-Flashback-
7 Kasım
Ellerim tutmuyor, nefes alamıyordum. Az önce ona çıkışta konuşmak istediğimi söylemiştim ve kabul etmişti.
Evet itiraf edecektim.
İnanın ne bir beklentim ne de bir umudum vardı. Sadece bilsin istiyordum. Bilsin ve ben artık özgür kalayım.
Çıkış zamanı geldiğinde heyecandan gözlerim kararmaya başladı ve gerçekten ne diyeceğimi bilemiyordum.
Birden bir kahkaha tufanı koptuğunda kafamı sakin olmaya çalışarak onlara doğru çevirdim. Ve o an hayatımda hiç istemediğim kadar yerin dibine girmek istedim. Girmek ve çıkamamak...
Arkadaşlarıyla birlikte benim çıkışta konuşmak istememe alay ediyorlardı.
Başım dönmeye başlamıştı ve ben artık titrememe hiç engel olamıyordum.
Gizem ve Rüya yanıma gelip beni sakinleştirmeye çalışsalarda işe yaramıyordu. Sadece evime gidip, yorganıma sarılarak ağlamak istiyordum.
Ve en sonunda o lanet olasıca an geldi.
"İrem? Ne konuşacağız?"
Hadi İrem, yapabilirsin. Söyle gitsin. İleride hep pişman olacaksın. Hadi kızım söyle şunu..
Kafamı kaldırıp suratına baktım. Aramızda baya bir mesafe vardı. Gözlerine bakıp ne düşündüğünü anlamak isterdim ama gözlerine bakamıyordum ki... Bir daha da bakamayacaksın zaten, diye geçirdim içimden.
Kafamı, kapıda sürü halinde olacakları bekleyenlere çevirdim bir de. Hepsi pür dikkat bizi seyrediyorlardı.
En sonunda ağzımı açabildiğimde, tek bir cümle söyleyebilmiştim.
"Anladın zaten..."
Ve buna karşılık ağzında çıkan anlamsız tek bir kelime...
"Oha!"
Ve sessizlik. Ne kadar öyle sessiz kaldık hatırlamıyordum. Ama bana bir asır gibi gelmişti.
En sonunda şoku atlatabildiğinden olsa gerek konuşmaya başladı.
"İrem, be-ben, yani böyle şeyler hissetmiyorum. Arkadaşım olarak görüyorum seni. Zaten benim hoşlandığım başka biri var."
Ve o an kalbime ilk bombayı atmıştı. Tabiki beni sevmesini beklemiyordum ama bu da denmezdi ki...
Ama ne oldu biliyor musunuz? O an Allah bana acıdı ve benim gözlerim bile dolmadı. Hissizleştim. Ve onun bu kırıcı cümlesinin üzerine devam ettim.
"Mert, ben zaten senden böyle bir şey beklemiyordum, istemiyordum da...Ben her şeyi bilerek sana bunu söyledim. Bir beklentim yok yani. Sadece bil istedim. Bil ve ben artık rahatlayayaım.,"
"Anlıyorum."
Hiçbir şey anlamıyorsun.
"Bak sadece, arkadaş kalırsak çok mutlu olurum. Yani bu durum çok bir şey etkilemezse..."
Ellerini tereddütsüzce havaya kaldırdı.
"Tabiki, tabiki. Hiç problem yok."
"Çok teşekkür ederim beni dinlediğin için . Çok sağol."
Ve o an, onun ağzından benim için son kez çıktığını bilmediğim iki kelime çıktı.
"Rica ederim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FERFECİR
ЧиклитAşk hiç vazgeçememek mi demektir? Yoksa gözündeki perdeyi kaldırıp vazgeçemeyecek kadar sevecek birini bulmak mı? Kalbinizin kırıldığı anları hatırlıyorsunuz değil mi? O anda gelen boşluk hissini...Belkide şu an bu durumdasınız kim bilir. İrem, 17 y...