"0505" Taekook

34. Korkuların Başrolü

Fic 50K okunma almış, destek olanlar için çok teşekkür ederim❤️ Bu arada 10K okunma aldığımda neden o kadar abartılı tepki vermişim bilmiyorum msşwösşfgö

~ Taehyung

Asla reddedemeyeceğim bir şeydi bu...

Hızla eve girerken alt tarafım kırmızı alarmları çalıyordu bile, bedenim Jungkook'u öyle istiyordu ki buna ben bile şaşırıyordum.

İçeri girip kapıyı kapatır kapatmaz dudaklarımız kısa süreliğine ayrıldıkları için sinir doluymuş gibi tekrar birleşti. Tutkulu öpüşmemiz sürerken Jungkook elini tişörtümün içine sokup göğüs uçlarımla oynamaya başladı, onun dokunuşlarını o kadar arzuluyordum ki göğüs uçlarım anında sertleşti.

Kollarını kaldırıp tişörtünü çıkarttım ve hemen yere fırlattım. Ellerim çıplak vücudunda gezerken kasıklarını kasıklarıma bastırmasıyla boğuk bir inleme bıraktım. Bu çocuk aklımı başımdan alıyordu.

Beni kucağına alıp salondaki koltuğa oturdu, yatak odasına gitmeye niyeti yoktu sanırım. Kucağına kendimi iyice yerleştirdiğimde boynuma yaklaşıp küçük bir ısırık bıraktı. Kulağına doğru tahrik edici inlediğimde kısık gözlerle bana baktı.

Üzerimdeki tişörtü narince çıkarıp koltuğun üzerine bıraktı, ilk sevişmemizin aksine hareketleri çok daha yavaştı ve bu beni delirtiyordu. Kalçamı kasıklarının üstünde hızlıca oynatmaya başladığımda kulağımı emdi. Siktir, zaafımı nereden biliyordu bu?

Kucağından inip dizlerimin üstüne çöktüm. Fermuarına yaklaşıp dişlerimle fermuarı aşağı indirdim ve arasından elimi sokup oynamaya başladım. Hızlanan nefes alış verişlerini duyarken kendimden geçiyordum, ayağa kalktı ve pantolonunu hızlıca aşağı indirdi. Elleri boxerına gidince "şştt" diyerek onu durdurdum, bunu ben yapmak istiyordum.

Ellerimi boxerı ile buluşturup yavaş hareketlerle aşağı indirdim, ortaya çıkan sertliği birçok arsız isteklerime iyileştirici olarak gelmişti. Hiç durmadan ağzıma aldığımda sonuna kadar almayı başarmıştım. Boğazımda Jungkook'u hissettikçe yükseklere uçuyordum. Dilimi kıvrak hareketlerle her yerinde gezdirirken tahrik olması için inleme seslerimi esirgemiyordum.

Göz ucuyla ona baktığımda çoktan kendinden geçmişti bile, bu görüntü ile daha çok hızlanıp onu emmeye başladım. Baş kısmına öpücükler bırakmayı çok seviyordum.

Kendini ağzımdan çekip beni ayağa kaldırdı ve pantolonumu indirdi. "Daha fazla devam edersen boşalacağım, kendimi içine bırakmak istiyorum" dediğinde sinsice gülümsedim.

İşte yavaşlığını kaybedip hızlanmaya başlıyordu, boxerımı beklemek için tek dakikası kalmamış gibi hızla aşağı indirdi. Onun bu aceleci hareketleri beni azdırıyordu, nasıl bir etki bırakıyorsun böyle bende sevgilim?

Beni tekrar kucağına aldığında iki parmağını ağzıma gönderdi, zevkle kabul edip emmeye başladım. Tüm bunlar yaşanırken alev saçan göz temasımızı asla kesmiyorduk, parmaklarını ağzımdan çekip deliğime soktuğunda acı ve zevkin karışımıyla inledim.

- Iımmhh

Memnun olmuş şekilde gülümseyip parmak hareketlerini hızlandırdı ve daha çok inlememe sebep oldu. En sonunda parmaklarını çıkardığında kalçamı kaldırdım ve tam sertliğine konumlandırarak hızla oturdum. Bunu beklemiyordu...

- Taehyun- Ağhmm

Tekrar kalkıp oturdum, tekrar ve tekrar... At üstüne binmişim de zıplıyormuşum gibi sürekli inip kalkıyordum. Jungkook destek olup beni zıplattığında ikimizin de inleme sesleri odaya karışıyordu.

- Jungk- Mmmhh çok iyi hissediyorum

- Beni mahvediyorsun... Aahhh

Dakikalarca zıpladım, zihnimi kaybetmiştim. Hiçbir şey düşünemeden sadece en yukarı zıplıyordum.

Bir süre sonra Jungkook yorulduğumu anlayınca beni koltuğa yatırdı ve bacaklarımı kaldırıp omzuna koydu. En sevdiğim pozisyon...

Tekrar içime girdiğinde o kadar zirveye çıkmıştım ki ellerimle saçlarını çekiştirmeye başladım. Jungkook hareketlerini sonuna kadar hızlandırdığında birbirine çarpan bedenlerimizin sesi bile boşalmama yeterdi.

Noktamı bulup oraya delicesine vurmaya başlamıştı işte... Tanrım... Çok fenaydım...

- Jungkooook! Evet evet orası ağğhm

Bir şey söylemeden işine devam etti, çıldırmama çok az kalmıştı. Tırnaklarımla sırtında uzun bir yol çizmiştim. Jungkook'a baktığımda alnından boynuna, oradan vücuduna akan ter damlaları tamamen başımı döndürmüştü.

Jk: Bebeğim ben... Ben geliyorum!

Bunu dedikten sadece birkaç saniye sonra içimde sıcaklığını hissettim, dünyanın en mükemmel hissi bu olabilirdi hiç şüphesiz. Soluklandıktan sonra içimden çıktı ve hala boşalmamış olan benim için sertliğimi ağzına aldı.

Zaten hassas olan sertliğim tek bir hamleyi bekliyordu, Jungkook bu hamleyi gösterdiğinde bedenim elektrik çarpılmış gibi titredi ve kendimi Kook'un ağzına bıraktım. Yalanarak yutkunduğunda zevkten kaymış gözlerim yüzünden onu zar zor görüyordum.

Bana doğru eğildi ve uzun süre boynumla ilgilendi, morluklar kaldığına emindim. Yüzünü boynumdan uzaklaştırdığında elleriyle boynumu okşamaya başladı

- İşte tüm bu izler bana ait, sen bana aitsin. Her şeyinle benimsin, seni seviyorum Taehyung.

O kadar dağılmış haldeydim ki konuşmaya mecalim bile kalmamıştı, Jungkook beni kucaklayıp banyoya götürdü, onun kolları arasında olmak bana her zaman güven veriyordu.

Nazik hareketlerle beni küvete bırakıp suyu ayarladı, tam o an telefonum çalmaya başladı ama gidip bakamazdım kapanmasını bekledim. Kapandığında ise arayan kişi inatla tekrar aramaya devam ediyordu, kim olabilirdi ki bu?

Jk: Getirmemi ister misin güzelim?

Th: Olur

Aslında çok umrumda olmazdı ama tekrar tekrar arandığıma göre önemli bir şey olmuş olmalıydı. Jungkook telefonu bana uzattığında Jimin'in aradığını gördüm. Çok değerli Yoongiciği ile sevişmiş ve bunu anlatmak için aramıyorsa şerefsizdim.

Şerefsizmişim

Jm: Tae, çabuk okulun itiraf sayfasına bak

Korkarak itiraf sayfasına girdiğimde Jungkook ile eve girmeden az önce öpüştüğümüz görüntüler ile çalkalanmıştı her yer. Paylaşan kişinin Lay olduğunu gördüğümde gözlerim dolmaya başlamıştı.

Yorumlar iğrençti, herkes bize lanet okuyordu. Dayanamayarak ağlamaya başladım.

Jk: Noldu?

Ağlaya ağlaya telefonumu ona uzattığımda ekrana bakıp donakalmıştı Jungkook... "Orospu çocuğu" diye bağırıp öfkeli şekilde soluklanmaya başladı.

Şimdi ne yapacaktık? Herkes bizden nefret ediyordu kimse bizi desteklemiyordu. Okulumuz homofobik kişilerle doluydu. Dışlanacak ve bir sürü küfüre maruz kalacaktık, kalıyorduk bile. Irene'a yaptıkları gibi bizi de okuldan atacaklardı.

İnsanlar neden böyle davranıyordu ki? Ha bir kıza aşık olmuşum ha bir erkeğe, cinsiyet kavramı neden bu kadar önemseniyordu? Onlarınki nefret bizimkisi ise sevgiydi... Söyleyin bana, hangisi daha öldürücü?

Sinirden ve üzüntüden mahvolmuş haldeyken Lay'den bir mesaj geldi

"Korkularınızın başrolü olacağım"