26. Küçük Omega.

4.6K 442 163
                                    

" Bakalım baban bugün ne göndermiş..."

Savaş'ın her gün yolladığı yemekleri almak için alt kata inmeye devam ettim. O sırada dört aylık bebeğimle sohbet ediyordum.

Hamile olduğumu anladığım zaman şifacı çağırıp emin olmuştuk ve bana çekingen ve çok duygusal hissediyorsam alfa ya da beta olabileceğini söylemişti.
Hırçın ve korumacı hissediyorsam da omega olabileceğini çünkü omega ise kırılgan yapısı olduğu için onu koruma içgüdüsü ile daha hırçın olacağımı anlatmıştı.
Ve ben hiç olmadığım kadar hırçın hissediyordum.

Bir keresinde alt edemeyeceğimi bildiğim bir alfaya kafa tutabilme cesaretiyle dolduğumu hatırlıyordum.
Ve her hareketime çok dikkat ediyordum. Savaş çok fazla dikkatli davranıyor ve öyle olmamı söylüyordu. 

Gelen büyükçe kutuya bakıp gülümsememi engelleyemezken bir an da hepsi yok oldu. Çünkü alfamı özlemiştim. Ve küçük omegam sanırım alfa babasının kokusunu çok seviyordu, aynı benim gibi.
Eve geldiğinde onun boynundan bir saniye olsun ayrılmıyordum .

En güzeli ise saraydakiler de bana çok dikkatli biçimde davranıyordu. Herkesin doğacak bebeği sevinçle beklediğini hissedebiliyordum çünkü gözlerinin parıltılarına şahit olmuştum. Uzun süredir çocuk sesi duyulmadığı için saray küçük bir neşeye muhtaç kalmıştı.

"Artık alıp çıksan mı beyaz gülüm?
Ağaç oldum odada."

Şaşkınlıkla arkama dönüp Savaş'a baktım. Onun yuvada olduğunu sandığım için üzgün hissediyordum ama burada olduğunu gördüğüm an yerini heyecan dolu feromonlarım kaplamıştı.
Hamile olduğum için bastırıcı ot sürmemin çok bir önemi yoktu çünkü işe yaramazdı. Bu yüzden sürmezdim. Sürsem de kokum her türlü belli oluyordu. Hamile omeganın feromonu da diğer alfaları çekmiyordu. Sadece Savaş'ı çekiyordu.

"Ah şu kokun..."

Elimdeki kutuyla ona yaklaşıp koluna girecekken burnunu boynuma sokmaya çalışınca izin vermeyip tatlı bir tebessümle gözlerine baktım. O da tıpkı benim gibiydi. Birbirimizin kokusuna çok fazla duyarlıydık.

"Odaya çıkalım."

"Odada devamını getirelim diyorsun."

Gözlerimi devirip elimdeki kutuyu almasına izin verdim ve önden merdivenlere yöneldim. Benimle birlikte katımıza çıktığında kapımı açtı ve içeri girdik.

Hazırlanmış masaya kutuyu bırakırken odanın dolabına yakın kısmındaki boy aynasında kendimi gördüm, oraya adımladım. Son bir aydır kilo almıştım. Eski kilomu geri almış, üstüne bir de karnımda küçük bir şişlikle kalmıştım. Ve o daha büyüyecekti.

"Savaş sence çok mu kilo aldım?"

"Bunlar daha iyi günlerin sayılır Doğuş."

Sözleri ile beraber kocaman gözlerimle ona baktım. Beni sinirlendiriyordu ve bunu sevdiğini anlamıştım. Özel olarak sinirimi bozuyordu ve tepkilerimi büyük bir neşe ile izliyordu. Ve ben daha çok sinirleniyordum. Bu yükselen sinirim onun beni kolları arasına kadar sürüyordu.

"Bunlar iyi halin, ileride daha kötü gözükeceksin ve seni beğenmeyeceğim mi demek istedin?"

Kahkaha atarak elindeki kutuyu masasına koyarken beni hızlıca kendine çekti ve bir süre kırmızı gözleriyle süzdü. 

İLİACAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin