"Bu iyi bir fikir miydi?"
"Hala uyanmadı."
"Yakında uyanacaktır, hafif bir bayıltıcı kullandım."
"Son beş dakikadır bunu söylüyorsun zaten dattebayo!"
"Bir bildiğimiz var herhalde, aptal."
"Hey, uyandı galiba!"
Üç farklı kişinin sesini duyuyordum. İkisi erkeğe, diğeriyse bir kıza ait gibiydi.
Başımda şiddetli bir ağrı duyduğumda, gözlerimi açmış olmama rağmen her yer karanlıktı. Sanırım başıma çuval gibi bir şey geçirilmişti. Elleriminse arkadan bağlı olduğunu ve sandalye gibi bir şeye oturduğumu hissediyordum.
Kalbim bilinmezlik ile dolduğunda korku, tüm vücudumu ele geçirdi. Kaçırılmış mıydım?
Üç insanın sesi kesildiği zaman, başıma geçirilen şey yavaşça çıkartıldı ve gözlerim aydınlıkla buluştu. Tahmin ettiğim gibi kafamdaki bir çuvaldı, gördüğüm ilk şey şaşkın şaşkın bakan bir çift mavi göz olmuştu. Benim yaşlarımda, sarışın bir oğlan tedirgin bir gülümseme takındı yüzüne, "Şey," diye mırıldandı parmaklarıyla oynayarak, "Merhaba."
Açıkçası, gözlerimi açtığımda böyle bir ortam hayal etmiyordum. Daha korkunç bir yerde, mafya tarzı adamlarla karşılaşmayı bekliyordum ama öyle olmamıştı. Gerçi fark etmiyordu, kaçırılmıştım.
Gözlerimi ondan çekip yanında duran iki insana çevirdim. Uzun lacivert saçlı bir kız, en az bu oğlan kadar tedirgin ve stresliydi. Benimle göz göze gelince gülümsemeye çalıştı, tıpkı oğlandaki gibi tedirgin bir gülümsemeydi bu.
Hemen yanında ise, onların aksine oldukça umursamaz, siyah saçlı ve kesinlikle yakışıklı diyebileceğim türden bir oğlan duruyordu. Sırtını duvara yaslamış, kollarını önünde birleştirmiş ve bu tarafa bakmıyordu. Şu an depo gibi bir yerde bulunuyordum.
"Siz kimsiniz?" çevre analizimden sonra dudaklarımdan nihayet o kutsal soru dökülmüştü.
"Sana böyle yapmayalım demiştim," lacivert saçlı kız, sarışın oğlana fısıldamıştı ama ben duymuştum.
"Kimsiniz diyorum, beni neden buraya getirdiniz!?" korku ve adrenalinin kattığı hiddetle sesim yükselmişti. Neyse ki tehlikeli insanlara benzemiyorlardı, en azından şu ikisi. Kız ve oğlan bir süre bakıştıktan sonra ne diyeceklerini kararlaştırır gibi olmuşlardı.
"Şöyle ki...-" lacivert saçlı kızın konuşmasını, sırtını duvara yaslayan çocuk böldü,
"Bizimle geliyorsun," dedi hızlıca, yüzüme bile bakmamıştı, "Seni harika bir yere götüreceğiz," ses tonunun çok güzel olması, söylediklerinin anlamsızlığını değiştirmiyordu.
"Sasuke!" sarışın çocuk ona bakarak bağırdığında, isminin bu olduğunu öğrenmiştim.
"Ne var?" dedi az önce adının Sasuke olduğunu öğrendiğim çocuk, "Kısaca özetledim işte."
"Bak," lacivert saçlı kız sözü ele aldı, "Öncelikle, seni bu şekilde kaçırıp buraya getirdiğimiz için özür dileriz. Kesinlikle şu şahsın fikriydi," deyip yanında ki gülümseyen sarışın çocuğu işaret etti, "Önce ellerini çözeyim."
Kız ayaklanıp arkama geçtiğinde, Sasuke denen çocuk sıkılganlığını belli ederek oflayıp pufluyordu. Bu beni biraz gıcık etmişti ama, artık pek fazla korkuyor sayılmazdım.
Kız, sandalyenin arkasından bağlanan ellerimi çözdüğünde bileklerimi ovuşturdum, "Tekrar soruyorum," dedim bıkkınlıkla, "Kimsiniz siz, neden beni buraya getirdiniz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dark forces | sasusaku
FanfictionAhengi, farklılıklar yaratır. •sasusaku •11/01/2021