Mikasa
Eren'in arkasından baktığını hissedebiliyordu kız. Adımlarını hızlandırarak olabildiğince çabuk uzaklaştı beyaz evden. Elleri titriyor, gözlerine dolan yaşlar görüşünü bozuyordu.Eren'i görmüştü. Yıllar sonra onu görmüş, onunla konuşmuştu. Farkına varmadan bunca yıl çektiği özlem bir anda omuzlarına çökmüştü sanki. Keşke sarılabilseydi ona, eski günlerdeki gibi beraber gülebilselerdi. Yorgundu kız, çok yorulmuştu. Hayatın ona yaşattığı her şeyden bezmişti Mikasa Ackerman. Neden onun da normal bir hayatı olamıyordu? Neden herkes gibi sevdikleriye huzur içinde yaşayamıyordu?
Eğer bu talihsizlikler olmasaydı ya da kötü günler geçirmeseydi, mutlu olmanın nasıl hissettirdiğini bilemezdi gerçi değil mi? Armin'le yağan yağmura karşı kitap okumanın, Sasha ile yemek yapmanın mutluluğunu yaşayamazdı. Eren'i görünce içine dolan o tatlı heyecanı seviyordu; onunla konuştuğunda, zaman geçirdiğinde hissettiği şeyleri seviyordu. Mutluydu genç kız, bir şeyler hissedebildiği, hayatta olduğunı için çok mutluydu.
Düşüncelere dalmış yürürken omzuna sertçe çarpan kişinin etkisiyle savruldu Mikasa. Adam özür dileme nezaketinde bile bulunmadan yoluna devam etti. Eh, bazen yaşamak hiç de iyi gelmiyordu ona. Yine de doğru kişileri bulduğuna emindi. Hayatının geri kalanını onlarla geçirmek istediğini biliyordu. Bu da her şeyi katlanılabilir kılıyordu.
Gökyüzüne çevirdi kafasını, çıkmaza girdiğinde ya da her şey alt üst olmuş gibi hissettiğinde başını çevirdiği yere bir kez daha baktı. Günler kısalmış, hava çoktan kararmıştı. Yaşadıkları kaotik şehrin telaşından pek belli olmasa da yıldızlar yine çok güzeldi. Ağlarken onlarla konuşurdu Mikasa, gülerken başını çevirip onlara bakardı. Şimdi ise umut doluydu gözleri. Durum ne kadar berbat olursa olsun hep direnmeye devam edecekti. Her şeyi arkasında bırakıp giderken bir söz vermişti kendi kendine. O günleri geri getirecekti. Belki o masum çocuklar sonsuza kadar kaybolmuştu, ama anılarından vazgeçmeyecekti Mikasa.
Derin bir iç çekti ve parlak yıldızlara bakarken yukarı doğru kıvırdı dudaklarını. Şimdi milyarlarca kilometre uzaktaki taş parçalarına bakıp gülümsüyor, kaybetmek üzere olduğu umudu onlarda arıyordu.
"Yalnızca bekle Eren. Yalnıca bekle."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'll tell the stars about you||eremika
FanfictionLet's dance beneath the stars and forget about the world.