19. BÖLÜM-Severek Ayrılmak

46 4 25
                                    

Selam! Çok tatlı ama bir o kadar da buruk bir bölümle geldim bugün. İrem ve Selim'i yazmak çok mutlu ediyor beni, her ne şekilde olursa olsun;))

Medyada Cem Adrian'dan Sen Benim Şarkılarımsın var. Hem bölümün içinde geçiyor hem de bölümü yazarken bana ve canım Rümeysa'ya İrem ile Selim'i anımsattı;)

O zaman hazırsanız buyrun bölümee:) Keyifli okumalar💗

*****

"Ve prens, prensesi öper."

Daha önce gerçekten mutlu olduğunuzu hissettiniz mi hiç? Hiç bilmediğiniz diyarlara göç eden kelebeklerin tekrar içinizde yer edindiğine şahit oldunuz mu? Ben hissettim. Ben yaşadım. Hala da yaşıyorum. Çünkü Selim burada, Selim benimle. Elimi tutuyor, hareleri gözlerime dokundukça sevildiğimi hissediyorum. Öyle güzel seviyor ki her bir cümlesi kalbime yerleşiyor. Tek tek kilitlediğim her sayfamı yeniden yazıyor. Selim işte, bizim Selim. Hayatımın en zor döneminin ortasında, bir şarkı yarışmasında tanıyorum onu. Daha ilk anda hayatımı değiştiriyor. İlk gördüğümde hissettiğim o tanıdık his beni sarmalıyor tüm birlikte olduğumuz anlarda. Tıpkı şu an olduğu gibi.

Öyle ki zaman algımı kaybetmiş bir pozisyonda, alnı alnımda, elleri ellerimde öylece duruyorduk. Sanki evimdeymiş gibi hissediyordum. Selim benim odam, yastığım, yorganım. Ona sarıldıkça tüm o huzuru hissediyordum çünkü.

"Kalbin...çok hızlı atıyor."

Titrek bir sesle söylediklerimle bir elimi kalbinin üzerine koydum.

"Senin yanında aksi ne mümkün..."

Zaman akıyor, kuşlar başka diyarlara göç ediyor belki de...Ama biz hala buradayız. Bir sessizliğin içerisinde iki kalbin birbiri için atış sesi yankılanıyor sadece. Ve ben İrem Seyhan, hayatımda hiç bu kadar huzurlu hissetmemiştim kendimi.

En sonunda alınını alnımdan ayırdığında az önce yaşananlardan dolayı gözlerine bakamıyordum. Her şey en başta bir film sahnesi gibi gelse de yeni yeni algılayabiliyordum bazı şeyler.

Selim beni öpmüştü!

Aklıma gelen görüntülerle nefesim kesilirken aptalca sırıtmamak için kendimi zor tutuyordum.

Resmen kalbimdeki kelebekleri şu saniyeden itibaren yeniden hissediyordum içimde. Bağıra bağıra şarkılar söylemek istiyordum.

Ben Selim'e aşık oluyordum...

En başından beri emindim aslında kendimden. Selim'e açılırken de, onunla beraberken de, hatta Mert'i atlatamadığımı sandığım zamanlarda bile Selim'den etkilendiğimin farkındaydım. Sonra ondan hoşlanmaya başladım. Elimde olmadan gelişti birçok şey. Yeni bir yola girmek istedim uzun bir zaman sonra. Yeni yeni yeşeren o hissi takip etmek istedim. Belki o an için çok aniydi ya da düşüncesizceydi bilmiyorum. Ama o dakika Selim'e hissettiğim her şeyi söylemek istemiştim. Ondan hoşlandığımı bilsin istemiştim. Ama içten içe neredeyse emindim, bir hoşlantıdan öteye gidemeyeceğine. Çünkü ben elimdeki aşk tohumlarını gömmüştüm. Onlar beni öldürdükten sonra. Ama hayat siz planlar yaparken başınıza gelenlerdir ya hani...Selim'e aşık oluyor olmam da ondandı işte...

"İrem, kaçırma sevgilim gözlerini benden."

Söylemesi kolay tabi Selim bey...

Yavaşça kafamı yukarı kaldırdığımda bana gülmek ve gülmemek arasında kalmış bir ifadeyle bakan Selim'le göz göze geldim. Ve açıkçası dayanamadım ve omzuna bir tane geçirdim.

"Ya niye öyle bakıyorsun bana?!"

Selim kahkahalar atarak geriye doğru sendeledi.

"Çok tatlısın."

FERFECİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin