***KORAY***
Filmin gergin bir anında sehpada duran cep telefonum çalmaya başlayınca bir an irkildim kabul ediyorum. Cemrenin kahkaha attığı resim ekranda belirince karanlıkta hepimiz şaşırdık. Cemre bizimle aylardır konuşmuyordu doğru dürüst . Bir haftadır da tuhaf denebilecek bir iletişimimiz vardı o saldırıdan beri. Gecenin bu saatinde hayırdır inşallah. Ecem filmi durdururken ben telefonuma uzandım. "Efendim."
-"Ko...ray."
-"Cemre ? İyi misin ?"
-"Din...le. Geliyor. "
Sesi ıkınıyor gibi çıkınca panikle hoparlöre aldım. Konuşamıyordu bir şey olmuştu ona. "Cemre nerdesin ? Noldu sana ? Kim geliyor ?"
-"Saklan...Ağh ! Dikka... Ben ..."
Acı dolu bir haykırıştan sonra hışırtılar geldi . Ses kesildi.
Cemreye bir şey olmuştu.
Cemreye bir şey olmuştu!
-"Cemree !"diye bağırdım telefona ama ses gelmedi. Aramayı kapatmamıştı hala açıktı. Sadece hışırtılar geliyordu hava sesi gibi. Hemen ayaklanırken elim ayağıma dolaştı. Nerdeydi ? Nasıl bulacaktım onu ?
-"Ecem Devrimi ara. Koray kalk silahları çıkar ! Araba anahtarları nerde !"
Furkan'ın sesiyle hepimiz koşturmaya başladık. Furkan'la silahları çıkarırken Cemreye seslenmeye devam ettim telefondan ama kimse cevap vermedi. Kartanemin camdan dışarı bakmaya başladığını görünce "Berfu çekil oradan ! Camlardan uzak dur !"diye kükredim . Ecem yanımızda Devrimi arayıp hoparlöre aldı.
-"Şimdi konuşamam Ecem."
-"Cemreye ne olduğunu biliyor musun !"
-"Ne ... Sen nerden biliyorsun ?"
-"Bizi aradı ! Nerede Cemre ? Noldu ona !"diye Ecem benim yapmak istediğimi yapıp bağırınca ben yapmış kadar oldum.
-"Takip ediliyordu en son. Kaza yapmış Sabancı Bulvarında. Ben de gidiyorum şimdi yanına . Durumunu bilmiyorum telefonuna ulaşamıyorum. Siz evde kalın. Güvenli değil. Duydunuz mu ? Sakın çıkmayın evden. Hiç güvenli değil."
Sikerdim güvenliğini. Sabancı Bulvarı denilen yer de Beştepe'den Ümitköye kadar gidiyordu ."Bulvarın neresinde !"diye seslendim telefona doğru.
-"TOBB'un orada. Koray sakın çıkmayın evden ! Size yalvarıyorum ! Cemrenin durumunu bilmiyoruz !"
Sikerdim güvenliğini. Kimse beni tutamazdı bu evde. Furkan'ın uzattığı Çelik yeleği giyerken Berfuya da "Giy şundan çıkıyoruz." dedim. Birkaç dakika içinde Furkan'ın arabasına yerleşip çıktık. Arabayı o sürüyordu ben etrafımıza bakınırken. Ecem arkada silahlara mermileri yerleştirip şarjörleri kontrol etti . Berfu'ya da bir tane verdi . Yolda kimse karşımıza çıkmadı ama. Kazayı da elimizle koymuş gibi bulduk. Biz gittiğimizde ambulans ve polis çoktan buradaydı ama alanın etrafını çevirmişlerdi.
Cemre kaza yapmamıştı , Cemre üstgeçitten uçmuştu aşağı. Üstgeçitin kenarları kırılıp yollara saçılmıştı ve arabası ters dönmüştü. Bu ülkede üst geçitlerin demirlerini 2 araç kırabilirdi herhalde . Tanklar ve Cemrenin arabası . Bu demirler nasıl durdurmamıştı o arabayı ? Kaçla gidiyordu bu kazayı yaptığında ? Bu çirkin jipleri sevmesine sonsuz kez şükrettim . Bizim arabalarımızdan biri olsa haşat olmuştu ama şuan araba şaşırtıcı biçimde sağlam gözüküyordu. Ters dönmüştü , hava yastıkları açılmıştı , camları kırılmıştı ama normaldi bu taklaya göre. Onun dışında sapasağlam bile denebilirdi . Dumanlar çıkıyordu motorundan ama Cemre arabada değildi. Arabanın 2 metre falan açığında yerde yatıyordu. En zor işi yapıp çıkmıştı arabadan. Demekki iyiydi ama neden müdahale etmiyorlardı ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜŞMAN
General FictionHayatın yapayalnız bıraktığı 4 çocuk. İki kadın iki erkek. Kadınların biri, Cemre, zekasını kendine kalkan yapmış, kalbine duvarlar örmüş. Adaletin kılıcı olmaya niyetli, acımasız ama bir o kadar da merhametli bir kadın. Oğlum diyor erkeklerine. Bul...