"Siktir..."
Ağzım bir karış açık, gözlerim yuvalarından fırlayacak gibiydi. Gördüğüm görüntünün gerçek olup olmadığını anlamak için gözlerimi kırpıştırsam da oldukça gerçek duruyordu.
Bir elim kalbime, diğeriyse Sasuke'nin koluna tutundu, "Yanlış görmüyorum değil mi?" diye sordum gözlerimi karşıdan ayırmadan.
"Hayır, yanlış görmüyorsun." Sıkılgan bir tavırla iç çekti, "Ölmemiş pezevenk."
Sasuke'nin bu sözleriyle hala karşımda durduğuna inanmakta güçlük çektiğim Neji ona ters ters baktı, "Ölmemi tercih ederdiniz sanırım?"
Etmezdim ama... ölmüş olması gerekiyordu.
Gerçi şu an da ölüden pek bir farkı yoktu. Saçları komple olmasa da yanmıştı, artık beline kadar gelmiyorlardı, çok daha kısaydı. Yüzü ise mezardan hortlamış bir zombiyi andırıyordu. Eti yanmış, kızarmış ve korkunç bir görüntü oluşturmuştu. Bu nedenle düzgün konuşamıyordu. Beyaz yüzü adeta kızarmış marşmelova dönmüştü. Kıyafetinin açıkta bıraktığı kısımlardan gördüğüm kadarıyla vücudu da aynı şekildeydi.
"Nasıl?" diye sordum, "Nasıl kurtuldun?"
Sınavdan sağ çıkan öğrenciler akademiye tek tek giriş yapıyorlardı. İçimden tanrıya yalvararak arkadaşlarımın yaşıyor olmasını dilemiştim ve kapının önünde yollarını gözlüyordum. Fakat içeriye girenlerden birinin Neji olması oldukça beklenmedikti.
Neji soruma cevap veremeden, güçlü bir ses işittik. Kafamı büyük taş kapıya çevirdiğimde, kalabalığın arasından roket gibi fırlayan Tenten'i gördüm. Gözleri neredeyse ateş saçıyordu. Bana öyle bir bakıyordu ki, öldürecek gibiydi. Zaten topuzunun içinden çıkardığı kunai bu teorimi doğruluyordu.
"Nasıl yaparsınız!?" Diye bağırarak üzerimize atlayacakken Neji onu belinden yakaladı, "Tenten, sakin ol!" Fakat Tenten çırpınıyor ve kollarından kurtulup üzerimize atlamak için mücadele veriyordu, "Bırak! Bırak beni! Geberteceğim onları, sana bunu nasıl yaparlar!?"
Suratım neredeyse donmuştu. Tenten şu an Neji'den kurtulup üzerime atlasa ona karşı bile koyamazdım. Çünkü öfkesini anlayabiliyordum. Her ne kadar kendimizi kurtarmak için Neji'ye ölüme itsek de bu yaptığımdan gurur duyuyor falan değildim. Aksine, içimde bir yerlerden azaptan kıvranan bir parça vardı.
"Tenten!" Neji yanmış gövdesini zar zor hareket ettirip onun elindeki kunaiyi almayı başardı. Fakat Tenten hala ağzından köpükler saçacak derecede sinirliydi, "Onu öldürüyordunuz!" diye tükürürcesine konuştu suratıma doğru, "Onu bulmasaydım ölecekti!"
"Evet, bu gerçeği henüz yeni mi anladın? Oyun oynadığımızı falan mı sanıyordun?" Sasuke ona yukarıdan bakıyor ve sanki daha da çıldırtmak ister gibi ağır ağır konuşuyordu.
Eğer amacı buysa ulaşmıştı. Tenten daha da öfkeyle dolmuştu. Bunu bakışlarından anlamak mümkündü. Bir kolunu kurtarıp diğer topuzuna attığında tam başka bir kunai çıkaracakken Neji o kolundan da yakaladı. "Tenten," Yüzünü ona yaklaştırdı ve çatık kaşlarıyla ciddiyetle konuştu, "Sakinleş artık."
Tenten bu sefer kendini kontrol altına almış gibiydi. Elindeki kunaiyi tekrar topuzunun içine sokarak bize keskin bir bakış gönderdi, ardındansa yumruklarını sıkarak yanımızdan uzaklaştı.
"Kaçık sürtük..." diye mırıldandı Sasuke.
"Üzgünüm Neji," Dedim sanki mantıklı bir şeymiş gibi, "Seni öldürmeye çalıştık."
Sasuke gözlerini devirirken Neji başını iki yana salladı, "Hayır hayır, siz yapmasanız ben yapacaktım zaten. Ayrıca bu, sınavın kanunuydu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dark forces | sasusaku
FanfictionAhengi, farklılıklar yaratır. •sasusaku •11/01/2021