11

623 72 20
                                    

"Nasıl başlayacağım hakkında hiçbir fikrim yok. Geçirdiğim kazayı biliyorsunuz...Son zamanlarda bir şeyler hatırlıyorum. Ama hepsi silik ve anlamsız şeyler, bu da beni sinirlendiriyor. Başka hiçbir şey yok. Gerisi tamamen Jean'ın kurmacası."

Jean sinirle atıldı.
"HAAAA?! İYİLİK YAPMAK DA YARAMIYOR! Tamam Eren sanrılarını görmeye devam et, umrumda değil."

"Bir de..şu şizofren olduğunu sandığım kadın, Hange, bugün bana Zeke Jaeger isimli birinden bahsetti. Adam delinin tekiymiş, birkaç olaya karışmış sanırın. Hange dosyamı okuyup aynı soyada sahip olduğumuzu fark ettikten sonra bir şey bilip bilmediğimi sordu. Bir şeyler hatırlamadığım için de..sinirlendim. Hepsi bu."

Hepsi sessizce yere bakıyordu. Connie doğrularak sessizliği bozdu.
"Zeke mi? Ne garip bir isim."

Levi kaşlarını çattı.
"Tch,evet. Enayi ismine benziyor. Eren böyle bir
ruh hastasıyla bir ilişkin olsa da bunu açığa çıkarman gerektiğini düşünmüyorum."

Grup üstün problem çözme yeteneklerini sergileyip yaklaşık bir saat daha konuştuktan sonra dağılmaya karar verdiler. Yavaş yavaş soğumaya başlayan hava, Eren kapıyı açtığında rüzgarı saçları arasında gezdirmişti. Jean,Eren ve Connie uzaklaştıktan sonra Levi çaktırmadan Armin'in kolunu tuttu ve gitmesini engelledi. Armin boş bakışlarla kendinden birkaç santim kısa adama bakarken Levi keskin gözleriyle içeri geçmesini işaret etti.

Çocuk az önce kalktığı koltuğa oturdu ve ellerini karnında birleştirdi. Ortama hakim olan gerici sessizlikte yalnızca Levi'ın yavaş, kendinden emin adımları duyuluyordu. Gerilmiş miydi? Evet. Ne olacağını biliyor muydu? Muhtemelen. Elinde olsa kaçıp gider miydi? Kesinlikle.

Levi tam karşısına oturup keskin gözlerini çocuğunkilere dikti ve sert bir ses ile konuşmaya başladı.
"Konuş,Armin."

"A-anlamadım?"

"Eren her şeyi anlatırken uzun otobüs yolculuğunda çişini tutmaya çalışan çocuk gibi titriyordun. Bir şeyler saklıyorsun. Anlat."

I'll tell the stars about you||eremikaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin