***ARDA***
Saatin 11'e geldiğini görünce oflayarak telefonuma uzandım. Kötü abi olmaktan hoşlanmıyordum ben de ama bir dönüş saati koyduysam uyulmasını beklerdim. Eskiden arıyordu da sıpa uzatmak istediği zaman . Bu sefer aramaya bile tenezzül etmemişti. Şimdi arayacaktır kesin Korayda falan çıkacaktı diyecekti bana ki arkadaşlarımla olduğum için aramadıııııım diye uzata uzata.
Telefonu kapalı olunca şarjı bitti herhalde diye düşündüm ama asıl o zaman endişeleneceğimi bilir Aybarstan arardı .
Aybars'ı arayınca birkaç çalışta açtı. "Aybars nerelerdesiniz abicim ? Artık arayıp haber de mi verilmiyor ?"diye azara başladım direkt sanki onun da abisiymişim gibi.
-"Nasıl ? Anlamadım ?"diyince telefona baktım doğru kişiyi mi aradım diye. Aybars Koçbay yazıyordu ekranda evet.
-"Saat neredeyse 11 oluyor ya hani. Naz'a verir misin sen ona kızayım ben en iyisi. Sen de getir hadi artık eve."
Duymayı asla beklemeyeceğim bir şey söyledi . "Arda neler oluyor ? Naz benimle değil . Ben Eskişehir'deyim. Sabahtan beri mesajlarıma cevap da vermedi."
Ayaklanırken Naz'ın odasına çıkmak için "Ne demek seninle değil ? Yarın gideceksin dedi bana. Sabah okula gelmedi birlikte takılacakmışsınız bugün . Öyle dedi bana."
-"Dün gece antrenmandan sonra geldim ben direkt . Naz biliyor bunu. Emin misin öyle dediğinden ? Bana da okulda olduğunu söyledi çünkü."
Bir şey demeden yüzüne kapatıp Naz'ın odasına daldım belki bir şey bulurum diye.
O kadar dağınıktı ki her zamanki gibi bununla vakit kaybedemeyecektim . Hemen Koray'ı aradım.
Bu saatte onu boş yere aramayacağımı biliyordu hele ki normalde sadece ciddi şeyler için aradığım için onu. "Kötü haber deme ."
-"Naz yok. Sabah çıktı. Bana Aybarsla olacağım demişti , Aybars'a okuldayım demiş."diye durumu açıkladım en kısa haliyle.
-"Aybars dün ..."diye başlayınca "Sorun da bu zaten aptal ! Telefonu kapalı. Nerede olduğunu bulabilir misiniz ?"diye bağırdım . Hani üstümüzde bir sürü verici taşıyorduk. Cemre izliyordu bizi . Onlar da izleyebilirdi. Onun evine girip bilgisayarlarını açabilirdik. Görmüştüm bir keresinde hepimizi izlediği ekranı .
Nazı oradan bulabilirdik.
-"Şirketimin nerede olduğunu hatırlıyor musun ? Oraya gel. "
Üstümü bile değiştirmeden anahtarlarımı ve cüzdanımı eşofmanımın cebine atıp çıktım direkt. Annemleri aramalı mıydım ? Onları da panik yapmak istemiyordum ama elim ayağım titriyordu.
Şirketleri bu saatte elbette kapalıydı , karanlık bir binaydı ama benim arabama açtılar güvenlik kapısını . Bir güvenlik görevlisi beni karşılayıp karanlık binaya soktu. Cemre'yle bir kere karanlıkken okula girmiştik şaşırtıcı bir biçimde ona benziyordu. Asansörle üst katlarda bir yerlere çıktık ,ışıkları açtılar . İlk ben gelmiştim anlaşılan çünkü kimse yoktu benden başka. Her yer kapkaranlıktı.
Ve çok sessiz.
Önce Korayla Berfu geldiler. Koray benim oturduğum odaya girerken o da aynı benim gibi gözüküyordu. Eşofmanının üstüne bir hoodie geçirmişti ama silahını yanına alacak fırsat bulmuştu .
Silahlarını.
Masanın arkasındaki bilgisayara oturup kasasından açma düğmesine basarken hiçbir şey demedi .
-"En son ne dedi sana ?"diye sordu sadece.
-"Okula gelmeyeceğini günü Aybarsla geçireceğini işte kahvaltı falan. Ben yalan söylediğini nereden bileyim ?"derken ofladım. "Bilemezdin. Panik yapma. İzleyiciler taşıyor üstünde hemen buluruz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜŞMAN
General FictionHayatın yapayalnız bıraktığı 4 çocuk. İki kadın iki erkek. Kadınların biri, Cemre, zekasını kendine kalkan yapmış, kalbine duvarlar örmüş. Adaletin kılıcı olmaya niyetli, acımasız ama bir o kadar da merhametli bir kadın. Oğlum diyor erkeklerine. Bul...