Akademi bugün daha bir yorucuydu sanki. En azından Hinata için, tüm gün yorucu ve usandırıcı geçmişti.
Habersiz talim yapılmıştı ve buna en çok hazırlıksız olan kişi Hinata'ydı. Habersiz talimleri zaten çoğu kişi sevmezdi. Dersin ortasında sınıfa dalarak onları yaralamayı hedefleyen maskeli kişilerle uğraşmak kimsenin tercihi değildi. En çok da Hinata'nın.
Neyse ki artık gün bitmişti ve odasına çekilme vaktiydi. Günün yorgunluğunu atmak için koridorun sonundaki ortak tuvaletlere girip hızlı bir duş aldı. Kendi odasında yıkanamıyordu çünkü oda arkadaşı Temari'nin yaptığı bir şey yüzünden ceza olarak suları kesilmişti. Ne yaptığını bilmiyordu ve bilmek istediği falan da yoktu.
Gün boyunca takım arkadaşları Sakura ve Sasuke'yi görememişti. Hatta Sakura'nın odasına bile gitmişti ama İno pek müsait bir anında değildi. Her zamanki gibi sevgilisiyle vakit(!) geçiriyordu.
Odasına gitmeden önce Sasuke'ye bakmak için 16 numaraları odanın önünde durdu ve kapıya vurdu.
Kapı açıldığında dağınık saçlar ve şişmiş gözlerle ona bakan Naruto'yu gördü, "Hinata?" Elini ağzına götürüp esnedi sarışın çocuk, "Ne var? Uyuyordum."
"Sasuke yok mu?"
"Bilmiyorum, bugün o ve Sakura'yı hiç görmedim."
"Akademide değiller, durugörüyle baktım." dedi Hinata, "Üstelik telefonlara da bakmıyorlar. Tüm gün nerede olabilirler?"
Naruto elini ensesine attı, "Bilmiyorum Hinata, ama onları düşünmesen iyi olur... Bilirsin, o ikisi biraz şey..." Doğru kelimeyi bulamamıştı, "Şey işte! Belki başbaşa takılmak istemişlerdir!"
Hinata onun zırvaladığı bu anlamsız sözlere karşı dik dik bakmakla yetindi. Ardından derin bir iç çekti, "Bu kadar rahat davranmalı mıyız emin değilim. Son zamanlar Sakura çok tuhaf görünüyordu, kesin fark etmişsindir. Hatta tuhaftan çok... ölü gibi. Evet, ölü gibiydi. Sasuke de öyleydi diyebiliriz ve birden ikisinin ortadan kaybolması... Beni endişelendiriyor."
Islak saçları omzuna dökülen kadının gözleri dalgın dalgın yere eğildiğinde Naruto onun gerçekten endişeli olduğunu anladı. Aslında söyledikleri doğruydu. Sakura'nın 'tuhaf' hareketlerini göz önünde bulundurarak endişe etmek gerekiyordu.
Elini kadının omzuna koyarak gülümsedi Naruto, "Endişelenme, yarına kadar gelmezlerse çaresine bakacağım," Teninde hissettiği sıcak el ve güven verici sözler Hinata'yı rahatlatmaya yetmese de, yine de yarına kadar sabretmesinde ikna etmişti.
"Pekala," dedi hafif bir tebessümle. Hinata odasına yol aldığında sarışın oğlan, kapıyı kapatarak yatağına yürüdü. Hinata'nın sözleri onun da aklına şüphe düşürmüştü.
Adımları Sasuke'nin yatağına ilerledi. Dağınık yatak örtüsüyle bir süre bakışarak içini kemiren endişeyle cebelleşti. Eğer yarın da ortalarda olmazlarsa Kakashi'yi haberdar etmelilerdi. Gerçi yarına kadar olmazlarsa eğer Kakashi bunu kendi de fark ederdi.
Eli yastığa gittiğinde onu hafifçe çekti. Sadece yastığı almak için yaptığı bu basit hareket, gözüne çarpan bir kağıt parçasıyla ilginç bir hal kazandı. Yastığın altından çıkan kağıt parçasını eline aldığında tükenmez kalemle yazılan yazıyı okudu.
Bizi bul
Sasuke'nin yazdığına emin olduğu için göz bebekleri anında büyüdü. Hızla kağıdın arkasını kontrol etti, başka bir şey yazmıyordu. Sadece bu cümleden başka bir şey yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dark forces | sasusaku
FanfictionAhengi, farklılıklar yaratır. •sasusaku •11/01/2021