***CEMRE***
Yemek salonuna girdiğimde herkes çoktan buradaydı. Beklemediğim isimler bile. Kerem gibi. Son 10 yılımı verdiğim herkes buradaydı.
Arda hariç.
En çok olmasını istediğim tek kişi yoktu. Bir haftadır bir şekilde buradaki herkesle vedalaşmıştım ama Arda'yla dün gece olan şey felaketten başka bir şey değildi.
Bu gece de gelmeyecekti demek ki.
Bunun son olabileceğini söylemiş olmama rağmen umursamamıştı.
Bana son vedayı bile çok görmüştü.
O kadar moralim bozuldu ki onun olmayışına Burak bana sarılıp "Onun için de hiç kolay değil . Sıkma canını. Bu halde gelmesinin sana faydası olmazdı."diyince sadece ikimizin duyabileceği şekilde "Konuştunuz mu onunla ?"diye sordum .
-"Az önce yanındaydık Baran'la. O da iyi değil . Seni çok sevmişti."
Kafamla onaylarken ağlamamaya çalıştım.
Ben de onu çok sevmiştim. Umarım bir hafta içinde tamamen mutlu ve güvenli bir dünya bırakacaktım ona.
-"Ne yapıyordu ? Biraz daha anlatın."diyince yine sadece Baran'la onun duyabileceği şekilde kendimi çok zavallı hissettim. Nasıl olduğunu neler yaptığını öğrenmek için ölüyordum.
-"Sana bir yüzük daha almıştı aylar önce. Ona bakıp ağlıyor ya da içiyor. Verme şansı olmamış. Verecekken ona tekrar çok kızmışsın kavga etmişsiniz. Sonra da Naz olayı falan. Dün gece verecekmiş ama o da olmamış. Neden bilmiyorum anlatmadı. Buradan onun yanına gitmek ister misin ?"
Bana bir yüzük daha mı almıştı ? Alacağını söylemişti ama sonra hiç konusu açılmamıştı. Neden vermemişti ? Aylardır yüzüksüzdüm. Naz'a mesaj attım hemen meselenin aslını öğrenmek için .
-"Evet. Sen ona kaybettiğini söyledikten sonraki gün aldı hemen. Ama Eceden ayrılamayınca sen onla kavga etmiştin ya veremedi. Hatta Ece evde görüp o yüzüğü kendinin sanmış , ben onunla dalga geçince attı bana o tokadı. Evde duruyor hala . Çok güzel yüzüktü bu arada . Getirmemi ister misin ?"
Çok isterdim .
Şuan en çok buna ihtiyacım vardı.
Yüzüksüz yalnız başıma gitmek istemiyordum .
Bunun son yolculuğum olabileceğini biliyordum ve korkuyordum.
Yüzüğüme çok ihtiyacım vardı.
Oturup ağlamaya başlayınca ben , herkes gidiyorum diye olduğunu sandı beni teselli etmeye çalıştılar geri geleceksin çok güzel bir hayalin peşinden koşuyorsun diye ama ben yalnız olduğum için ağlıyordum.
Asla geri gelemeyebilirdim ve her şey ters gidebilirdi.
Öldüğümden bile haberleri olmadan yıllar geçebilirdi.
Bir mezarım bile olmayabilirdi.
O anlar geldiğinde yüzüğüme çok ihtiyacım olacağını biliyordum.
Lavaboda yüzüme çok kez su çarpmam gerekti sakinleşebilmem için. Yetmeyince kabine girip küçük bir doz vurdum. Bu hayatımdaki insanlarla güzel bir yemek yemek için son şansım olabilirdi ve bunu çöpe atıyordum şuan.
Cesur olmalıydım.
Hiçbir işe yaramadı ama.
Yemeğin yarısını ağlayarak geçirdim neredeyse.
Kerem yanıma geldi en son. " Bu kadar zorsa gitme Cemre. Bu kadar zor geliyorsa senin için doğru karar değildir."
-"Başka kimse gitme demedi biliyor musun ?"diye ona dert yandım. Beni bırakıp giden biri olarak aslında bu iş için çok yanlış kişiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜŞMAN
General FictionHayatın yapayalnız bıraktığı 4 çocuk. İki kadın iki erkek. Kadınların biri, Cemre, zekasını kendine kalkan yapmış, kalbine duvarlar örmüş. Adaletin kılıcı olmaya niyetli, acımasız ama bir o kadar da merhametli bir kadın. Oğlum diyor erkeklerine. Bul...