💫15. Bölüm💫

125 8 0
                                    

👆🏼şarkıyı açmayı unutmayın

Çarşamba günü bölüm atmadığım için onun telafisi olsun kuzular🤭

Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum

Ben kaçar;)

Bütün gün evde tek kelimeyle yattım. Canım aşırı aşırı sıkılmıştı. Naz'ın gelmesine kalan dakikaları sayıyordum artık. Kapı çalınca koşarak kapıya gittim.

-Nerdesin sen? Evde sıkıntıdan patladım.
-Bakıyorum hastamız iyileşmiş.
-Tabikisi.

Naz içeriye geçince yattığım koltuğa dönüp yatmaya devam ettim. Naz elindeki tepsiyle salona geldi. Yattığım yerde çekup tepsiye bakındım.

-Nohutlu pilav mı o?
-Ta kendisi.
-Hayır falan mı buldun Bunları vardı?
-Meslek sırrı.

Önümdeki pilav ve ayranı güzelce mideme indirdim. Gözlerim şişmiş olan karnıma bakınca moralim bozuldu.

-Yalnız ben iyice şiştim baloya da az kaldı.
-Ay sus sus bak gene heyecan bastı beni.
-Partner buldun mu kendine?
-Sen ne güne duruyorsun köpek.
-Hafta sonu kıyafet bakmaya mı gitsek?
-Bende onu diyecektim neredeyse 10 gün kaldı şunun şurasında.

Naz'la hafta sonu için plan yaptık. Kalan zamanı Naz'la tanımadığım insanların dedikodusunu yaparak geçirdim. Naz odasına uyumaya gidince bende odama geçtim. İlk uykuya dalamasamda uzun uğraş sonucu uykuya dalmıştım.

———————————————

-Deniz kalk hadi!
-Deniz!
-Kalksana ayı!
-Bırak beni Naz!
-İyi geç kal banane.

Naz odadan çıkınca öfleyerek yatağımdan kalktım. Banyoda işlerimi halledip mutfağa geçtim. Uykulu gözlerle masaya oturup önümdeki salatalıklardan attım ağızıma. Naz tabağıma omleti koyduktan sonra eliyle alnıma dokundu.

-İyi iyi ateşin yok.
-İyiyim ben.
-Geçen gün hiç öyle değildin ama.
-Hala kızgınsın dimi bana.
-Kuzum. Bak ne olursa olsun kendini hasta edecek kadar orda durmamalıydın. Zaten kolay hasta oluyorsun. Seni onun kucağında büzülmüş bir şekilde görünce nasıl korktum biliyor musun?
-Özür dilerim. Seni korkutmak istemezdim. Ben... ben bilmiyorum. Niye gittim...
-Deniz aklın fazla karışık senin.
-Nasıl toplayacağımı bilmiyorum.
-Akışına bırak.
-Miraç'la denememi mi istiyorsun?
-Bir nevi.
-Sanki bana doğru kişiymiş gibi gelmiyor.
-Deniz Allah aşkına şu güne kadar hayatına kimseyi almadın. Artık şu kalbine söz geçirmekten vazgeç.

Naz'ın söylediklerine hak veriyordum. Etrafımda gördüğüm yada duyduğum aşklar, sevgiler hepsi bir çıkar üzerine kurulmuştu. Gerçek aşk kavramı tamamen ortadan kalkmıştı. Bende bunu anladığım günden beri kalbimin beni yönetmesine izin vermemiştim. Ama şuan nasıl serbest bırakacağımı bilmiyordum. Miraç'ı seviyor muydum? Bilmiyorum. Bıkkınlıkla tabağımdakileri karnıma indirdim. Dolabımdan siyah dar pantolonumu ve koyu yeşil sweatshirt alıp üzerime geçirdim. Saçlarımı sıkıca toplayıp hafif dağınık gözüken bir topuz yaptım. Halka küpelerimi takıp dişlerimi fırçalamaya gittim. İşlerimi hallettikten sonra aynanın karşısına geçip uyumaktan şişmiş göz altlarımı kapattım. Hafif bir allık ve parlatıcı sürdüm. Maskaramı ve rujumu sürüp, parfüm sıkıp odamdan çıktım. Duvara dayanıp çorabımı giyerken Naz'ın kapının önünde olduğunu gördüm.

-Hazır mısın sen?
-Şaşırtayım seni dedim.
-Başardın.
-Hadi senin yüzünden geç kalıcaz bu sefer.

Krem trençkotumu giyip kapının önüne geçtim. Beyaz spor ayakkabılarımın bağcıklarını bağlayıp çantamı koluma astım. Beraber asansörün önüne geçtik. Kapısı açıldığında içeride duran Bora'yı görünce bakışlarım Naz'a kaydı. Hızlıca içeriye geçip başımla selam verdim. Naz gözleriyle bana küfür edip içeriye girdi. Bora ve Naz arasında mekik dokuyan gözlerim yorulmuştu. Bora ona düz bir şekilde bakarken Naz sanki onu öldürmek istermiş gibi bakıyordu. Sonunda kapı açıldığında Bora bize yol verdi. Naz önden hızlıca çıktı. Ben onun bu haline gülerken çaktırmadan Bora'ya baktım. Oda gülüyordu. Eh be Naz eh be Naz! Arabanın yanına gelince ön kapıyı açıp içeriye geçtim. Naz hala sinirliydi.

-Senin ne alıp veremediğin var bu Bora'ya karşı?
-Ne olcak canım. Gerizekalının teki işte.
-Hıhı. Anladım canım.

Ben elimle ağızımı kapatıp gülmemeye çalıştım. Kim bilir aralarında ne geçmişti de böyle olmuşlardı. Naz beni bırakınca hızlıca hastaneye girdim. Tanıdığım birkaç kişiye selam verip üst kata çıktım.

-Günaydın Deniz hanım.
-Günaydın Gamzecim.
-Miraç bey odanızda.
-Miraç bey mi?
-Evet.
-Allah allah?

Gamze'ye şaşkın bir ifade gösterdiğime emin olunca odaya girip kapıyı kapattım.

-Miraç bey?
-Evet?
-Bi sorun mu var?

Hem konuşup hemde üstümdeki montu çıkarıyordum.

-Yani beni eken sayılı kadınlardan biri olduğun için seni görmeye geldim.
-Kusura bakmayın. Biraz fenalaştım o gün aklımdan tamamen çıkmış.
-İyi misin şimdi?
-Hıhı.
-O zaman saat 12de acil çıkışında seni bekliyorum.
-Pekala.
-Kolay gelsin.

Başımla cevap verip masama geçtim. Bugün hastalarımın hepsi sabahtandı. Nöbetçi olduğum için sonrasında hastanede kalmak zorundaydım. Hastalarım bitince söz verdiğim gibi hazırlanıp acil çıkışına yürüdüm. Miraç'ı arabanın içinde görünce arabaya ilerleyip ön koltuğa geçtim. Bütün acili fısıldaşmaları ile beraber arkamızda bıraktık. Selamlaştıktan sonra ben kafamı camdan dışarıya çevirdim. Sanki şuan burda olmak yanlış gibi geliyordu. Yol boyunca sessiz kaldım. Miraç yakışıklıydı, zekiydi, ayrıca bir işi vardı. Benim gibi birinden hoşlanması bana garip geliyordu. Aşırı güzel bir kız değildim ama o istese benden güzel kızlara sahip olabilirdi. Kafamdaki sorular ve iç sesimle mücalemden geldiğimizi anlamamıştım. Beraber arabadan indik. Beraber cam kenarında bir masaya geçip oturduk. Siparişleri verdikten sonra ben sessiz kaldım. Miraç öylesine birkaç muhabbet açtı. Elimden geldiğince uzun cevap vermeye çalıştım. Ama içimden gelmiyordu. İçimden bir ses bana yanlış yoldasın diye bağırıyordu. Yemeklerimiz gelince tabağımdakilerle ilgilendim.

-Beğenmediysen başka bir yere gidebiliriz.
-Gerek yok. Sadece pek aç değilim.
-Pekala.

Garson gelip masayı temizledi Miraç benim içinde kahve söyleyip bana döndü. O kadar uzun süre bakışlarını üstümde hissettim ki ona dönmek zorunda kaldım.

-Biliyor musun. Sade bir güzelliğin var.
-Tteşekür ederim.
-Rica ederim. Sana bir teklifim var.
-Nedir?
-Önümüzde ki hafta bir balo olacak biliyorsundur zaten. Oraya benimle beraber katılır mısın?
-Şey... Aslında bir partnerim var.
-Öyle mi? Desene balonun en güzel kadını yanımda olamayacak.

Gülümseyerek bakışlarımı onun üzerinden çektim. Aslında bir partnerim yoktu. Ama oraya onunla gitmem ne kadar doğru olurdu ki? Hem ona ümit vermiş olurdum. Ayrıca Naz'ıda yalnız bırakamazdım. Kahve eşliğinde biraz daha sohbet ettik. Sonra hesabı ödeyip kalktık. Arabaya binince gene sessizlik oldu. Arabanın içini hafif bir müzik doldurunca keyfim yerine geldi.

-Ah o güzel gözlerin döndürüyor başımı...

Miraç şarkının bu bölümünü bana bakıp söylemişti. Sonunda göz kırpıp yola devam etti. Ben olayın ciddiyetini kavramaya çalışırken çoktan gelmiştik.

Bu bölümde burda biter:((

Bölüm nasıldı kuzular?

#MiraçDenizTeam bu bölüm size gelsin kuzularım😎

Ben kaçar

Bir sonraki bölüme kadar görüşürüz;)

Yıldızlara Bak💫Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin