Multimedia: Saye Ertekin
Satır arası yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmeyin lütfen..
Çıplak ayaklarımın altındaki taşlar adım attıkça derime saplanıyor, yardıkları derimden akan kanla kırmızıya boyanıyorlardı. Ciğerlerime aldığım sık ve kısıtlı nefesler yetersiz gelip ciğerlerimi yakmaya başladığında hızımı yavaşlatıp durdum. Titreyen ellerimi dizlerime yaslayarak eğildiğimde ciğerlerimin ihtiyaç duyduğu havayı derince soludum. Saçlarım, esen rüzgarla savrulduğunda terden sırılsıklam olmuş vücudum titremişti. Ben, neredeydim böyle?
Yüzümü acıyla buruşturarak doğrulduğumda üzerimdeki kan ve çamur lekeleriyle örtülmüş beyaz elbiseye baktım. Bu elbisenin nasıl benim üzerimde olduğunu da buraya nasıl geldiğimi de hatırlamıyordum. Son hatırladığım Barın ile sahilde olduğumdu. Olduğum yerde dönerek nerede olduğumu anlamaya çalıştım fakat buraya daha önce geldiğimi sanmıyordum.
Yolun karşısındaki bahçesi zambak ve güllerle dolu iki katlı ahşap döşemeli evi gördüğümde tanıdık gelen ama bir o kadar da yabancı hislerle dolup taşmıştım. Adımlarım benden izinsiz eve yöneldiğinde bu evin bana neden bu denli tanıdık geldiğini anlamaya çalışıyordum. Eve yaklaştıkça daha da netleşen çocuk sesleri ve kahkahalarını duyduğumda bakışlarımı sesin geldiği yöne çevirdim. Bahçedeki çimenlerin üzerinde oturmuş bir kız ve erkek çocuğunu gördüğümde yüzümde istemsiz bir tebessüm oluşmuştu. Sırtları bana dönük olduğundan yüzlerini göremiyordum ama kızın üzerindeki beyaz elbise dikkatimi fazlasıyla çekmişti. Elbisesi, ne zaman giydiğimi bilmediğim üzerimdeki elbiseye çok benziyordu daha dikkatli baktığımdaysa elbiselerimiz birebir aynı olduğunu anlamıştım tek farkı onun elbisesi bembeyazdı, benim elbisem ise kan ve çamur lekeleriyle kaplıydı. Kızın yüzünü görebilmek için parmak uçlarımda yükseldiğimde taşlardan yaralanan ayaklarım acısını hatırlatmak istercesine sızladı.
"Ama abi sen yokken ben evde çok sıkılıyorum. Ben de seninle okula gelebilir miyim, lütfen?" Küçük kız, saçlarını savurarak sitemli bir tonda konuştuğunda abisi olduğunu öğrendiğim küçük çocuk kollarını kardeşine dolayarak onu kendisine çekti ardından parmaklarını kardeşinin saçlarına dolayarak okşamaya başladı.
"Sen büyüyüp okula gidebildiğinde beraber gideceğiz. Ben hep seninle olacağım, kardeşim." Dudaklarım bu görüntü karşısında iki yana kıvrıldığında ne kadar sevimli olduklarını düşündüm. Abisinin, kardeşini ne denli sevdiğini görebiliyordum. Tek çocuktum ama bir abimin olmasını istemiştim, her zaman.
Bakışlarım yeniden eve kaydığında üst kattaki cama yaslanmış gülümseyerek doğrudan bana bakan kadınla göz göze gelmiştik. Kadının bana bakıp bakmadığını anlamak için arkamı dönüp kimse var mı diye kontrol ettiğimde kimsenin olmadığından, kadının bana baktığından emin olmuştum. Kadın, elini cama yasladığında sanki bana dokunmuş gibi tüm bedenim irkildi. Bir adım geriye attığımda bir an önce buradan uzaklaşmayı planlıyordum. Sanki uzaklaşmamı istemiyor gibi diğer elini de cama yaslayarak vurmaya başladığında yüzündeki gülümsemeden eser kalmamış yerini dehşete bırakmıştı. Ben geriye adım atıp uzaklaştıkça kadın daha da çileden çıkıyor camı yumrukluyordu. Sonunda cam büyük bir gürültüyle parçalara ayrıldığında soğuk ve ıssız sokakta kadının haykırışları yankılanmış korku bedenimde can bularak dört bir yanımı sarmıştı.
"Gitme."
Göz kapaklarımı aralamaya çalıştığımda kirpiklerimin arasından sızan parlak beyaz ışık gözlerimi acıtmış yüzümü buruşturmama sebep olmuştu. Zihnimdeki sis perdesi yavaş yavaş aralanmaya başladığında gerçekliğimi kaybetmiş gibiydim. Neler oluyordu? O kadın bir anda nereye kaybolmuştu ve neden uzaklaşmaya başladığımda çıldırmış gibi davranmıştı?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAYENDE
Teen Fiction''Filmin sonu nasıl bitiyor, söyler misin? Yani iyi mi kötü mü?'' O güzel öpülesi dudaklarıyla minik bir tebessüm armağan etti kalbime. Kalbim bu armağanı kabul edercesine hızlandı. ''Neden soruyorsun?'' ''Çünkü eğer kötü biterse izlemeyeceğim. Köt...