1. Bölüm 'GİRİŞ'

237 17 3
                                    

Selam herkese! Bu benim ilk kurgum ve bu yüzden çok heyecanlıyım. İlk bölümlerde o acemiliğimi hissedebilirsiniz ama devamında olaylar daha heyecanlı hale geliyor. O yüzden bir şans verirseniz çok sevinirim. Keyifli okumalar.💫

Başlama tarihinizi yazarsanız çok sevinirim;))

E buyrun o zaman tanıtım bölümümüz...

**********************************

Hayat, insan için bir nevi köprü. Duyguların, tepkilerin, davranışların test edildiği bir basamak..
Aşk da bu basamakların en yükseklerinden biri .Verdiği ile aldığı bir olmayan duygu karmaşası..Ya kaybolup gideceksin, ya da bir şekilde ayakta kalmayı başaracaksın. Çünkü ona kapılmamak diye bir şey söz konusu bile değil...

Defterimin kapağını kapattığımda aklımdaki düşüncelerle boğuşuyordum.
Kimdim ben? İçimdeki bu hisle baş edebilecek kadar güçlü müydüm?

Hayatımda her şey çok sıradanken tanımıştım onu. Size çok klişe gelecek farkındayım ama gönül işlerinden kaçan ben deyim yerindeyse doluya tutulmuştum. Çünkü ben içimdeki, daha önce varlıklarına inanmadığım tüm sevgi kelebeklerini onun için feda etmiştim.

Peki ya haketmiş miydi? Tabiki hayır...

Şu an ise yatağımda uzanmış yarın olacakları düşünüyordum. Uğruna kalbimi feda ettiğim insanla yarın tekrar aynı sınıf kapılarını aralayacaktık. İçimdeki duygu karmaşasına anlam veremezken gözlerimi kapatıp ne hissettiğime odaklanmaya çalıştım birkaç dakika. Tüm yaz duygularımı gömmeye çalışmıştım oysaki. Onsuz nefes almayı yeniden hatırlamak istemiştim. Başarmış mıydım? Onu ben de bilmiyordum.

O kadar düşünce yoğunluğumun içindeydim ki çalan telefonu anca duyabilmiştim. Ekranı çevirip arayan kişiye baktığımdaysa Gizem olduğunu görüp burukça gülümsedim. Yine aynı konuşmayı yapacak diye geçirdim içimden. Son üç gündür olduğu gibi...

"Efendim Gizem?"

"İrem, bebeğim üç gündür seni arıyorum ve sen üç gündür telefonu aynı mutsuzlukla açıyorsun..."

Derin bir nefes alarak konuştum; "Mutsuzum çünkü Gizem..."

Önce bir sessizlik girdi araya. Cevap vermedi bir süre. Çünkü o da biliyordu ne dese yeterli olmayacağını, benim aptal kalbimin anlamayacağını...

"İrem ben sana artık hiçbir şey diyemiyorum. Çünkü evet, haklısın. O okula gitmek, onu görmek sana iyi gelmeyecek ben de farkındayım. Geçen sene seni yıktılar, seni mahvettiler İrem; eğer duymak istediğin buysa. Ama sen bu halinle onları mutlu ediyorsun bunu sakın unutma. Seni üzenleri, sen üzülerek daha da mutlu ediyorsun."

Telefonu kulağımdan uzaklaştırıp hıçkırıklarımı bastırmaya çalıştım bir süre, ama nafileydi. Çünkü ne kadar kırıldığımı başka birinin ağzından duymak zaten varolan bir enkazı yeniden yerlebir etmişti. Ama tek bir farkla; bu sefer daha güçlü ayağa kalkmayı denemek için. Ruhumu tekrar kazanmak için. Onu sonsuza dek kalbimden sürgün etmek için...

***

Bölümün kısa olduğunun farkındayım ama bunu bir tanıtım bölümü olarak sayın. İlerleyen bölümlerde görüşmek üzere..🙏❤

FERFECİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin