Getirdiğim kıyafetlerden giyinip aşağı indim. Hakan suna ile konuşuyordu. Beni görünce gülümseyerek yüzüme baktı. Gerçekten bazen yorulduğunu hissediyorum.
Vedalaşıp evden çıktık. İlk suna'yı Konağa bıraktık. Ardından yola koyulduk. Yol boyunca hakan bir eliyle direksiyonu diğer eli ile elimi tutmuştu.
"Hakan benden ne saklıyorsun?" Dedim anlamsızca gözlerime baktı.
"Neyden bahsettiğin analmadım gülüm"
"Üvey babam sana ne zaman onların çocukları olmadığımı söyledi" dediğim de bakışları bir anlık beni buldu. Kısa bir süre sadece sustu.
"Cevap vermeyecek misin? Hakan" dedim sinirli ses tonuyla
"Sen yoğum bakımdayken"
"Eve gitmek istiyorum nereye gidiyorsak gitmeyelim" dedim elimi elinden çekip arabayı durdurdu.
"Gülüm saçmalama yalnız kalmaya ihtiyacımız var"
"Hakan eve gitmek istiyorum" dediğimde sıkıntıyla nefesini dışarı verip arabayı hızla çevirdi.Uzun süre sonra konağın önüne geldik. Ben Hakan'ı beklemeden arabadan inip konağa girdim. Sancılarımın artığı yetmiyormuş gibi bir de....
Allah'ım ne olur yardım et ne yapamam gerektiğini bilmiyorum.
Annem ve babam odalarına çekilmiş. Yusuf ablasının kucağında uyuya kalmış. Furkan ve suna film izliyordu. Onlara selam verip hızla yukarı çıkarken hakan içeri girdi.
Üzerimi değiştirdim ve yatağa girdim. Yatağa uzanınca fark etmiştim. Çok yorulmuşum. Yarın hastaneye gidecektim. Bebeğini kalp atışlarını özlemiştim doğrusu gözlerimi kapattıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.Sabah gözlerimi açtığım da Hakan'ı görmeyi beklemiyordum. Bir şey yapmadan sadece yüzünü izledim. Elimle sakallarını okşamaya başladım. Onu bırakmak istemiyordum. Onunla evlenmek istemeyen ben şimdi onu bırakmak istemiyordum. Yaklaşıp ona sarıldım. O da bunu bekliyormuş gibi bana sarıldı. Bir süre öyle kaldık sonra hastaneye gideceğimiz aklıma gelince Hakan'a seslendim.
"Hakan" dedim sadece tek gözünü açıp bana baktı.
"Söyle gülüm" dedi
"Bırak beni " dedim beni kendine daha çok çekip dudaklarını saçlarımın arasına bastırdı. Valla yalan yok çok hoşuma gitmişti. Onu kendimden uzaklaştırmaya çalıştım. Beni bırkınca ayağa kalktım.
"Hadi hakan hastaneye gitmemiz gerekiyor" dedim dolaptan kıyafetlerimi alıp banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra üzerimi değiştirip banyodan çıktık.
Hakan ortalıkta görünmüyordu. Gitmiş olmalıydı. Yani hastaneye tek başıma gidecem.
Odadan çıktığımda yusufta odasından çıkıyordu.
"Günaydın bitanem" dedim kıvırcık saçlarının hafif karıştırırken
"Günaydın yenge" dedi elimden tutup
"Yenge aşağı inmene yardım ediyim mi?" Dedi.
Başımı sallamakla yetindim. Aşağı indiğimizde Hakan'ın telefonla konuştuğunu gördüm.
"Bulun o adamı bana fırat eğer o şerefsizi bulmazsanız evine gidin" dedi sinirli olduğu her halinden belliydi.
"...."
"Bana haber ver fırat" dedi ve telefonu kapatığında arkasını döndü.
Beni görünce
"Hazırsan gidelim mi gülüm"
"Kahvaltı edelim ilk önce hakan"dedim
"Gülüm benim işim çıktı. Sen furkan ve suna'yla hastaneye gidersin" dedi yanıma gelirken yusuf'u mutfağa gönderip sinirle Hakan' döndüm.
"Ne zaman beni düşüneceksin Hakan?" Dedim gözlerim dolarken
"Gülüm ben seni her zaman düşünüyorum ayrıca ben de istiyorum seninle kalmak ama bir ihale için uğraşıyorum" dedi.
Hakan'ı orda bırakıp mutfağa gittim...Şimdi hastaneye gelmiştik. Leyla annem gelmek istedi ama yusuf'u bırakamadı için evde kaldı. Suna ile hastane koltuklrında oturmuş sıra bekliyorduk. Furkan telefonla konuşuyordu birden sinirlenip hastanenin çıkışına giderken ben ve suna'yla ayağa kalktığımızda doktorun odasındaki kapı açıldı.
"Gamze hanım doktor sizi bekliyor" dedi suna'ya döndüm.
"Suna sen furkan'ın peşinden git kavga etmesin" dedim suna giderken ben de odaya girdim.
"Merhaba" dedim heycanlanmıştım.
"Hoş geldiniz Gamze hanım buyrun oturun lütfen" dedi masanın önündeki koltuklardan birine oturdum.
"Bebeğimin kalp atışını özledim"
"Öncelikle konuşmamız gereken bir şey var" dedi önündeki dosyayı incelerken
''yani açıkcası canımızı sıkan bazı durumlar var hocamızla birlikte inceledik durumunuzu. maalesef hamileliğiniz çok riskli bir noktaya gelmiş. emin olmadan size söylemek istemedim. ama ne yazık ki test ve tektik tezimizi doğruluyor. son günlerde çektiğiniz sancıların sebebi bu'' gözlerim dolmuştu.
''bebeğim, bebeğim yaşıyor mu?'' dedim korkarak
''hayır bebek yaşıyor ve gayet sağlıklı''dedi doktor onun bunu demesi derin nefes almamı sağlamıştı.
''o zaman sorun ne ?''
''sorun bebeğinizde değil gamze hanım''
''sorun ben de mi? yani hasta olan ben miyim? lütfen benimle açık konuşun doğuramıyacak mıyım bebeğim?'' dedim endeşeyle
''hayır tabi ki doğuracaksınız''
''problem ne peki?''
''problem eğer doğursanız sizin hayatınız tehlikeye girer daha açık söylememiz gerekirse sizi kurtaramayabiliriz çok zor bir karar olduğunu biliyoruz ama bir seçim yapmak zorundasınız ya bebeğiniz ya kendinizi''
''neden doğarsa hayatım tehlikeye girecek''dedim gözyaşlarım akarken
''bakın biliyorum zor durum her şeyin yoluna sanıyordunuz biz de öyle. son muaynede fark ettik sorunu. bebeğiniz gelişimini tamamladığında plesanta rahim duvarındaki kas tabakasına hatta ondan dışarı çıkarak etraftaki organlara yapışacak daha dolanımlı hastanede daha iyi bir ekiple bile bu opreasyonu yapacak olursanız hayatınızı kaybetme riskiniz oldukça fazla''dediğinde elim karnıma gitti.
''yüzde kaç?''
''yüzde %95 bir orandan bahsediyoruz Gamze hanım bebeği doğurmakta ısrarcı olursanız bile sizi kurtaramaya bilirim. durumun ciddiyetnin farkındasınızdır umarım. mantıklı düşünmenizi tavsiye ederim gamze hanım ya bebeğiniz ya da hayatınız''dedi derin nefes alıp tekrar konuştu.
''bir kez daha sormalıyım durumun ciddiyetini anladınız mı? bir şey daha var önemli bunu da size söylemek zorundayım. karnınızdaki bebek anne olmanız için son şansınız bir daha anne olamıyacaksınız''
'' tamam teşekkür ederim'' diyerek odadan çıktım. duydukalarımı hazmetmem gerekiyordu.
ya ben ölecektim ya da bebeğim daha ilk başta kararımı vermiştim. hakan'a hiç bir şey söylemiyecektim. haberi olmayacaktı. ben karar verdim bebeğim yaşayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAĞIRMA
Teen Fiction"Sakın ağzını açıp itiraz etme" dedi Sinirle ayağa kalktım. "İtiraz etmiyim öyle mi? Bu güne kadar ne istediyseniz yaptım. Her defasında hata bulmaya çalıştınız. Bu olmaz baba olmaz bu sefer istediğiniz olmayacak" dedim hem ağlıyor hem de bağırıyo...