-Bölüm 20-

265 117 127
                                    

Multimedia: Saye Ertekin

Evet 20. bölümde sonunda Saye kızımızı görebildik. Bu benim kafamdaki model ama siz istediğiniz kişi olarak hayal etmekte elbette özgürsünüz. Satır araları yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen. O kadar emek veriyorum en azından oy verip yorum yaparak bana destek olabilirsiniz. Sizleri seviyorum, iyi okumalar..


Eve geleli yaklaşık iki saat oluyordu. Geldiğimde annemler daha yeni uyanıyorlardı hatta annem tek gözü kapalı bir şekilde beni kapıda karşılamıştı, beraber sohbet ederek kahvaltı ettikten sonra yorgun olduğumu söyleyip dinlenmek için odama çıkmıştım. Dönüş yolunda da Barın'la aynı arabada bulunmadığım için halimden memnun bir şekilde yolculuk yapmıştım. Asya da söylediği gibi bir daha fotoğraf konusunu açmamıştı. Minnettardım bunun için.

Telefonum çalmaya başladığında uzandığım yerden doğrularak kimin aradığına baktım fakat kayıtlı değildi, bilmediğim bir numara arıyordu. Aramayı cevaplayarak telefonu kulağıma yasladım.

"Alo?"

"Saye, ben Gökhan." Gökhan mı? Benim numaram onda ne arıyordu ki? Kısa bir duraksamanın ardından cevap verdim.

"Merhaba Gökhan. Nasılsın?"

"İyiyim, teşekkür ederim. Aslında senden numaranı isteyecektim ama tatile girmeden seni göremedim bir türlü. Bu yüzden Halil hocanın listesinden almak zorunda kaldım ve gerçekten de zor oldu. Umarım senin için sorun olmamıştır."

Söyledikleriyle istemeden de olsa kıkırdamıştım. Halil hocanın çok ciddi bir hoca olduğunu biliyordum ve listeden numaramı alabilmek için oldukça uğraştığını tahmin edebiliyordum. Ama numaramı alabilmek için niye bu kadar uğraştığını anlayamamıştım.

"Halil hocadan mı? Şu an canlı olduğun için sevinmelisin ve sorun değil, endişelenme. Bir şey mi oldu peki?" Gökhan'ın nefes verdiğini duyduğumda rahatladığını anlamıştım. Sanırım kızabileceğimi düşünmüştü aslında başka biri olsa kızabilirdim ama Gökhan'ın söyledikleri beni kızdırmaktan çok güldürmüştü. Aynı zamanda kötü niyetli biri olmadığını düşünüyordum.

"Yok, önemli bir şey olmadı. Sadece biraz daha evde oturursam tulumları çekip duvarları boyamaya girişeceğim o yüzden bir an önce dışarıya çıkmam gerekiyor. Aklıma da sen geldin, eğer sen de istersen beraber çıkabiliriz diye düşündüm. Biraz sohbet etmiş oluruz."

Canı sıkılınca gereksiz işlere girişen sadece ben değildim demek ki. Bir keresinde dolabımı boyamaya girişmiştim ve sonu gerçekten de hiç hoş olmamıştı. Ağlaya ağlaya boyalar çıkana kadar tüm dolabı baştan aşağıya silmem gerekmişti üstelik tüm bu süreçte de annem elleri belinde başımda beklemişti. Çifte gerilim resmen.

"Boya işlerine girişmeni cidden istemem. Bir saat sonra okulun yakınındaki kafede buluşalım senin için de uygunsa?"

Onayladığında "Görüşürüz." diyerek telefonu kapattım. Yattığım yerden tamamen kalkarak dolabımdan gri örme kazağımı ve lacivert pantolonumu çıkardım. Çıkardıklarımı üzerime geçirerek merdivenlerden indiğim sırada annem ve babamın mutfakta hararetli bir şekilde konuştuklarını duymuştum.

"Buraya gelmek bir hataydı." Annemin sesi oldukça gergin geliyordu. Köşeyi dönüp mutfağa girdiğimde ikisinin de yüzlerinde gözle görülür bir değişim olmuştu. Hızla toparlanarak gülümsediklerinde gözüme daha önce hiç bu kadar sahte görünmemişlerdi. Bir şeyler döndüğünü anlamamak için aptal olmak gerekirdi.

"Neler oluyor?" Sesim son derece ciddi çıktığında babam ellerini masanın üzerine koyup destek alarak oturduğu sandalyeden kalktıktan sonra yanıma geldi. Bakışlarımı babamın yüzünde sabitlediğimde mantıklı bir şeyler söylemesini bekliyordum çünkü içimdeki bu şüphe gitgide büyüyordu.

SAYENDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin