28. Baş Omega.

4.2K 467 78
                                    

Başkalarının hayatı, başkalarının gözlerine kusursuz bir desen gibi gelebilirdi. Bir zamanlar ben bile öyle düşünürdüm.

Lakin o hayata adım attıktan sonra, eski hayatımı unutmak zorunda kaldıktan sonra asla eski mutluluğuma sahip olamamıştım. Artık hiçbir kurdun hayatı hakkında yorum yapmıyordum. Herkesin hayatı uğruna yaptığı fedakarlıklar farklıydı. Bu hayat kazananların bulunduğu yer olarak görülse bile ben kendimi bir kaybeden olarak görüyordum.

O yere gelene kadar neleri kaybetmeyi göze aldığını; kimleri bu uğurda, kan ağlaya ağlaya, bırakmak zorunda kaldığını da kaybedenden başka kim bilebilirdi?

Kim benim bu uğurda neredeyse bütün can damarlarımı kopardığımı, hayatımın en köklü anlamlarını, kurallarımı ve duvarlarımı tamamen paramparça ettiğimi benden iyi bilip görebilirdi?

Hiç kimse.

Hiç kimse benim bu sevgi uğruna, baş omega olma uğruna nasıl duygularla mücadele ettiğimi anlayamazdı benden başka.

Çok güçsüz hissetmiştim. Çok hırpalanmış, bütün ailemin bana olan sevgisini ve saygısını kaybetmiş, arkadaşlarımı, yıllarca uğruna uğraştığım halkımı, en önemlisi de biricik bebeğimi kaybetmiştim. Çok şey kaybetmiştim ama hâlâ yaşıyordum. Bu yaşama arzum sanırım alfamdan kaynaklanıyordu.

Ve güçlü olabildiğimi ispatlama hevesimden. Bence çoktan ispatlamış sayılırdım. Ben dahil herkes bunu görüp bilebilirdi. Çünkü öldürmeyen şey güçlendirirdi ve ben artık bir alfaya kafa tutabilecek kadar güçlü olduğumu düşünüyordum. Belki de bütün bunlara bir alfa benim kadar dayanamayabilirdi bile.

"Aslan Balığı tacı nerede!"

Bütün kargaşanın içinde, son saatlerini yaşayan baş omegamız bile benim liderlik törenine hazırlanmam için uğraşırken aklımdan geçen tek şey Onur'u nasıl mahvedeceğimdi.

 Hem onun yüzünden kutu dağıtımı yapan zavallı omega esir adasına yollanmıştı, ceza çekiyordu hem de bebeğimi kaybetmiştim.

Bebeğimin katilinin o olduğunu tam da onun ağzından öğrenmiştim çünkü intikamını böyle aldığını söylemişti. Ben de bu iki hafta boyunca susmuş, bugünü beklemiştim.
Bu akşam onu bitireceğime dair her gün kendime söz vermiştim.

O Aslan Balığı şeklindeki toka tarzı şey kafama yavaşça ve itinayla konulurken aynadan kendime baktım ilk kez. O beyaz elmastan yapılan şey çok değerli duruyordu benim zayıf düşmüş bedenimin ve yüzümün üstünde.

Sanki benden daha değerli gibi duruyordu. Benim bu soluk ve ifadesiz yüzüme yakışmamış gibiydi. Bu elmas toka, Orhun alfanın omegası olan Hava'nın da başından geçmişti. Uzun yıllardan beridir gücün simgesiydi ve artık benimdi.
Umrumda değildi tabii ama yine de yanda durup kafama o şeyi takan baş omegaya daha çok yakıştığını inkar edemezdim.

Bana ilk defa saygıyla bakan gözlerini gördüğümde ise hafifçe tebessüm ederek eğildim. Bebek olayından beri sadece oğlu Savaş için en iyisini yapmaya çabalıyordu ve bana çok iyi bakmaya çalışıyordu. Bu onun göreviydi.

Bana şifacıların verdiği otların suyunu verirlerken alıp dudaklarıma götürdüm yavaşça. Bebeğimi kaybedeli henüz üç hafta geçmişti ve bu üç haftada solmuştum gerçek bir beyaz gül gibi.

İLİACAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin