10. Alfa.

6.8K 698 131
                                    

Bastırıcılarımın arasından deli yayılmak isteyen feromonlarım, içimden özgürlük için bağıran omegam ile gölün kenarında sakince geziyorduk.

Bu içimde dönen kargaşadan yanımdaki Korhan'ın haberi yoktu ve kendini gayet samimi ve sakince anlatıyordu.
Ben de dinliyordum.
Anlattıkları aklımdan bir iki saniye geçiyor, sonra yerini beş yaşında Kahran'a giden bir çocuk dolduruyordu.

Açıkçası, yaklaşık iki saat önce büyük bir değişim yaşamıştım ve şu an sakin kalmam imkansız gibiydi.
İçim hem yanıyor hem de tarihin en büyük rüzgarlarına tanıklık ediyordu.
Kalbime biri kazıyarak bir şeyler yazıyor, ölene kadar geçmesin diye derin derin üstünden geçiyor gibiydi.

"Biliyorum Doğuş, biliyorum."

Gözlerimi içimdeki karışıklıktan koparıp Korhan'a çevirdim.
Kaşlarım hafifçe çatılı neyi bildiğini anlamaya çalışıyordum.

"Açık kahve gözlerin, beni hiç değerli görmüyor.
Bana canlı bakmıyorsun.
Benimle babanın işleri için olacağını biliyorum."

Bir şey söylemedim. Doğru sözleri çarpıtacak gücüm ve cesaretim yoktu.

Bu işi bitirmesini istediğimi sanmıyordum.
Ama devam etmesi de beni mutlu edecek değildi.

Lakin ben mutluluk denen duyguyu bazı şeylere heba etmeyi bilecek kadar olgunlaşmış bir insandım.

"Aramızdaki ilişkiyi kesecek misin?"

Ona döndüğüm sırada tam karşıda onu Onur ile görmüştüm.
Gerçekten ne kadar aptal olduğumu sordum kendime. Asla benim olamayacak varlıklar neden ilgim alanındaydı ki?

"Bunu yapamam.
Thoras ile ilişkileri geliştirmek ve iyi bir lider olmak benim için daha önemli bir konu.
Seninle mantığa dayanan bir ilişki yaşayacağız, eğer kabul edersen tabii. Seni zorlayamam."

Kafamı onu desteklercesine salladım. Ona katılıyordum. İkimiz de kendi bölgemiz için yapmalıydık bunu.
Zira, onun da bana aşk ile ilgili duygular beslediğini sanmıyordum.
Sadece içgüdüsel olarak bir alfanın bir omegaya olan sıcaklığı ve saygısı vardı.

"Sana katılıyorum."

Gülümseyerek elini uzattı ve sanki anlaşma yapmışız gibi tokalaşmamız için bekledi.
Ben de ona uyup elimi elinin içine bıraktım.

"Güzel anlaşma oldu.
Hâlâ beni tanımak istiyorsan anlatayım."

Sıcak bir tavırla konuşmaya devam etmesini söyledim.
Vaktin geçmesi gerekiyordu ve onunla birbirimizi tanıyıp konuşarak geçirebilirdim. Zira oldukça konuşkan biriydi, arkadaş olabilirdik.

"Arka tarafta, sessiz sakin bir orman var.
Oraya gidip etrafı dinleyebiliriz.
Ve,"

Hemen dediklerini kabul edip arkaya dönerken gözüme tekrar Savaş takıldı.
Beni ciddi biçimde izliyordu. Buna takılmadan devam ettim. Kendime olmamak için sahip olduğum engelleri sayıyordum.
Abisi yapmış olabilirdi, onun ailesiydi.
Ama ailesi ile hiç vakit geçirmemişti ki...

"Ve?"

"Ve birbirimizin komik anılarını öğrenebiliriz."

İLİACAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin