27. Tadına Bak Babacığım

12.8K 612 489
                                    

Lan 20K okunmuş fic yani eyvallah aga da bu kadar cringe bir şey nasıl okunuyor anlamıyorum ben kendi yazdığımı okuyayım diyorum ağır cringe zehirlenmesi krizine giriyorum

~ Taehyung

Kook'un anahtarı çevirip kapıyı açmasıyla eve hızlı bir giriş yapmıştım. Onun evini her zaman merak etmiş, bu sebeple incelemeye başlamıştım. Benim yaşadığım eve göre çok daha büyük ve moderndi. Mobilyalar fazlasıyla yeni görünüyordu, odalar beklediğimden de genişti.

Jk: Küçük bey, inceleme işlemleriniz bittiyse ne yapmak istediğinizi söyler misiniz?

Bu sorudan sonra küçük bir arsızlık yapıp "sevişmek" diyebilirdim ama demedim. Neden mi? Çünkü salağım.

Th: Umm bilemiyorum, sen karar ver.

"Sen karar ver" dememden hemen sonra vücudumu baştan aşağı süzüp dudağını yalaması dışında sorun yoktu 🙂🔫

Th: Ya da sen karar verme, film izleyelim. Açıkçası yarım bıraktığımız filmin devamını merak ediyorum ama daha internete düşmemiştir.

Jk: Ne yapacağımıza neden ben karar vermiyorum?

Th: Film izlemek istemiyor musun Jungkook-aah

Aegyo yapıp onu etkim altına sokunca yanaklarımı sıkıp eline kumanda almıştı. Eğer karar ona kalırsa... Güzel şeyler yaşanacaktı... Ama bilemiyorum, korkuyorum. Her ne kadar arsız biri olsam da daha önce hiç yapmadığım için korkularım vardı.

Jk: Sinemaya yeni düştüğü için internette yok ama aynı oyuncuların oynadığı bir film daha var. İzlemeye ne dersin?

Th: Gay çift var mı yine?

Jk: Evet, aslında bu onların oynadığı ilk filmmiş. Tutunca bir benzeri olarak ikincisini çekmişler, biz seninle ikincisine gitmişiz.

Th: Wow merak ettim, haydi izleyelim.

Jungkook filmi açarken yüzünde buruk bir ifade vardı, biliyorum istediği gibi başlamamıştı gece. İsteklerini çok net anlayabiliyordum, ben de karşılık vermek istiyordum. Ama dediğim gibi bazı korkularımı yenmem gerekiyordu.

Filmin başlamasıyla bir kedi gibi Jungkook'a yanaşmıştım. Başımı boyun girintisine sokup kokusunu içime çeke çeke film izliyordum. O da koluyla beni sarmış, ara sıra saçıma öpücükler konduruyordu.

Filmde karşımıza yine Jeff ve Kenneth'ın sahneleri çıkmaya başlamıştı. Bu ikiliyi görünce ikimiz beraber televizyona kilitlenmiştik. Onları izlemeyi ikimiz de çok seviyorduk, hatta bazen birbirimize benzetiyorduk.

İkisinin öpüşme sahnesi çıktığında sinemadaki gerilimin aksine onun dudaklarını öpmüştüm. Filmde Jeff ve Kenneth öpüşürken biz de Taekook olarak tutkuyla öpüşüyorduk. Ama bilmediğim bir şey vardı, Jeff ve Kenneth'ın bu öpüşmesi giderek sevişmeye doğru yol alıyordu. Bu kadar homofobik insanın olduğu yerde filmlere gay sevişme mi koymuşlardı? Yasak gelmemiş miydi? Vay anasını.

İkisinin arasındaki çekim gittikçe artıp yatak odalarına giderlerken Jungkook'tan olabildiği kadar uzaklaşmıştım. Neden böyle yapıyordum, bilmiyordum. Şu an onun kucağına çıkıp deli gibi sürünmek istiyordum ama... Beni ne engelliyordu?

Sahne ateşlenirken zor durumda kaldığımı fark etmiştim, etkilenmemek elde değildi. İnleme seslerini bile duyuyorduk artık... Film yerine porno mu açmıştık?

Jungkook'a baktığımda nefes nefese olanları izliyor, ara sıra gözleri kayıyordu. Eli kasıklarına doğru gidiyor ama zorla geri çekmeye çalışıyordu elini. Gerçekten yardıma ihtiyacı vardı.

Sonunda dayanamarak yanımdan koşup gitmişti, wcye doğru yol aldığını anlamıştım. Dudaklarımı yalarken benim de ellerim kasıklarıma yol almıştı. Yanıp kavrulan vücudum uyuşurken kumandayı alıp filmi kapatmıştım. Şu an yapmak istediğimi yapacaktım, neyi bekliyordum ki?

Kalkıp wcnin önüne geçip kapıyı dinledim, inlemelerini duyduğum Kook'un sesi adeta bir melodiymiş gibi gelmişti kulağıma. Elim kapının kolunu bulduğumda yutkunmuştum. "Şimdi istediğini vereceğim sana sevgilim."

Kapının kolunu indirip içeri girdiğimde Jungkook irkilmişti. Bir eli erkekliğini kavrayıp titreyen gözlerle bana bakarken daha fazla düşünmeden dizlerimin üstüne çöktüm. Tek kelime etmeden erkekliğini ağzıma alıp emmeye başladım. Jungkook'un gözleri fal taşı gibi açılırken beklemediği bir hareketi başardığım için kendimle gurur duymuştum. Tahmin ettiğimden daha büyük olduğu için hepsini asla alamıyordum. Dil hareketlerimi hızlandırırken ellerimi de devreye sokmuştum.

-Aahhmm, Taehyu- Mmmhhh

Ellerini saçlarıma geçirip alamadığım kısımlar için bastırırken gırtlağıma kadar gelen erkekliğine karşı açıkçası çok zorlanıyordum. Ama zorlandığımı belli etmeden zevkle işime devam ediyordum.

- Siktir, sikti- Ağğhhmm

Kafamı sabitleyip kendisi ağzıma gel gitler yaparken ağzımı becermesine izin veriyordum. O gittikçe hızlanırken inlemeleri de yükseliyordu, bu benim öylesine hoşuma gitmişti ki... Saatlerce bunu yapabilirdim.

Bir süre daha hızla devam ederken sona geldiğini anlıyordum, onu durdurup baş kısmıyla ilgilendim. Dil hareketimi biraz daha yavaşlatıp baş kısmıyla oynarken "Geliyoru-ummh" dediğini duymuştum.

Sonrasında vücudunun titrediğine ve ağzıma sıvısının geldiğini hissetmiştim. Gözlerinin önünde hepsini yutarken ağzımın kenarında kalanlar için "Bence sen de tadına bak babacığım" diyip dudaklarımı onunkiyle buluştururken yaşadığımız en ateşli öpüşme olduğuna emindim. Dillerimiz savaşırken ilk ayrılan o olmuştu, dudaklarını yalayıp gözlerini gözlerime dikti ve titrek sesiyle konuştu:

-S-Sen b-bana b-babacık mı de-dedin?

-Az önce yaptığım ağız işine şaşırmıyorsun da buna mı şaşırıyorsun babacığım?

"0505" Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin