DÜŞMAN 47.BÖLÜM: "KAÇAK AŞK"

167 4 1
                                    


***CEMRE***

İçeriden önce Jülide çıktı. Ecem'le bana baktı direkt ama bir şey söylemeden gitti . İçeriden Naz'ın bağrışları gelirken cama birkaç eşyanın çarpma ve sonra yere düşme sesi geldi .

Bu çok kötüydü. Çok çok kötüydü. 

Arda ağlayarak kendini dışarı atınca hiçbirimiz kıpırdayamadık . Kapının dibine çöküp ağlamaya başladı hüngür hüngür . 

O benim kalbimin yarısıydı , hayatımın aşkı sevmelere doyamadığım erkeğimdi . Onu böyle görmeye dayanamazdım . Hemen yanına çökerken elimi dizine koydum ama ağzımı açıp da konuşamıyordum . Benim kim olduğumun farkında mıydı bilmiyordum ama bu temas onu daha kötü yaptı sanki daha kötü ağlamaya başladı yüzünü omzuma koyup . 

O kadar sessizdi ki herkes ağzından çıkan ufacık bir mırıldanmayı herkes duydu. 

"Kanser."

"Yine."

Ah hayır.

Arda bana çok hikaye anlatmıştı Naz'ın hastalığıyla ilgili . Küçüklüğünde yaşadıkları ailesi için asla yok olmayacak bir travmaydı. Daha geçen sene tamamen kurtulduğunu anlatmıştı . Daha geçen sene normal bir yaşama başlayabilmişti . Daha 17 yaşındaydı. 

17 iki kez kanser olmak için çok küçük bir yaştı . 

Arda bu kadar sağlıklıyken neden bu kız ikinci kez yaşıyordu bunu ? Hepimiz bu kadar sağlamken ikinci kez de neden oydu ? Zaten yeterince zor bir çocukluk geçirmemiş miydi? Şimdi her şey tam tekrar yoluna girmeye başlamışken , Naz yeni bir hayata başlamışken neden ...

Ne kanseriydi , lösemi mi tekrar geri dönmüştü bilmiyordum ama yapabildiğim kadar sıkı sarıldım Arda'ya . Ne demeliydim bilmiyordum içimden bağırıp çağırmak geliyordu aynı Naz'ın yaptığı gibi ama ağzım açılmıyordu. "Atlatacak." diyebildim sadece. Aslında ödüm kopuyordu çok ilerlemiş ciddi bir şeyse diye . Ama nasıl ciddi olabilirdi ki ? Naz zaten el üstünde tutuluyordu hapşursa Arda koşarak hastaneye getirirdi onu. 

Arda ağlarken kapı açıldı tekrar , annesi ağlayarak çıktı bu sefer . Bize hiç bakmadan yanımızdan geçip koridorun sonundaki merdivenlerden gözden kayboldu. Birkaç dakika içinde babası da çıktı . En sağlam o gözüküyordu . 

Adahan Bey ve minik kızı .

Naz ve babişkosu .

İçeriden mahvoluyor olmalıydı.

-"Arda. Oğlum topla kendini ."diye yanımıza çöktü ama içeriden hala Naz'ın çığlıkları gelirken Arda toparlanamazdı . "Arda. Hava alalım gel biraz." diye ben onu kaldırmaya çalıştım ama kurtuldu benden de . "Hiçbir yere gitmeyeceğim."

-"Oğlum . Yalnız kalmak istiyor. Biraz vakit ver ona . Bu halinle destek olamazsın. Hadi . Arda hadi . Onun bize ihtiyacı var. Minik kızımın bize ihtiyacı var ."derken Adahan Bey de ağlamaya başladı.

Ben Arda'yı gördüğüm an ağlamaya başlamıştım ama bu herkes için kopuş noktasıydı . Minik kızım derken sesinin titremesi ... Ağlamamak için uğraşması. Arda duyuyor muydu bilmiyordum ama duvara kapanıp ağlamaya devam etti. 

Kardeşi onun her şeyiydi . 

-"Çocuklar . Hadi boşaltın burayı . Naz'ın yalnız kalmaya ihtiyacı var . Biraz sakinleşsin desteğinize çok ihtiyacı olacak zaten."diyince Adahan Bey kimse ikiletmedi . Onların da yalnız kalmaya ihtiyacı vardı muhtemelen . Mahremiyet istiyorlardı , etrafta ağlayan bir avuç yabancıyı ne yapacaklardı ki ? Arda'yı bırakmak istemiyordum ama Adahan Bey "Cemre hadi."diyince mecbur kaldım. Hepimiz kendimizi bahçeye attık . Ecem Furkan'a sarılmış ağlarken Burak çöp kovasına tekme attı . "Amınakoyayım ben böyle işin ! Sikeyim böyle hayatı!"

DÜŞMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin