7.BÖLÜM- Kalpten Oyunlar

68 11 2
                                    

İnsan kalbine söz geçirebilir miydi gerçekten?

Duygularımız bizim elimizde olan şeyler miydi?

İnanın hiç sanmıyordum.

Bazen düşünüyorum, gerçekten birini sevmek bizim elimizde olsa yine Mert'i sever miydim diye.

O kadar yavaş ve sinsice girmişti ki kalbime...

En başta ona karşı hiçbir his beslemiyordum. Onunla konuşmak beni mutlu ediyordu ama hiç böyle şeyler hissedebileceğimi düşünmüyordum.

Çünkü ben aşka inanmazdım ki...

Bizim gruptan lisenin o tehlikeli havasına kapılıp, gönlünü bir pisliğe ilk kaptıran Gizem olmuştu. Bense ilk zamanlar asla anlam veremezdim ona. Ben gerçekten aşka inanmazdım, en azından bu yaştaki bir insanın böyle büyük şeyler hissedebileceğine...Ama hayat bütün düşüncelerimi ve sözlerimi yedirmiş, ağzımın payını vermişti.

Şimdi de o kalpten, gittikçe tanıdığım Mert'ten uzaklaşan, bencilleşen o çocuğu atmaya çalışıyordum.

Özellikle bugünden sonra gerçekten anlamıştım ki Mert artık Mert değildi.

Okuldan geleli neredeyse iki saat olmuştu ve ben iki saattir yatağımda oturup düşünüyordum.

Ben bu çocuğu sevmemiştim ki... Benim sevdiğim Mert bu değildi. Hani nerede o insanları kırmaktan korkan, kibar, kendi halindeki o çocuk?

Yok.

Kalbimi paramparça ederken hiç zorlanmamıştı. Çünkü o nasıl istediyse öyle davranmıştı ve benim hissettiklerim gram umrunda değildi. Peki ya şimdi?

Artık vicdanı onu rahatsız ettiğinden olsa gelip özür dileyip konuyu kapatmak istiyordu. Ama ben buna izin vermeyecektim. Ben bir yıldır mahvolmuşken onun kendini bir özür ile rahatlatmasına izin veremezdim.

Annemin odaya girmesiyle düşüncelerimden uzaklaştım.

"Kızım, hadi akşam yemeği hazır."

Birlikte salona indiğimizde babamın da gelmesiyle yemeklere başladık. Ama o kadar sessiz bir yemek faslıydı ki açmak istediğim konuyu bir türlü nasıl açacağımı bilemiyordum.

"Baba?"

"Efendim kızım. Yine ne isteyeceksin bakalım?"

"Aa ayıp ayıp, ben en son ne zaman senden bir şey istedim baba?" Güldü.

"Tabi canım. Hiç istemezsin sen bir şey. Hadi dökül bakalım İrem Hanım."

"Şimdi babacığım, hani ben seçmelere katılmıştım ya.."

"Eee, evet kızım biliyorum."

"Finale kalan üç okul için yarın tanışma etkinliği düzenliyorlar."

Direk parti diyemezdim ama, değil mi?

"Gitmek için izin istiyorsun?"

"Evet baba. Etkinlik akşam olacakmış. Ama herkesi evlerine servisle bırakacaklar. En geç dokuz da gelmiş olurum eve. " Deyip yavru köpek bakışlarımı attığımda babam düşünceli gibiydi. En sonunda derin bir nefes alıp söze girdi.

"Tamam kızım. Git bakalım. Ama telefonun her an açık olacak. Ve en geç dokuz buçukta evde olacaksın. Anlaştık mı?"

Sandalyemden kalkıp babama sarıldım.

"Tamam söz babaların bir tanesi. Teşekkür ederim."

"Tabi canım anneler kim ki izin alınsın değil mi?" Diyen annemin sesini duyduğumda babamdan uzaklaştım.

FERFECİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin