13

624 68 19
                                    

Mikasa
Donuk bakışlarla otobüsten indi Mikasa. Bazen gerçeklik katlanılmaz oluyordu onun için, gözlerini kapayıp hiçbir şey gerçek değilmiş gibi davranmak istiyordu. Evine girdiğinde biraz rahatlasa da salonda oturan kişiyle göz göze gelince kanı donmuştu kızın. Gözlerini adamdan ayırmadan eşyalarını girişe bırakıp ona doğru ilerledi.

"Sizi içeri kim aldı?"

"Ev arkadaşın. Sen gelene kadar burada bekleyebileceğimi söyledi. Ne kadar büyümüşsün Mikasa."

Mikasa dayanılmaz bir öfkeyle dolmuştu. Yumruklarını sıkıyor, kalp atışının hızlandığını hissedebiliyordu.
"Büyüdüm tabii, korkaklık yapıp kaçmanızın üzerinden yıllar geçti unuttunuz mu? Şimdi neden bir anda belirdiniz?"

Grisha gözlüğünü düzeltip oturuşunu dikleştirdi.
"Senden bir şey isteyeceğim Mikasa. Bunu senden başka kimseye soramam. Zeke'den tehditler alıyorum."

Mikasa'nın gözleri büyüdü. Duymak isteyeceği son isim o olabilirdi.
"Bunun benimle ne alakası var?"

"Senden Eren'i korumanı istiyorum."

Kız sesini istemsizce fazla yükselterek geriye sıçradı.
"NE?"

"Kendini yeni biri olarak tanıt, ona çaktırmadan onun yanında ol ve güvenliğini sağla. Normal bir hayat yaşamasını sağla."

Kızın perçemi gözlerini kapatırken ufak bir kahkaha kaçtı dudaklarından. Adamın bir anda evinde belirip çok sıradanmış gibi bunları söylemesi garip geliyordu ona.
"Normal bir hayat mı? Eren'in normal bir hayatı olabileceğini mi düşünüyorsunuz? Hatırlatmak isterim oğlunuz sizin pervasız davranışlarınız yüzünden ölümden döndükten sonra onu öylece bırakıp gittiniz. Bunca yıl ne yaptığı, nasıl olduğu umrunuzda bile olmadı. Carla Teyze öldü biliyor musunuz? Cenazesine gelme nezaketini bile göstermediniz. Bunca şeyin ardından bir de benim Eren'e bunları yaşatmamı mı istiyorsunuz? Üzgünüm ama ben sizin kadar bencil değilim, ona bunu yapamam. Normal bir hayata sahip olmasını cidden isteseydiniz en başından bunların olmasına izin vermezdiniz."

Adam kaşlarını çattı. Bakıştıkları her saniye daha da çok sinirleniyordu Mikasa.
"O ölecek Mikasa. Sen bunu yapmazsan onu kurtarmamın imkanı yok. Eren'in karşısına çıkacak yüzüm yok benim. Evet, birkaç hata yapmış olabilirim ama o hâlâ benim oğlum. Benim hatalarım yüzünden ölmesine izin vermeyeceğim."

Durum bu kadar ciddi miydi? Bunca yılın ardından Zeke neden birdenbire geri dönmüştü ki? Mikasa'nın kafası karışmıştı. Ama Eren'in onun için yaptığı her şeyden sonra en azından bunu ona borçluymuş gibi hissetti kız. Başına ne kadar büyük bir dert aldığını düşünerek ofladı ve adama döndü.
"Pekâlâ...Bunu sadece Eren için yapıyorum. Benim korumam altında olduğunu düşünüp tehlikeye girmesine izin vermeyin lütfen. Artık gidebilirsiniz."

Grisha evden bir nevi kovulmanın şokunu yaşarken Mikasa'da bile böyle bir travma bıraktıysa Eren'e neler yaşatmış olabileceğini düşündü. Kendinden iğrenmişti. Usul hareketlerle dış kapıdan çıkıp siyah arabasına bindi ve uzaklaştı.

Onun arkasından bakarken telefonunun kilidini açıp rehbere girdi Mikasa. Yiyeceği azar için şimdiden kendini hazırlayıp Armin'in numarasını tuşladı ve huzursuzlukla telefonu kulağına götürdü. Üçüncü çalışta kulaklarını çocuğun sakin ama etkileyici olan sesi doldurdu.
"Meşgul değilsen buluşabilir miyiz Armin? Bir şey konuşmamız gerekiyor."

I'll tell the stars about you||eremikaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin