22.BÖLÜM- Nefesim Sensin

47 3 10
                                    

Keyifli okumalar💗

*****

İnsan doğar, doğası gereği önce ağlar. Sonra gülmeyi öğrenir. Ağlamaktan başka bir şey bilmese de hayatında, inadına gülmeyi öğrenir. Sonra yürür, koşar...Hayat onu yıkmaya çalışsa da çabalamaktan asla vazgeçmez. Ve en sonunda kendi kendine ayakta kalmayı öğrenir, savaşmayı. Konuşmayı öğrenir sonra. Kimse anlamasa da derdini anlatmayı. Çünkü kendi kendine çözemez insan bazen, yardım gerekir. Aklımızın tutulduğu anlar olur, doğru düşünemediğimiz. O anlarda konuşmak gerekir işte, paylaşmak gerekir. Tıpkı benim şu an yapmam gerektiği gibi...

Ben İrem. Bildiğiniz, artık tanıdığınız. Hani o kendi ayaklarının üstünde kalmaya çabalarken birçok defa sendeleyen, aşık olup o aşkın altında defalarca ezilen, etrafında bir sürü insan onun hakkında atıp tutarken dimdik yürümeye devam eden İrem. Ben İrem işte. Hayatım boyunca söylemek istediklerimi bir şekilde hep söyledim ben. Yersiz bir cesaretim vardı belki de, bilmiyorum. Ama şu an, hayatımda ilk defa ne yapacağımı bilmiyordum. Çaresizlik hissi buydu belki de...Tüm hayatım boyunca hissettiğim şeyle çok farklıymış meğer. Hani dedim ya size hep söylemek istediklerimi söyledim bu zamana kadar diye...İşte tam da şu an konuşmak isteyip istemediğimden bile emin değildim.

Bana az önce gelen video dilimi lal etmişti çünkü. Aklım donmuştu. Bana bu videoyu gönderenin bir amacı olmalıydı. Selim'in başına gelen her şeyin bir açıklaması olmalıydı. Bunca olan şey...bir tesadüf olamazdı, artık buna inanmıyordum. Ben, o kızın öldüğünden bile emin değildim artık.

Bir an başımın dönmesiyle sendeleyerek tutunacak bir yer aradım kendime. Nefes alamıyordum çünkü. Öyle bir histi ki bu iki el boğazımı sıkıyordu sanki ve ben ölmek üzereydim. Aklımda bunca soru işaretiyle hayatıma nasıl devam edecektim ki? Selim'e söyleyecek miydim onu bile bilmiyordum. Çünkü söylersem..yıkılırdı. Söylersem yıllarca gömmeye çalıştığı o hisler yeniden canlanırdı. Ve söylersem...belki de onu kaybederdim.

Bencil biri değildim, hiç de olmadım. Ama şimdi onu belki de sonsuza kadar kaybetme ihtimali kalbimin üzerine bir bıçak gibi saplanmıştı. Kafamın içinde dönen tek soru ise acaba o yaşıyor muydu? Her ne kadar Selim'i kaybetmeyi göze alamasam da yaşamasını istiyordum. Ölmemiş olmasını. Selim ona geri dönecek olsa bile ölmemiş olmasını...

Zar zor kendimi toparlayıp eve doğru ilerlemeye başladığımda yaklaşık on dakikadır açık olan mesaj sayfasına tekrar çevirdim kafamı. Videonun altında bir yazı vardı ve ben onu o an fark edememiştim.

'Belki de çok sevgili Selim'ciğin yıllardır bir yalana inanıyordur ha İrem'cim? Kim bilir, belki de aynı yalan dönüp dolaşıp seni de içine alır...Bilemezsin.'

Bir süre sonra dengemi tamamen kaybedip yere düştüğümde, artık tek bir şeyden emindim. O yaşıyordu...

*****

Rahatsız edici bir ses ve saçlarımın üzerinde dolanan bir el... Bilincim yeni yeni yerine gelirken hissettiğim şeyler bunlardı. Sahi, yine mi hastanedeydim?

Gözlerimi yavaş yavaş açtığımda karşımda bana endişeyle bakan bir çift gözle karşılaştım. Selim...

Bir anda aklıma tüm yaşananlar dolarken gözlerimi ondan kaçırma hissine kapıldım, ama yapamadım.

"İrem, İrem... çok şükür iyisin. Çok korktum, yemin ederim çok korktum."

Kendi kendine sayıklarken bir yandan da başımın üzerine öpücükler konduruyordu.

"Selim, sen nasıl..?"

Yarım yamalak kurduğum cümleyle beni anlamasını umarak gözlerine bakıyordum. Konuşmaya bile mecalim yoktu çünkü.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 05, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

FERFECİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin