Özel Bölüm 2

3.5K 293 115
                                    

"Tam bir saattir aynı yerden geçiyoruz alfa. Kabul et sen kulübemizin yolunu artık hatırlamıyorsun."

Gülerek söylediğim sözlerime tek kaşını kaldırarak baktı ve güçlü olduğunu gösterir gibi dik durmaya başladı. O da benim bu şakaya karışmış hareketlerime uyum sağlıyordu.

"Karşında kocaman bir sürüyü dize getirmiş asker, Kahran okulunun birinci derece dövüş ustası, İliaca'nın ve Oratio'nun en güçlü lideri, iki alfa ikisi omega ve biri beta olmak üzere beş çocuğunun babası duruyor."

Bu saydıklarına bir anda güldüm. Kesinlikle doğru söylüyordu fakat söyleyiş tarzı fazla komik gelmişti. Yine de buralara gelmeyeli yirmi yıla yakın olmuştu bu yüzden hatırlamaması çok doğaldı.
Ona yaklaşıp kolunun altına girdim. Hava sıcak olsa da onunla terlemek kötü gelmiyordu. Ona dokunamamak daha kötüydü. O da hiç bekletmeden beni kollarının arasına almıştı.
Yavaşça yola devam ettik ve bu kez farklı bir yola sapmaya karar verdik.

"Kulübemiz ne haldedir acaba. Gittiğimizde biraz temizliğe ihtiyacı olacak beyaz gülüm."

Bu iltifatı yıllar geçtikçe üstümde daha çok etki bırakıyordu. Beyaz gül, benim için kocaman bir varlıktı. Anlamı o kadar derindi ki, bir yerde beyaz bir gül solsa benim içimden bir parça kopar gibi olurdu. Daha sonra Savaş gelir o kopan yeri öpücükleriyle tekrar birleştirirdi.
Beyaz gülün hiç solmayan haliydi alfam.
Eğer o solarsa, ben de ardından sanki onun yeşil sapıymış gibi solardım.

"Acaba Aydın ve Onur kardeşlerini idare edebiliyor mudur?
Hiç güvenmiyorum Onur'a biliyor musun?"

Onun saatler geçtikçe kokusunu artan kokusunu derince içime çekerken kıkırdadım. Onur çok sınırsız bir omegaydı. Tıpkı amcası Demir'e benziyordu. Aydın ondan daha yapıcıydı. Öyle ki, ne zaman bir olay çıksa gözler direkt Onur'a dönüyordu. Ortanca kardeşi Gül'ün de aklını karıştırıyordu.

Ama Onur'a en çok yüz veren de alfa babasıydı. Her zamanki gibi güvenmiyorum dese bile Savaş küçük omegasına kıyamazdı. Hâlâ gözünde beş yaşındaydı. Onur da bunu biliyordu.

"En çok senden yüz buluyor Savaş. Bir sorun oluyor, kızman gerekirken hemen yumuşuyorsun. Hepsine öylesin ama Onur'a fazla müsaama gösteriyorsun."

Bu sefer onun kıkırtısı kulağıma dolunca kafamı ona çevirdim. Suçlu olduğunu bilir bir hal ile yolu izliyordu.

"Gözleri aynı sen. Saçları da, elleri de. Dudakları da. Ama davranışlarınızın alakası yok. Demir'i çok sevmemiş olmalısın ki huyları çok benzemiş."

Gözlerimi devirerek yola döndüm. Huylarının benzemesini istediğim biri değildi Demir ama zekiydi. Okuduğu işinin en iyisiydi. Thoras'taki amcasının açtığı okulun gözdesiydi. Demir'in de gözdesiydi.

"Aslında çocukların hiçbiri senin huylarını taşımıyor. Aydın alfam; Aydın amcasına, Onur omegam Demir amcasına, Gül betam Emre amcasına, Zafer betam bana ve Demir amcası karışık, Minik Sevgi'm aynı anneannesi."

Saydıkça gerçekten hiçbirinin bana benzemediğini fark etmiştim. Sadece fiziksel özelliklerim biraz biraz geçmişti. Onur hariç, o tamamen benim kopyamdı.
Savaş'ın elini belimde hissedip onun yaramaz duran bakışlarına döndüm.

İLİACAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin