Sadece bir hata!

Bölüm 31:Ayların emeği, acısı ve gözyaşı var.

Hırkayı aldım evden çıktık. 

 Aytaç

Hafta sonu biraz kafamı dinlemek istedim ve kendime bir otelde yer ayırttım eve gidip bir kaç parça hazırlayıp otele gittim. Sedef'in çıkagelmesini istemiyordum. Olmadık zamanlarda çıkıp geliyordu. Yine gelirse beni bulamasın istiyordum. Bana ulaşamasın istiyordum ve aramalarına cevap vermedim. Otele yerleşip cumartesi gününün büyük bir kısmını uyuyarak geçirdim ve ileride ne yapacağıma dair düşündüm. Sanırım artık Melike'yi de alıp başka bir yere gitme fikrine yakınım. Evet, ona yavaş yavaş yaklaşıp işleri yoluna koymak istiyorum ve onu da alıp gitmek istiyorum. Sedef'in de Yiğit'in de olmadığı bir yere gidip yeni bir hayata başlayabiliriz. Son zamanlarda ciddi ciddi bunu düşünür oldum, onsuz ne kadar denesem de yapamıyorum ve onu çok özlüyorum ve çok seviyorum.

Cumartesini pek bir şey yapmadan bitirmiştim günün yarısına kadar uyuyunca diğer yarısı da akıp gidiyor zaten. Pazar günü de cumartesiden farklı geçmemişti Sedef'in aramalarına cevap vermedim ve annemin de. Otelden ayrılmış evime dönme yolundayken telefonum çaldı ya annemdir ya da Sedef'tir diye umursamamıştım ama iyi ki de kim arıyor diye bakmışım. Arayan Melike idi hemen açtım. Önce bir şey söylemeden sadece aa ııı dedikten sonra "Nasılsın?" Diye sordu. Konuşacak bir şeylerimizin olmaması garipti. Bir o kadar da konuşulacak şey varken. Sonra telefonda duyduğum ses Elif'in sesiydi. Beni evlerine davet etti. Ben de kabul ettim Melike' yi görmek istiyordum. Önce bir markette durdum ve yiyecek bir şeyler aldım, devam ettim. Evlerine geldiğimde Melike de elleri dolu karşıdan geliyordu. Belli ki o da birşeyler almaya gitmişti. Beni görünce adımlarını yavaşlattı ve giriş kapısına kadar gelince beklemeye başladı. Bu kısa saçlar ona ayrı bir hava katmış, daha çekici bir hali vardı. Siyah taytının üzerine uzun salaş bir tişört giymişti. Bu hali her zaman hoşuma gider. Bazen koltukta otururken tişörtünü dizlerine geçirirdi ayaklarına kadar karnına çekerdi bacaklarını. Arabadan poşetlerimi aldıktan sonra ona doğru yaklaştım. Elindekileri almak istedim ama hepsini vermedi, birlikte yukarı çıktık kapıyı Elif açıp yan yana dururken girişte bizi bir süzdü . İçeri girince de mutfağa aldıklarımı bıraktık.

Uzun süredir ayrı olduğumuz için ona deli gibi sarılma, öpme isteği duyuyorum. Aldıklarımızı hazırlamaya başladık ve sonra oturma odasına geçtik. Elif bizim için bir film seçmiş ve hazırlamıştı, tek iş başla tuşuna basmaktı. Yerlerimize geçince filmi izlemeye başladık.

Film güzel bir filmdi ancak yavaş ilerliyordu fazla detay vardı. Melike'ye doğru yaslanmak istedim. Hem oturduğum yerden yorulmaya başlamıştım hem de ona dokunmak istiyordum. Bana doğru yaklaşınca ben de ona yaslandım. Filmin ortasında Elif gitmesi gerektiğini söyledi ve bizi yalnız bıraktı. Benim de uykum gelmeye başlamıştı. Elif gidince yan uzanıp başımı Melike'nin dizlerine koydum. Uykum gelmişti ve o an yapılacak en güzel şey buymuş gibi gelmişti ve öyle de oldu sanırım uyuyakalmışım. Huzurla uyudum, rahat hissettim. 

Melike beni uyandırdığında saat geç olmuştu. Gideyim dedim ama hiç gitmek istemiyordum. Kolumdan tuttu beni yönlendiriyordu. Bana dokununca sıcaklığını hissettim.  Hayır, bunu yapmalı mıyız bilmiyorum? Uzun zaman oldu  ve onu çok özledim. Direnmedim, onu istiyordum. Sıcaklığını hissetmek istiyordum.

Sabah uyandığımda Melike yanımda uyuyordu. Çıplak sırtına bir öpücük kondurdum, saçlarıyla oynadım. O esnada kapının açıldığını duydum. Elif gelmiş olmalıydı, hemen kalkıp giyindim.

Mutfakta kahvaltıyı hazırlamaya başladım ardından Elif geldi ve bana yardım etmeye başladı. Sonra da Melike hazırlanmış yanımıza geldi. Önce bir süre tepkisiz kaldım ama sadece nasıl bakacağını görmek istemiştim. Hemen bozulurdu öyle de oldu. Ama uzatmayıp gidip yanağından öptüm.