💫19. Bölüm💫

113 7 6
                                    

👆🏼şarkıyı açmayı unutmayın

Selaaaaaam

Ben geldim kuzular:)

Nasılsınız bakalım?

Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum🥺❤️

Asansörden inince apartmanın kapısını açıp dışarıya çıktım. Merdivenlerden inip çıkış kapısına yürüdüm. Yüzüme düşen saçlarımı elimle düzelttim. O sırada bana bakan 6 adet gözle karşılaştım. Naz göz kırptı. Gözlerim Toprak'ın üstünde durdu. Niye bu kadar yakışıklıydı ki? Lan yanındaki çocuğa bak be yürüyen afet anasını satayım. Haklısın valla. Aşık olam buna. Sanki aşkın ne olduğunu hatırlıyorsun. Kızım sen o işi bana bırak. Hayır aşık olmak falan yok arkadaşım o. İç sesimle olan çatışmama son verip yanlarına ulaştım.

-Gidelim o zaman.

Hepimiz Bora'nın sözünü onaylayıp arabalara dağıldık. Ben Toprak'ın yanındaki yerimi aldım. Naz ile Bora ise çoktan çıkmışlardı yola. Yol boyunca pek konuşmadım. Naber, nasılsın falan filan hep. Siyah takımıyla acayip yakışıklı duruyordu yalnız. Bunu inkar edemezdim. Balonun olduğu mekan olarak tahmin ettiğim yerin önünde durduk. Toprak anahtarları valeye uzatıp koluna girmem için bana yaklaştı.

-Bu arada çok güzel olmuşsun.
-Teşekkür ederim. Sende baya iyi olmuşsun.
-Senin yanında ışığımız sönük kalsada.

Kızaran yanaklarımdaki sıcaklığı hissediyordum. Merdivenleri çıkıp girişteki görevliye montumu verdim.

-Hazır mısın gözleri üstüne çekmeye?
-Sanırım hayır.
-Artık çok geç.

Toprak yürüdüğümüz holde yan tarafa dönünce kocaman bir salon karşıladı bizi. İçerideki insanların çoğu şık giyimli ve önemli isimler olduğunu belli eden kişilerdi. Beraber merdivenleri inerken bana bakan gözler beni rahatsız etmişti. Ama umursamadım. Beraber Naz'la Bora'nın olduğu masaya geçtik. Naz hafif bana yaklaşıp;

-Bütün salonun dikkatini çektiğinize yemin de ederim ispatlarım da.
-Sussana kızım duyacaklar şimdi.
-Ne ya?

Etrafa biraz göz gezdirdim. Bizim hastaneden kızları görünce onlara gülümseyerek selam verdim. Masaya sürekli bizimkilerin arkadaşları geliyordu. Bizde tanışmış oluyorduk. Hepsinin zengin çocuğu olduğu ses tonlarından belliydi. İşte tam o an böyle yerlerin bize göre olmadığını anladım.

-Oğlum?
-Annem.
-Tanıştırmayacak mısın bizi bu güzel kızla?
-Şey... Tanıştırayım. Deniz hastanemizdeki başarılı doktorlardan biri. Deniz, annem Hale.
-Çok memnun oldum Hale hanım.
-Bende memnun oldum tatlım. Ben buralardayım gelirim gene.
-Tamam anne.

Hale hanım benimle aynı boylarda yaşına göre gayet düzgün bir vücudu olan muhtemelen sonradan boyanmış sarı saçları vardı. Taş çatlasa 45 yaşında görünüyordu. Ayrıca bana samimi gelmişti.

-Annemin kusuruna ba...
-Benim için sorun yok. Çok tatlı bir annen var.
-Hep böyledir. Herkesle iletişim kurmayı sever. İnsanlarada sevdirir kendini.

Gülümseyerek sorusuna cevap verdim. Naz'a döndüğümde alttan alttan Bora ile atıştıklarını duydum.

-Naz'cım biraz sakin mi olsan canım.
-Ben sakinim tatlım Bora beyin canı sıkılmış sadece.
-Ben mi? Kızım sen...
-Bora! Saçmalama abi.

Naz omuzlarını silkip gözlerini devirdi. Beraber  kadınların dedikodusunu yaptık. İki seferdir gözlerimizin denk geldiği bir kız vardı. Bana öyle dik bakıyordu ki sanki adam öldürmüştüm.

-Toprak!
-Geliyorum hemen.

Kafamla onay verip önümdeki sudan biraz içtim.

-Deniz?
-Miraç.
-Seni kaçırmamın ne kadar büyük bir hata olduğunu gözümle görmüş oldum.

Bana sarılarak selamlaşınca bende mecbur ona sarıldım. Geriye çekildiğinde çaktırmadan beni hızla süzdü. Tam bişey diyecekti ki Bora lafa atladı.

-Miraç naber ya?
-İyidir oğlum senden naber.

Onlar sohbete dalınca gözlerim ufak bir süre Toprak'a bakındı. Belimde hissettiğim ellerle irkildim.

-Korkuttum mu?
-Biraz.
-Gel seni biriyle tanıştıracağım.

Toprak elimi tutunca garip bir şekilde elimin ısındığını hissettim. Aşık oluyorum hahahyt. Saçmala aşık falan olmuyorsun. Hayır oluyorsun. Olmuyorum. Oluyorsun güzelim. Kes be! Toprak durunca karşımda gördüğüm kişi ile şoka girdim. Hayranı olduğum ünlü psikiyatrist karşımda duruyordu.

-Görkem bey.
-Sen Deniz olmalısın?
-Eevet. Deniz ben.

Elimi sıkarken Toprak'a döndüm. Bana göz kırpınca bu anın gerçek olduğunu anladım. Görkem bey ile uzun bir süre sohbet ettik. Bir gün onunla tanışacaksın deselerdi inanmazdım. Görkem beyin yanından ayrılırken Toprak'ın koluna girdim.

-Hadi gel dans edelim.
-Ben hiç dans etmedim ki?
-Bende.

Toprak beni pistin ortasına çekince ellerimi onu omuzlarına koydum. Belimi saran elleri bedenimi gıdıklamıştı. İkimizde sessizce sadece gözlerimizin içine baktık.

-Zamanı geldi galiba?
-Hiç anlatmayacaksın sandım.
-Aslında kendime bile açıklayamadığım bir durumu başkasına anlatmak biraz zor.
-İyi bir dinleyiciyimdir.
-Aşka olan inancımı çok küçük yaşta kaybettim. O zamanlar çocuk aklı tabi. Erkekler hoşlandıkları kızların saçlarını çekerlerdi. O zamanlar kimse saçımı çekmezdi. Eve gidince anneme kimse beni sevmiyor diye ağlamışlığım var.
-Şuan o halini görmeyi isterdim.
-Sonrasında tabi biraz daha büyüdüm ortaokul falan Naz girdi o zamanlar hayatıma. Orta okuldayken birkaç sevgilisi olmuştu. Ama hep sonunda bana ağlayan o olmuştu. En kötüsü ise lise oldu benim için. Etrafıma baktığım her çift ya çıkar için yada para için beraberlerdi. Aynı aynı anda 10 kızı yürüten mi dersin. Bunların hepsi çocukluktu belki ama büyüdüğümde pek bişey değişmedi. Beni gerçekten sadece aşık olduğun için sevdiği için birinin çıkabileceğini sanmıyorum.
-Belki bir gün biri gelir senin bütün duvarlarını kırar. Belki seneye buraya aşık olduğun adamla el ele girersin? Olmaz mı?
-Belki de.
-Aramızda duvarlar, bilirsin onlar yıkılmak için var.

Söylediği şarkıyı biliyordum. Ona gülümseyip bakışlarımı etrafa çevirdim. Müzik kesilince masaya doğru yürüdük.

-Toprak?
-Hı.
-Şuraki kızı tanıyor musun?

Toprak gözlerini bize bakan kıza çevirdiğinde kız bize doğru gelmeye başladı.

-Deniz sadece bana uy tamam mı?
-Ne?
-Bana uy sadece.

Kız benden birkaç santim kısa omuz hizasında kesilmiş sarı saçları. Yüzünde en az 1 kilo makyajı ve daracık elbisesiyle yanımıza ulaştı.

-Toprak?
-Efendim Özlem?
-Bu kız kim?
-Seni ilgilendirir mi?
-Evet.
-Pekala. Tanıştırayım kız arkadaşım Deniz.

İkimizde Toprak'a şaşkınlıkla baktığımızda elimde olan elini hafif sıkıp bıraktı. Verdiği mesajı anlayıp oyunu sürdürdüm.

-Deniz ben.
-Özlem.
-Toprak gerçekten bu kız mı ya? Beni her seferinde istemeyip bu kıza mı koştun?
-Evet canım bana koştu. Seni ne kadar ilgilendirir bu?
-Tatlım. Bi kendine bak birde bana.
-Canım ya. Benim kadar olsaydın...

Uzanıp Toprak'ın elini tuttum.

-Şuan bu konumda ben değil sen olurdun. Şimdi izninle.

Toprak'ı masaya doğru çektim.

Bu bölümde burda biter:((

Bölüm nasıldı kuzular?

Kudurtma makinesi Deniz... O nasıl bir kapaktı yarabbim😈😎

Desteklerinizi bekliyorum🥺

Bir sonraki bölüme kadar görüşürüz;)

Yıldızlara Bak💫Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin