💫24. Bölüm💫

101 6 1
                                    

👆🏼şarkıyı açmayı unutmayın

Selaaaaaaaaam

Nasılsınız kuzular?

Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum🥺❤️

Sabah annemin yaptığı poğaçaların kokusuyla uyanmak... Size bu duygunun mükemmelliğini anlatamam. Yatağımda doğrulup yanda yatan Naz'ın üstüne atladım.

-Ahh!
-Kalk lan ölüyom!
-Deno nefes alamıyorum kalk!
-Gülce teyze! Zeynep abla! Kurtarın beni!

Naz bağırınca yüzüne yastıkla vurdum.

-Herkesi buraya toplayacaksın sus!
-Kalksana kızım bacaklarım felç geçiriyor şuan. Kan dolaşımım durdu.
-Salak.

Yastığı yüzüne atıp üstünden kalktım. Banyoya girip yüzümü yıkadım. Şeytan ruhumun sözünü dinleyip sessizce Bulut'un odasına girdim. Sessizce kapıyı kapatıp etrafa bakındım. Hala uyuyordu dana kılıklı. Masanın üstünde bişeyler ararken hafif ses yapmıştım. Orda bişey bulamayınca yatağın önündeki komidine bakınmak için parmak uçlarımda yürüdüm. Birden yatağa düşünce gözlerim şokla açıldı.

-Seni zilli!
-Beni korkutacak aklı sıra!
-Abi ya! Madem uyumuyon niye rol yapıyosun!
-Kaşınıyosun sen bak.
-Hayır.
-Dur ben seni kaşıyayım bi.
-Anne!

Yataktan kalkıp koşarak salona girdim. Abim benden hızlı koştuğu için salonda beni yakalamıştı. Koltuğun üstünde gıdıklanmaktan iki büklüm olmuş ir şekilde duruyordum.

-Bulut yeter.
-Az bile baba bu şeytana.
-Abi yeter.
-Abi yeter valla nefes alamıyorum bak.
-Bulut bırak kızı.
-Ne çok sevenin var arkadaş.

Abim beni bırakınca yattığım yerde doğrulup gülmekten acıyan yanaklarıma masaj yaptım. Kapı çalınca kalkıp kapıya gittim.

-Hoşgeldiniz.
-Hoşbulduk baldız.
-Hoşgeldin abla.
-Hoşbulduk kuzu.
-Merdom!
-Deniy.
-Oy sen büyüdünde teyzenin adını mı söylüyorsun. Yerim seni.
-Mert! Küçük fare.
-Naz abya.
-Senin dilini koparırım len! Bana niye abla demiyon bücür kılıklı.
-Gel teyzem bana.

Naz Mert'i alınca bende peşlerinden mutfağa geçtim. Güzel bir kahvaltı yaptık.

Neredeyse bütün günlerimiz böyle eğlenceli bol kahkahalı geçmişti. Ve biz resmen yarın dönüyorduk. Annemleri çok özleyeceğim aşikardı. Akşam yemeğinden kalan bulaşıkları yıkarken dalmış bir şekilde tabakları köpüklüyordum. Elimdeki tabak hızlıca kayınca daldığım yerden döndüm.

-İyi misin?
-Elimden kaydı sorun yok.
-Bir yerinizi mi kestiniz kızlar!
-Sorun yok anne!

Lavabonun içindeki kırıkları toplayıp çöpe attım. Makinedekileri yerleştirip odaya geçtik. Naz Bora ile konuşmak için bahçeye inmişti. Camdan onu izliyordum.

-Neye bakıyorsun bakalım güzellik.
-Hiç. Öyle bakınıyordum.
-Allah allah.

Abim yanıma gelip camdan baktı. Naz'ı gördümü bilmiyorum ama yüz ifadesi gerildi.

-Hemen sevgili mi yaptınız kendinize?
-Ne alakası var abi?
-Abiler hisseder gülüm.
-Başka taraflarından hissetme ihtimalin?
-Terbiyesizzzzz!
-Ne ya haklıyım.

Telefonumun bildirim sesi gelince cebimden alıp mesaja baktım.

Miraç Bey: Nasılsın güzellik?
Miraç Bey: Tatil yaradı galiba:)

Telefonu kapatıp cebime koydum. Yüzümde bir gram mimik oynatmamaya dikkat etmiştim. Karşımda abim dururken bunu yapmak zorundaydım.

-Kimmiş?
-Banka.
-Ne diyo?
-Ivır zıvır işler işte. Aman boşver.

Abim cebimden telefonu alınca dünya bana adeta "işte şimdi sıçtın Deniz" deme şekliydi resmen. Abim telefondan çektiği bakışları bana döndürdü.

-Ne zamandan beri yalan söyler oldun?
-Açıklasam inanmayacaktın.
-Şuan daha da inanmayacağım biliyorsun değilmi?
-Bak abi gerçekten aramızda bişey yok.
-Anladık onu zaten.
-Vallahi yo... bi dakika nasıl anladın?
-Bey diye kaydetmişsin.
-Ha doğru. Neyse bu yani sadece hastanedeki müdürüm.
-Lan patronun sana mı asılıyor!
-Hayır. Niye gürlüyorsun birden ya?!
-Bak tehdit falan ediyorsa söyle.
-Saçmalama abi.
-Naz kimle konuşuyor?
-Seni ilgilendirir mi?
-Senin abinsem onunda abisiyim. Ve kardeşlerimi korumak zorundayım.
-Korunmaya ihti...
-Sus.
-Abi 23 yaşın....
-Kes.
-Ama...
-Senin dilin uzamış bak he.

Abimi ikna edip odamdan gönderdim. Miraç'a cevap yazıp yatağımın içine girdim.

————————————————————

1 hafta sonra;
Sabah yatağımdan zar zor kalkıp Naz'ı uyandırdım. Tek gözüm açık bir şekilde banyoya girip yüzümü yıkadım. Odama dönüp siyah yüksek bel dar kot pantolonumu üzerime ise dekoltesi çok fazla olmayan düz beyaz bir crop giydim. Pantolonum göbeğimi örttüğü için sevinmiştim. Fazla açık giyinmeyi seven bi tip değildim ki zaten havalar yeni yeni ısınıyordu. Saçlarımı tarayıp hızlıca fön çektim.  Kulağıma ince zincirli bir kıkırdakla birleşen bir küpe taktım. Yüzüme günlük hafif makyajlarımdan yapıp mutfağa geçtim.

-Günaydın.
-Günaydın güzellik.
-Ha unutmadan söyleyeyim akşam Bora ile yemeğe çıkacağız.
-Oha inanamıyorum.
-Bendeeee!
-Eve gelicek misin yoksa direk mi geçersiniz.
-Hastaneye gelir muhtemelen.
-Hadi bakalım.

Atıştırdıktan sonra siyah küçük kol çantamı alıp kapının önündeki hole geçtim. Dolaptan siyah kolları hafif kıvrılmış klasik ceketimi alıp üzerime geçirdim. Saçlarımı düzeltip çantamı omuzuma taktım. Ayağıma nude renk stilettolarımı geçirip Naz'ı beklemeye koyuldum. Naz gelince beraber arabaya bindik. Naz'ı bırakıp hastaneye döndüm. Arabayı park edip çantamı alarak indim. Bugün bir toplantı vardı. Toprak'la görevli olarak oraya gidecektik. Siyah güneş gözlüklerimi gözümden çıkarıp hastaneye girdim. Asansöre binip üst kata çıktım. Uzun holde yürüyüp Toprak'ın odasının kapısını tıklattım.

-Gel.
-Günaydın.
-Günaydın. Gelsene.

Çekingen adımlarla içeriye girdim. Bugün biraz daha resmi giyinmişti. Siyah kumaş pantolonu üzerinde ise ince siyah bir kazak vardı.

-Ne zaman gidiyoruz?
-Valla bugün ki bütün randevularımız iptal istersen şimdi çıkıp bir yerde kahvaltı yapalım. Seminer zaten 2'de.
-Bana uyar.
-Tamam hazırlanıyorum hemen çıkarız.

Üzerindeki önlüğü çıkarıp arkasındaki krem rengi trençkotu üzerine geçirdi. Onu izlerken kendimi fark edip bakışlarımı bordo ojeli tırnaklarıma götürdüm.

-Çıkabiliriz.
-Peki.

Oturduğum yerden kalkıp Toprak'ın önünden odadan çıktım. Arabaya yürüyene kadar sayısız kahkaha atmıştım. Toprak'la iken gerçekten eğleniyordum. Toprak'ın siyah arabasına binip hastaneden uzaklaştık.

Bu bölümde burda bitti:((

Bölüm nasıldı kuzular?

Desteklerinizi bekliyorum❤️❤️

Bir sonraki bölüme kadar görüşürüz;)

Yıldızlara Bak💫Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin