Karşımdaki adam birkaç saat önce tartıştığım adamdan başkası değildi. Gözlerini gözlerime dikmiş neden burada olduğumu sorguluyor olmalıydı. O da en az benim kadar şaşkın ve kafası karışık görünüyordu. Arkamdan gelen ayak sesleriyle şaşkın bakışlarımı adamın suratından arkaya doğru çevirdim. Asya gülümseyerek yanımıza gelmişti.
''Hoş geldin abi. Tanıştırayım bu Saye, kendileri yeni komşumuz olurlar. Saye, bu da abim Barın.''
Hay, ben böyle şansa!
Asya'nın gelmesi ile derin bir nefes aldım. Biraz daha gelmese stresten ölebilirdim. Bana yaptığı açıklama ile adının Barın olduğunu öğrendiğim adam -aynı zamanda Asya'nın abisi ve komşum- içeri doğru adım attığında alan yaratmak adına yana doğru kaydım.
''Demek ismin Saye. Çok memnun oldum, Saye.''
Başını sallayarak dalga geçtiği her halinden belli olan bir ses tonuyla konuşmuştu. Kaşları havalanmış ela gözlerini gözlerime dikmiş ve 'itici' diyebileceğim bir gülümseme kondurmuştu dudaklarına. Gözlerine bakarken bilindik fakat anlam veremediğim bir his sarmıştı yeniden bedenimi. Derin bir nefes alarak gözlerimi gözlerinden ayırdım.
''Siz, tanışıyor musunuz?''
Asya parmağı ile ikimizi gösteriyordu. Gözleri aramızda mekik dokuyor, bir anlam vermeye çalışıyordu.
''Tabi, daha bugün koşu yaparken tanıştık. Öyle değil mi, Saye?''
İsmimi vurgulayarak söylemişti. Benimle eğleniyordu.
''Öyle, Barın.'' Bana yaptığı gibi ismini vurgulamıştım.
Asya, yeni fark etmiş gibi bir şaşkınlık nidası ile Barın'a doğru adımlayıp parmaklarını yüzüne koyarak konuştu. "Abi, gözüne ne oldu? Kızarmış."
Asya'nın söyledikleriyle Barın'a bakarak gülmemek için dudaklarımı ağzımın içine doğru yuvarladım. Sert bakışları anında gözlerimi bularak gülmemek için verdiğim çabayı kaşları çatık bir halde izledi.
"Vahşi bir hayvan saldırısına uğradım." Hayrete düşmüş bir ifadeyle Barın'a baktığımda gülmemeye çalışarak benim yaptığım gibi dudaklarını ağzının içine doğru kıvırdı. Bana misilleme yapıyordu. Gözlerim bir anlığına dudaklarına kaysa da ifademi toparladım.
"Ne vahşi hayvanı, ne diyorsun abi? Hadi sen mutfağa geç, göz damlası getiriyorum hemen."
Asya'nın söylediklerinin ardından gülümsemesini çekip aldı dudaklarından ve arkasını dönerek içeriye doğru ilerledi. Asya'nın abisini bu kadar önemsemesi ve Barın'ın kardeşine yumuşak bakışları içimde bir yerleri ısıtmıştı, aynı zamanda da ne kadar yalnız olduğumu hissettirmişti. Daha fazla durmak istemedim başım ağrımaya başlamıştı. Asya'ya dönerek konuştum.
''Ben gitsem iyi olur, evde tamamlamam gereken çizimlerim var.''
Asya direkt olarak yüzüme bakıyordu. İnce sarı kaşları çatılmıştı fakat konuşmaya başlayınca yüz ifadesi de yumuşadı.
''Biraz daha otursaydın keşke ama madem tamamlaman gerekiyor bir şey demiyorum o zaman. Bundan sonra da mutlaka görüşelim.''
Gerçekten de çok samimi bir kızdı. Sevilmeyecek gibi değildi. Gülümsedim.
''Numaranı verirsen eğer mesaj atabilirim, haberleşiriz.''
Numarasını aldıktan sonra kaydedip telefonu tekrar kotumun cebine tıkıştırdım. Ceketimi üzerime geçirip annemlere de haber vererek çıktım evden. Başıma bir ağrı saplanmıştı yürürken bir yandan da ellerimle şakaklarımı ovuyordum. Evin önüne geldiğimde elimi ceketimin cebine atarak anahtarımı aldım. Kapıyı açtıktan sonra itekleyerek içeri girdim. Kapıyı örtüp direkt olarak odama çıktığımda üzerimi değiştirip rahat bir şeyler giymem gerekiyordu. Üzerimdekilerden kurtulup dolabımın en altındaki beyaz geceliklerimi geçirdim üzerime şimdi rahat rahat çizim yapabilirdim. Masama oturup masa lambamı da yakarak başladım çizmeye.
![](https://img.wattpad.com/cover/253749156-288-k225135.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAYENDE
Teen Fiction''Filmin sonu nasıl bitiyor, söyler misin? Yani iyi mi kötü mü?'' O güzel öpülesi dudaklarıyla minik bir tebessüm armağan etti kalbime. Kalbim bu armağanı kabul edercesine hızlandı. ''Neden soruyorsun?'' ''Çünkü eğer kötü biterse izlemeyeceğim. Köt...