tahmin edebiliyor musunuz?

"0505" Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin