"Daha önce de söyledim Erwin, bir daha bu işlere karışmak istemiyorum."
Sarışın daha ağzını açamadan Hange söze girişti.
"Biliyoruz Levi, anlayabiliyoruz da. Ama bu seferkini yardımın olmadan halletmemize imkan yok."Erwin, kadının sözlerini devam ettirdi.
"Eren ile ilgili."Kaşlarını çattı gri gözlü adam.
"Hatta olay büyürse Armin'i bile etkileyebilir."
"Biliyordum. Sizin bu işte bir parmağınız olduğunu biliyordum. Psikolog diploman var mı Erwin yoksa yalan mı söylüyorsun?"
"Tabii ki yalan söylemiyorum. Bana gelen Eren'di zaten. Tam da o sıra Hange Zeke'nin dosyasını araştırıyordu, Eren'i ondan olabildiğince uzak tutmaya çalıştım ama biliyorsun Hange'yi. Durduramadım."
"Çocuğa şizofren olduğumu söylersen tabii ki gerçeği söylerim Erwin. Hem ben ona tehlikeli bir şey söylemedim, yalnızca bir şey bilip bilmediğini öğrenmek için ağzınk yokladım o kadar. Ama iş çığırından çıkıyor Levi. Üzgünüm ama bizden kopamıyorsun bak, kader bizi yine bir araya getirdi."
Son cümlesinden sonra kıkırdayıp gözlüklerini düzeltti ve devam etti.
"Şimdi söyleyeceklerimi iyi dinle. O olayı hatırlıyorsun değil mi? Her şeyi mahveden olayı. Dördümüz, hayır üzgünüm, üçümüz ayrıldıktan sonra ben ve Erwin sadece ilgimizi çeken ya da yüksek tehlike yaratan dosyalara bakmaya karar verdik. İkimizin de merkezde çalışmaktan pek boş vakti olmuyor zaten. İnan bana kardeşini kıskanan bir adamın pervasız hareketleri beni normalde zerre kadar ilgilendirmiyor. Ama... Zeke'nin o olayla bir ilgisi olduğuna dair şüpheleri var Erwin'in. Peşini burada bırakamazdık.""Geri dönmesi hem bizim, hem de şu süreki takıldığın çocuklar için risk oluşturuyor Levi. Bir avuç ergenle neden takılıyorsun bilmiyorum ama onları önemsediğin kesin. Hem yarım kalmış bir işimiz var değil mi? Eren'i olaya dahil bile etmeden halledebiliriz her şeyi."
"Erwin haklı. İyi bir takım olduğumuzu reddedemezsin Levi."
Önündeki beyaz fincanı kavradı siyah saçlı adam. Sıcak kahvenin kokusu burnunu doldururken boşluğa bakıyordu gözleri. Hange haklıydı, onlarlayken ne kadar mutlu olduğunu reddedemezdi. Birlikte bir ajansta çalışırlardı eskiden. Tam olarak ne yaptıklarınu açıklayamazdı Levi, ancak tam da şimdi ortaya çıkan sorun gibi olaylara bakıyorlardı. Güçlü bir takımdılar, Levi, Hange, Erwin ve Mike. Levi ile çıktığı bir görevde öldürülmüştü Mike. Bu olayın konusu hiç açılmamış, ancak bir daha da hiçbir şey aynı olmamıştı. Levi ajanstan tamamen ayrılmış, Hange ve Erwin ise şu an çalıştıkları merkezi kurup ajansla zayıf da olsa bağlantılarını sürdürmüşlerdi. Levi düşüncelerinden kurtulamayıp kendini soyutlayınca da bir noktada kopmuştu bağları. Eren'in gittiği doktoru araştırmak için internette gezinirken bulmuştu Levi onları tekrar. Şimdi karşısında oturmuş ona yıllar sonra bu olayın sorumlusunu bulduklarını söylüyorlardı.
Kahveden bir yudum alıp fincanı beyaz tabağın üzerine koyunca çıkan ses yankılandı sessiz kafede. Hange gözlerinin içine bakıyordu.
"Söz veriyorum, bu sefer öyle bitmeyecek Levi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'll tell the stars about you||eremika
FanfictionLet's dance beneath the stars and forget about the world.