Panoya asılmış olan kağıtta yazılanları okuyabilmek için gözlerimi kısmıştım. Çizilen tabloda hangi öğrencilerin hangi salonlarda sınava gireceği yazılıydı.
Kendi takımımı ve ismimi gördüğümde derin bir nefes aldım ve gözlerimi birkaç saniyeliğine yumdum.
Her şey iyi olacaktı.
Annem her zaman olumlu düşünmenin seni olumlu olana yönlendirdiğini söylerdi.
O yüzden her şey iyi olacak.
İki omzumda hissettiğim ellerle beraber irkilerek kendime geldim.
"Fazla gerginsin..."
Sasuke'nin sesini duyduğumda yavaşça omuzlarıma masaj yapanın o olduğunu anladım. Yaptığı masaj beni mayıştırıp rahatlatırken gevşeyerek kendimi serbest bıraktım.
"Elimde değil."
Evet, birkaç saat sonra kağıtta yazan salona gidip sınava girecektik. Dönem sonu sınavının ilk etabına.
Bu yüzden heyecan yapmamam pek mümkün değildi. Buradaki herkesi hayallerine bir adım yaklaştıracak bir sınavdı bu. Bu sene geçemezsen eğer seneye tekrar girme şansın olacaktı fakat, ben bir sene daha bekleyemeyecek kadar sabırsızdım.
Okula gittiğim zamanlar girdiğim sınavlar gibi olacak olan bu yazılı sınavda kendime güveniyordum. Fakat sorun şu ki, sınavı sadece benim başarımla geçemezdik.
Sasuke'nin elleri hala omuzlarımı ovmaya devam ederken birinin yanımıza yaklaştığını hissettim ve kafamı o yöne çevirdim. Naruto geliyordu. Üstelik yanında tıpkı ona benzeyen altın saçlı, mavi gözlü, güler yüzlü bir adamla.
Bu adamın ismini çok duymam bir yana, kim olduğunu da öğrenmiştim. Bir döneme damga vuran en güçlülerdendi, ayrıca klonlanma gücünün bir önceki sahibi. Ne ilginçtir ki bu güç kendisinden sonra oğluna geçmiş. Minato, Naruto'nun babasıydı. Aynı zamanda üçüncü sınıfların danışmanı.
Minato ona güler yüzle bir şeyler söylüyorken Naruto'nun suratı asıktı. Her söylediğine kafa sallıyordu. Az sonra ikisi de yanımızda bitti.
"Merhaba çocuklar," dedi Minato. Koskoca bir sene içerisinde bizimle ilk defa konuşuyordu, "Sınavınızda başarılar."
"Sağ olun sensei-" diye mırıldanıyordun ki çoktan arkasını dönüp gittiğini fark ettim. Gidişinin ardından bile Naruto hala surat asıyordu.
"Sana ne dedi de suratın böyle asık?" diye sordu Sasuke, Naruto'ya bakarak.
Naruto, "Kısacası..." dedikten sonra sıkıntıyla iç çekti, "Bu sene de geçemezsem belamı sikeceğini söyledi. Onun gibi saygın bir adamın oğlu işe yaramaz bir velet olarak görülmemeliymiş... peh!"
Ben donup kalırken Sasuke kendini tutamayıp gür bir kahkaha patlattı. Naruto ona ters ters baksa da hala karnını tutarak gülmeye devam ediyordu.
En sonunda kahkahalarının arasından kesik kesik konuşarak, "Bence adam haklı..." Bu dediğinden sonra Naruto homurdanmış ve sinirle dişlerini sıkmıştı.
Biz her ne kadar dalga geçiyor olsak da onun bu konuya ne kadar uyuz olduğunu hissedebiliyordum. Cidden canı sıkılıyordu. Onu rahatlatmak adına elimi omzuma koydum,
"Sen onlara bakma, eminim bu sene iyi iş çıkaracaksın."
Yüzüme bir süre tip tip baktıktan sonra dudakları yavaşça iki yana kıvrıldı ve sıcak bir gülümseme şekline geldi.
.
.
.
Aynadaki görüntüme son bir kez bakıp derin bir nefes aldım. Şimdi alt kattaki salona gidecek ve sınava girecektim.