DÜŞMAN 60.BÖLÜM: "SPOR KURULU"

98 3 2
                                    

***CEMRE***

"SPOR KURULU DÖNEMİ AÇIYOR! YENİ BAŞKAN KİM OLACAK ? TOPLANTIYA KİMLER KATILACAK? CEMRE YILDIRIM GELECEK Mİ ? DAVET EDİLMEYECEĞİ SÖYLENTİLER ARASINDA!"

Çossta bir dizi haberi görünce hevesle tıkladım. Aşırı hoşlanıyordum şu işten. Arda bana evlilik teklifi ederek bombayı patlattığından beri ikimiz de hiç ses çıkarmamıştık. Ne bir açıklama yayınlamıştık , ne de birlikte bir fotoğraf paylaşmıştık. Aylardır sosyal medya hesaplarımızın hiçbirinden hiçbir paylaşım yapmıyorduk. Kendimizi paylaşmayı bırak nerede olduğumuzu bile atmamıştık. İnsanlar işte bizimkilerin attığı storylerden falan bizim görüntülerimizi yakalamaya çalışıyordu. Berrak'ın videolarının izlenme sayısı ikiye katlanmıştı. Bazılarının köşesinden ucundan istemeden de olsa çıkıyorduk. Naz'ın Miamide yattan günatımı sıradında paylaştığı bir videoda herkes partilerken ya da açık büfenin tadını çıkarıp dans ederken sarılırken yakalanmıştık köşesinden. Arda'nın yüzü gözüküyordu ama sarıldığımız için benim yüzüm diğer tarafta kalmıştı. Yine de boyundan posumdan ben olduğum kolayca çıkarılabilirdi. O anı yakalayanlar bile Çossta olay çıkarmıştı.

İnsanlar artık nefret ediyordu bizden. Şimdi okulda spor kurulunun ilk toplantısı olacaktı bu dönemin programını yapmak için. Okulun açılmasına daha 1.5 ay vardı ama sporcular için daha erken başlıyordu çoğu şey. Sezon başlamadan hazırlık yapmak , turnuvalara hazırlanmak veya bu yıl kim hangi sahayı hangi günler kaç saat kullanacak , kurul başkanı kim olacak gibi şeyler için. Her spor dalının temsilcisi gidiyordu. Spor dallarının temsilcileri de o dalların sporcuları arasında seçiliyordu. Her sporun kendi alt kurulu vardı yani. Okulda 7 tane voleybol takımı vardı mesela. Farklı yaş grupları ve farklı cinsiyetler için. Hepsinin farklı bir kaptanı vardı. Ben elbette hem en büyük takımın kaptanı olduğum için hem de oynayabileceğim her yaş grubunda oynayıp takımı kurtardığım için en ünlüleriydim.

Haberi bana Berrak göstermişti şimdi hepsi de durmuş tepkime bakıyordu.

-"Konuştun mu sen alt kurulla? Senin için ne düşünüyorlar?"diyince Arda omuz silktim. "Konuşmadım. Ne düşündükleri umurumda değil. Türkiye Kupasına katılacak bir takımım varken benden başka kimse gidemez oraya."diye cevap verince Naz konuştu.

-"Cemre öyle diyorsun da Aybars'ta okulda US Opena gitmeye hak kazanan iki kişiden biriydi , ben aday değildim ama onu aldılar başkanlıktan."

Aybars tenis temsilcisiydi evet ama alındığından haberim yoktu. "Benim neden haberim yok bundan?"diye Aybars'a döndüm.

-"Canın sıkılsın istemedim. Benim olmamı istemediler. Naz'la birlikte kavga da ettik aslında ama tabi demokrasilerde böyle şeyler olur."

İlişkilerinden dolayı istenmemişti. Yoksa o çok iyi bir başkandı.

Sessizliğimi bozdum ilk defa. ÇOSS'a "Benim davete ihtiyacım yok. İstediğim her şeyi almak için orada olacağım. Davete ihtiyacı olan diğer ezikler , sizinle orada görüşürüz." yazıp yolladım. Sert olmuştu ama umurumda değildi. Arda bunu yazdığımı görünce beğenirken postumu "Keşke önce alt kurulla mı konuşsaydın?"diye yorum yaptı. Onlara sormaya ihtiyacım yoktu ama 10 dakika içinde zaten alt kurul grubundan mesajlar yağmaya başladı. Diğer kaptanlar bana kızmışlardı konuşmadan böyle bir şey yazdım diye.

Onlara da sadece "Türkiye Kupasına katılacak bir takımım var benden başka kimse gidemez. İsteklerinizi bana yazarsınız sizin için onları da alırım. Takımıma bu sene 2 yeni oyuncu alacağım ve takımda huzursuzluk çıkaran kimseyi de almam fyi."yazıp yolladım.

Hepsi benden nefret edecekti ama takıma girmeyi deli gibi istediklerini biliyordum. Yine de onları baya kızdırmış olmalıyım ki ÇOSS'ta bu mesajımı ifşalayıp beni dikatatörlükle suçladılar. Haklılardı bence de. Çok despotça davranmıştım bana yapılsaydı çıldırırdım.

DÜŞMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin