52. Misafirlerin Ayrılışı.

3.4K 341 56
                                    

Hüzünle elimdeki yolluğu abime verdim. İki gün durmuşlardı ve gidiyorlardı. Aslında ben de gitmek istiyordum çünkü abimin liderlik töreni olacaktı. Thoras'ın merkezinde, liderlik sahası vardı ve herkes orada olacaktı. Ben de gitmek istiyordum ama Savaş asla izin vermiyordu. Bebeğimizi burada dünyaya getirene kadar da bir yere gitmem ona korkutucu geliyordu. 

"Üzülme kardeşim. Alfan seni ve yeğenimi düşünüyor. Birkaç ay sonra, lider olur olmaz onu görmeye geleceğim merak etme."

Demir pelerinini takarken abime tek kaşını kaldırarak bakınca yutkundum. Umarım bölgelerine birbirlerine zarar vermeden gidebilirlerdi. Ki o konuştukları akşamdan beridir ikisi de birbirlerine yaklaşmamıştı.

"Geleceğiz demek istedin herhalde? Alfasın diye güçlü değilsin. Boşuna alfalık taslama." 

Abim onu duymamış gibi devam ederken büyük alfa ile Savaş'ın içeri girişini izledim. Daha sonra Demir ve büyük alfa ile de vedalaşıp onları izledim. Demir abisinin geri dönüp liderliği almasını istiyordu. Ama bu imkansızdı. 

"Demir biliyorum beni Aydın abinden daha çok seviyorsun ama-"

"Aptal aptal konuşmayı kes Savaş. Sana tek bir şey söyleyeyim, bir gün geri dönmek zorunda kalacaksın. İnsanlar İliaca'ya pek güzel gözle bakmıyor artık." 

Kaşlarımı çatıp dediklerini tekrar düşündüm. Bunu önceden de söylemişti ve sebebini çıkaramamıştım. Aydın alfa gereken çabayı vermediğinden dolayıdır diye düşünüyordum. 

"Gözünü Surma Bölgesi'nden hiç ayırmadığını biliyorum Demir, sen gördüğüm en zeki beta olabilirsin. Uğur da Thoras'a gittiğine göre orada abinlesin, ona da dikkat etmesini söyledim. İliaca'yı koruyun ve güçlenin."

Abimin bıkkın nefesini duyduğumda ona döndüm. Savaş'a sorgularcasına bakıyordu. 

"Siz iki kardeş hep böyle şüpheci olmak zorunda mısınız?"

Abim, Savaş ve Demir ile konuşmaya başladığında gerilmiştim. Demir de sinirlenmişti. Savaş sakinlikle onun omzunu sıkınca rahatladım. Eskiden olsa elini boğazına götürürdü biliyordum. 

"Emre diğer bölgeleri bize karşı kışkırtmaya çalıştığını hissediyorum. Kahran, bizim kardeş bölgemizdi. Ama şimdi bazı sınırlar çizilmiş. Tamam, Surma'ya çok yükleniyoruzdur belki ama dikkatli olmakta fayda çok."

Kafamı sallayarak Savaş'a destek verdim. Abimi kurtarmış olmaları iyiydi evet ama art niyet aramadan duramıyordum. Her bölgeye aynı değillerdi. İliaca'ya ters düşüyorlardı. Üstelik Demir kaybolan büyücünün bilerek kaçırıldığına inandığını söylemişti. 

Bu konuyu kapatıp dikkatleri üzerime çektim ve gülümsedim.

"Dikkatli olun ve ablamla Uğur'a selam söyle. Demir sen de Kiraz'a selam söyle. Ve bu," 

Elimdeki turuncu, uluyan büyük kahverengi bir beta kurt desenli kumaşı Demir'e verdim. Kendim yapmıştım. Canım sıkıldığı zamanlarda sürekli bu tarz işlerle uğraşmıştım. Uğur için de beyaz bir bıçak verdim. Üstü işlemeliydi. Thoras'ın yarım ayı ve diğer tarafında da aslan balığı deseni vardı.

"Bu kumaşı ona ver. Ve abi bu bıçağı da Uğur'a ver. Onlara armağanım." 

İkisi de bana hayretle baktılar. Bu iki senede ne kadar beceri kazandığımı bilmiyorlardı. Odun kırmaya gitsem şaşırıyorlardı. Onlar için hayvan avlamaya gitsem şaşırıyorlardı. Savaş gibi zor yakalanan hayvanları avlayamıyordum ama bir şeyler biliyordum. 

İLİACAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin