-Bölüm 13-

296 142 74
                                    

Multimedia: Sam Smith- Fire on Fire

Bu şarkıya bu aralar kafayı takmış durumdayım. Durmadan dinliyorum size de tavsiye ederim. İyi okumalar canlarım..


Düşüyordum. Suratıma yediğim sert rüzgar nefes almamı engelliyor saçlarımı terden sırılsıklam olmuş alnıma yapıştırıyordu. Kalbimin ise patlarcasına atışlarını kulaklarımda duyumsayabiliyordum. Korku bedenimde can bulmuş ve adeta bir yılan gibi kıvrılarak her yanımı sarmış beni zehirliyordu. Düşüşüm fazla uzun sürmeyip bedenim kaçınılmaz son ile sertçe yere çarptığında her yerim kaskatı kesilmiş hareket etmeye kendimi kurtarmaya çalışıyor fakat başarılı olamıyordum bir türlü. 

Bedenim gömülmeye ve soğuğu tüm hücrelerimde hissetmeye başladığımda düştüğüm yerin bir deniz olduğunu anlayabilmiştim. Dalgalar çığlıklarımı bastırmak istercesine hırçındı. Neler olduğunu anlayamıyor yalnızca nefes almaya çalışıyordum tuzlu suyun ciğerlerime dolduğunu anladığımda acı daha da hissedilir bir hal almıştı. Ağlayıp çırpınmaya başladığımda buradan kurtulamayacağımı anlamıştım sonum çoktan gelmişti.

Bedenim sarsılmaya başladığında derin bir nefesi ciğerlerime armağan ederek ileriye doğru fırladım. Başım o kadar çok dönüyordu ki nerede olduğumu algılamakta büyük bir güçlük çekiyordum, kulaklarım uğulduyordu. Neler oluyordu?

"Kızım, kabus görüyordun sadece sakin ol geçti."

Annemin sesini duyduğumda algılamam zamanımı aldı ardından derin bir soluk vererek bedenimin rahatlayıp gevşemesine izin verdim. Dilimle kurumuş dudaklarımı ıslattığımda gözlerimi yumarak birkaç saniye kendime gelmeyi bekledim. Terden sırtıma yapışmış pijamamın üzerinde annemin elini hissettiğimde yeniden derin bir nefes alarak ona doğru döndüm. Elindeki yarısına kadar su dolu bardağı gördüğümde titreyen ellerimle uzanarak bardağı elinden aldım ve dudaklarıma götürerek büyük bir yudum içtim. Son zamanlarda artan kabuslarıma anlam veremiyordum bir türlü. Böyle devam ederse yeniden terapistimle görüşmem gerekecekti.

"Daha iyi misin?"

Başımı sallayarak annemi onayladığımda annem de konuşmak istemediğimi anlamış olacaktı ki sorular sorarak üstelemedi. Elimden bardağı alıp yatağımın yanındaki komodinimin üzerine bıraktı ve ayağa kalkarak "İstersen yanında kalabilirim." dediğinde başımı olumsuzca salladım. Sadece biraz yalnız kalmak istiyordum.

"Gerek yok, ben iyiyim."

 Hafifçe tebessüm ederek odadan çıktığında titrek bir nefes alarak sırtımı yatak başlığına yaslamış dizlerimi de kendime çekmiştim. Gördüğüm kabusun etkisini üzerimden atmaya çabalıyordum o kadar gerçekçiydi ki bir an gerçekten boğulup öleceğimi düşünmüş, dehşete kapılmıştım. Ellerimi yüzüme bastırarak sertçe ovaladım. Bana neler olduğunu bilmiyordum ama umarım bir an önce bu kabuslarım bir son bulurdu. 

***

Dönemin son sınavından da çıktığımda derin bir nefes alarak gülümsedim. Dün geceki kabus vakasından sonra iyi geçen sınavım düşük olan moralime ilaç gibi gelmişti. Yaklaşık bir aylık ara tatile girmiştik bu da bol bol dizi izleyip kitap okuyabileceğim anlamına geliyordu sınavlarımdan dolayı dizilerime ve kitaplarıma bir süre ara vermek zorunda kalmıştım.

"Kendi kendine güldüğünü birileri görürse delirdiğini düşünebilirler ki çok da isabetli bir düşünce olur."

Başımı sesin geldiği yöne doğru çevirdiğimde daha görmeden sesin sahibinin kim olduğunu anlamıştım, Barın'dan başka biri bu kadar gıcık olamazdı. Bu konuda bir numaraydı resmen. Gözlerimi, bıkkın bir nefes vererek gözlerine diktiğimde ellerini cebine sokmuş gayet rahat bir tavırla beni izlediğini gördüm.

SAYENDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin