10.BÖLÜM-Seni Seviyorum

70 6 7
                                    

~Selim'den...

Hayat ne kadar da garipti değil mi? Bir saniye sonramızın garantisini bile veremiyorduk. Aldığımız nefesi verebileceğimizden, ciğerlerimizin iki saniye sonra tekrar hava ile dolacağından, kalbimizin hala atıyor olacağından da emin değildik ve bu korkutucuydu.

Aynı şekilde on dakika öncesinde gözlerine baktığınız, sesini duyduğunuz insanın tekrar yanınızda olacağının garantisini de veremiyordunuz. İşte tam o anda, o korna sesiyle birlikte bu hissi iliklerime kadar, en acı şekilde hissetmiştim.

Onu yerde öylece hareketsiz yatarken gördüğümde, Mert'i sertçe ittirip önüme bile bakmadan ona doğru ilerledim.

Yanına vardığımda dizlerimin üzerine çöküp ellerini avcumun içine aldım. Elleri neden bu kadar çabuk soğumuştu?

"İrem! İrem güzelim, iyi misin? İrem! Konuş benimle lütfen. Ambulansı arayın!"

Yerde öylece yatıyordu. Canının yandığını belli eden birkaç inleme ve sol gözünden damlayan tek bir damla yaş ile birlikte...

Korkuyordum. Daha yeni yeni tanımaya başladığım, ama sanki yıllardır yanındaymışım gibi hissettiğim bu kızı kaybetmekten delicesine korkuyordum işte. Onu da kaybetmek istemiyordum.

"İrem, güzelim beni duyabiliyor musun? Yalvarırım bir şey söyle!"

Umutsuzca sorduğum sorunun üzerine, ellerini tuttuğum ellerimde hafif bir baskı hissetmemle kafamı aşağıya çevirdim. Beni duyuyordu...

"İ-irem, İrem bebeğim dayan, iyi olacaksın tamam mı? Lütfen, canın çok yanıyor biliyorum. Ama lütfen dayan, benim için..."

O an asla dediklerimi ölçmeden, tartmadan konuşuyordum. İçimden gelenleri söylüyordum sadece.

Ben İrem'den çok hoşlanıyordum.

Kendime itiraf etmem bile zaman almıştı aslında. Başkasını seviyor, demiştim kendime hep. Ama anlamlandıramadığım bir çekim vardı aramızda. O her güldüğünde hayatta yaşamaya değer bir sebep bulmuş gibi hissediyordum kendimi. Her ağladığında kalbimden bir parça sökülüp atılıyordu sanki. Özellikle o aptal çocuk için döktüğü her gözyaşında...

Aşka kendimi kapatalı çok olmuştu aslında. Bir daha kimseyi sevemem diyordum hep. Ama o geldi ve tüm duvarlarımı yıktı. Bir tohum gibiydi İrem içimde. Sulamazsam kuruyup gidecekti belki. Ama ben sulamak istiyordum. Onu tüm sevgimle kalbimin içinde büyütmek; vazgeçmek istemiyordum ondan, unutmak istemiyordum. Evet belki asla olmayacak bir şeyi yüreğimde taşımak size garip geliyordur ama ben onun varlığını susarak kalbimde saklamaya bile razıydım. Yeter ki o muhteşem gülümsemesini görebilecek kadar yakınında olayım. Çünkü artık o gülüş olmadan her yere karanlık çöküyormuş gibi hissediyordum.

Şuan, güneş batıyordu ve ben karanlığa teslim olmak istemiyordum.

Buz kesen ellerini, mümkünmüş gibi daha çok avucuma sakladım. Her zaman sıcacık olan, onu her gördüğümde tutup onu karanlıktan çıkarmak istediğim elleri, şimdi buz gibiydi...

"İrem, güzelim aç gözlerini lütfen. Bak birazdan ambulans gelecek, dayanman lazım, sen çok güçlüsün. Sakın bırakma kendini lütfen..."

Dakikalardır aynı sözleri tekrarlıyordum fakat ortada ne bir ambulans ne de ondan gelen bir cevap vardı.

"S-selim."

Sesini duymamla kalbim hızlanırken birden kafamı yüzüne çevirdim.

"İrem, bebeğim. Burdayım bak, yanındayım. Dayan lütfen.."

FERFECİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin