Sabah ağrılarında uyandım. Odadan çıkmadan önce elimi yüzümü yıkadım.
Dün ne mi oldu? Abimden saatlerce dayak yemiştim ile tokat ardından kemer sonra odadan çıkıp gitmişti. Ben de uzun süre yerde kalmıştım.
Aynadaki yansımama baktım. Yüzüm morarmıştı. Sırtımda ve kollarımda kemer izleri vardı. Banyodan çıktığımda odanın kapısı açıldı. İçeri babam gitmişti.
"Üzerini değiştir annenle çarşıya gidin şu üstüne başına düzgün bir şeyler al anladın mı beni" dedi.
Başımı olumlu sallarken kendi odadan çıkıp gitti. Üzerime değiştirip yanına indim. O da hazırlanınca evden çıktık. Hiç istemiyordum. Hemen bir şey alıp eve geri geldik babam ve abime bakmadan odama çıktım. Akşam yemeğinde inmemiştim. Odamda oturup ağlıyordum. Seleni arayıp durumu anlatmıştım. O da buna çok sinirlenmiş buraya gelmek istemişti fakat ben buna izin vermemiştim. Telefonu kapatmadan önce kapı çaldı.
"Tamam canım sonra konuşuruz" diyerek telefonu kapattım. Annem gelmişti.
"Kızım misafirler birazdan gelir baban hazırlanmanı söyledi" o da ağlamıştı gözlerinden belliydi. Kafamı olumlu anlamda sallayıp ayağa kalktım. Annem de odan çıktı. Üzerimi değiştirdim.
Uzun kollu bir elbise almıştım. Yüzümdeki ve boynumdaki morlukları kapatıp aşağıya indim. Babam ve abim oturmuşlardı. Ben de annemin yanına gittim. Bu sırada kapı çalınca annem mutfaktan çıkarken ben hala oturmaya devam ediyordum. Mutfaktan içeri giren abimle ayağa kalktım.
"Gel dışarı tek bir yanlış hareketinde akşam cezanı çekersin" dedi.
Korkuyla dışarı çıktım. Gelenleri beni görmesiyle orta yaşlı bir kadın ayağa kalkıp yanıma geldi.
"Maşallah pekte güzelmiş kızımız" dedikten sonra suratıma üç defa tükürdü. Allah'ım bu gün hemen bitsin teşekkür etmemle kadın ellini yüzüme koyup okşadı. Yüzümdeki morluk sızlamıştı. Belli etmemeye çalışarak hafifçe gülümsedim. Kadın tekrar yerine gidince ben nasıl kahve içeceklerini öğrenip mutfağa gittim. Kahveleri yaptıktan sonra dışarı çıkacağım sırada annem mutfağa girdi.
"Damadın bardağına tuz koydun mu kızım" dedi
Gerçekten delireceğim ya koymadığımı söyleyince eline aldığı tuzluğu iki kaşık kahveye ekleyip karıştırdı. Gözleri devirerek mutfaktan çıktım. Yanlarına gelince kahveleri dağıttım. En son o adama verdim. Kahveyi almasıyla hızlı verip geri çekildim.
Kahveler içilirken o adamla göz göze geldim. Kahveyi bitip sehpanın üzerine koydu. Ardından yan tarafta oturan orta yaşlı adam lafa girdi.
"Allah'ın emri peygamberin kavliyle kızımı gamzeyi oğlumuz Hakana istiyoruz" deyince korkuyla babama baktım. O da bana bakıyordu. Gözlerim dolmuştu. Beni umursamadan adama döndüm.
"Verdim gitti" dediğinde gözümden akan yaşa engel olamadım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAĞIRMA
Teen Fiction"Sakın ağzını açıp itiraz etme" dedi Sinirle ayağa kalktım. "İtiraz etmiyim öyle mi? Bu güne kadar ne istediyseniz yaptım. Her defasında hata bulmaya çalıştınız. Bu olmaz baba olmaz bu sefer istediğiniz olmayacak" dedim hem ağlıyor hem de bağırıyo...