13. BÖLÜM- Su Perisi

60 5 8
                                    

Multimedia: Little Mix, David Guetta, Galantis- Heartbreak Anthem

Keyifli okumalar🤍

Heyecan...İçimde kırık kalpli çocukların kendilerine alınan hediyeleri gördükleri andan kalan o masum heyecan vardı. Yeniden doğan o umut hissi ile beraber yapabilir miyim diye sordum kendime. Ben mi çok acımasız bir insana dönüşmüştüm yoksa gözyaşlarımı dindirmek için her yol mübah mıydı?

Selim'le yaptığımız telefon konuşmasının üzerinden neredeyse iki saat geçmişti. O anlattıkça sanki içimde bir yerlerde pes etmiş o minik kıza bir ışık hediye etmiş, umutlanması için bir sebep vermişti. O kadar gergindim ki...
Nasıl sonuçlanacağını, neler yaşayacağımı asla bilmiyordum. Ama ucunda mutlu olacaksam bunu yapmak zorundaydım..Kendime en azından bunu borçluydum.

2 saat önce

"Mert'i arayıp sevgili olmak istediğini söyle. Onu hala sevdiğini..Yani kısacası onun senden duymak istediklerini. İçlerine sızacağız İrem. Kendi planlarıyla vuracağız onları..."

Bu..bu harika bir plandı.

Ve tabi bir o kadar da tehlikeli. Bu kadarına dayanacak bir kalbim var mıydı? Bilmiyordum. Oyun bile olsa onun sevgilisi olmayı kaldırabilecek bir kalbim...

Hem onun sesini bile duymak istemeyip hem de aynı zaman da nasıl bu kadar buruk hissedebiliyordum?

Ona kapılmaktan çok korkuyordum.

"İrem..Kabul edip etmemek senin kararın. Aklıma sadece bu geldi. Ama eğer sana ağır gelecekse.."

Hemen chat kısmına girdim.

"Hayır. Bunu kendime borçluyum. Bu iş artık bitecek."

"Böyle kararlı olduğunu görmek çok güzel. Üzülmeni hiç istemiyorum. Sana gülmek yakışıyor, ağlamak değil. Hele o it için..Neyse. Şimdi kapatıyorum sen de dinlen. Yarın büyük gün. Ve unutma, ben ne olursa olsun ben arkandayım güzelim...İyi geceler."

*****
Yağan yağmurun sesiyle uyanmaya çalışırken daha çok uykum geliyordu.
Gözlerimi açamıyordum resmen.
En sonunda çakan şimşekle yatağımdan sıçradığımda sabahın sekizi olmasına rağmen kapkaranlık olan havaya lanet ettim. Şimdiden içim kararmıştı. Bu tür havaları seven var mıydı gerçekten merak ediyordum.

Gözlerimi açmak için kendimi zorlarken birden kapı açıldı.

"Günaydın kızım."

"Günaydın anne."

Bir saniye..Ben az önce kendi sesimi mi duymuştum yoksa bana mı öyle gelmişti?

"İ-irem konuşuyorsun!"

Hayır bana öyle gelmemişti.

Kelimenin tam anlamıyla şok olmuştum. Anneme istemsiz olarak cevap vermek istemiştim ve gerçekten sesim sonunda çıkabilmişti.

Annemle birbirimize şok olmuş ve aynı zaman da oldukça komik bir yüz ifadesiyle bakıyorduk ve kendimi tutamayıp gülmeye başlamıştım.

"Ayyy Allah'ım sonunda."

Annemle kocaman gülerek birbirimize sarıldığımızda uykum açılabilmişti.

"Oh, çok şükür valla İrem. Hadi hazırlan sen, ben aşağıdayım. Kahvaltıya bekliyoruz seni. Bu güzel haberi babana da verelim. "

Annem odadan çıktıktan sonra birkaç kez boğazımı temizledim ve bir şarkı mırıldanmaya başladım.

'This ain't a heartbreak anthem,
I don't care what happen
but I ain't got no time to dwell on it.'

FERFECİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin