Ders kitaplarını dolaba yerleştirdikten sonra hızlı adımlarla koridorun sonundaki tuvalete yürüdüm.
İçeri girdikten sonra kapıyı ardımdan kapatarak aynanın karşısına geçtim. Kabinlerin birinden yükselen inleme sesleri beni artık rahatsız etmiyordu. İçeride her kim varsa oldukça keyifli dakikalar geçirdiğine emindim. Musluğu açıp yüzüme biraz su çarptım.
Soğuk su yüzüme temas ettiğinde kendimi biraz daha ayılmış hissediyordum. Musluğu kapattıktan sonra ıslak ellerimi üzerime sildim.
O esnada inleme sesleri kesilmişti, ardından gelen birkaç patırtı kütürtüden sonra kabinin kapısı açıldı. Aynaya bakarken kabinden çıkan iki kişiyi de görebiliyordum.
Önce saçları mora çalan ince suratlı bir kız çıktı. Sürdüğü kırmızı ruju dağılmış ve hafif silinmişti. Hemen yanıma geçip musluğu açarak yüzünü yıkamaya başladığında, aynı kabinden çıkan diğer kız ona bakmama fırsat vermeden tuvaletten çıktı.
Ben aynanın karşısında saçlarını düzeltir gibi yaparken çaktırmadan kızı süzüyordum. Yani, en azından çaktırmadığımı düşünüyordum. Fakat kız bunu fark etmiş olacaktı ki, musluğu kapatıp bana bakmadan yüzünü kurulmaya başladı, "Ne bakıyorsun öyle?"
"Üçüncü sınıf mısın?"
"Öyleysem ne olmuş?" Yüzünü kurulamıştı. Artık dudağının kenarına bulaşan ruj izlerinden eser yoktu.
"Hiç."
Gözlerini aynadaki yansımasından çekip bana diktiğinde gözlerinin çok güzel olduğunu gördüm. Parlak amber rengi gözlerine tezatla cildi oldukça cansız duruyordu, "Seni partide görmeyi çok isterim, güzel bir yüzün var," dedi hafif gülümserken.
"Partiyi kim veriyor, biliyor musun?"
İno bana sadece üçüncü sınıflarla bir parti olduğunu söylemişti fakat detayları bilmiyordum."Ben veriyorum," dedi ve elini uzattı, "Adım Konan, sende şifacı Sakura Haruno olmalısın."
Gülümseyip uzattığı elini sıktım, "Evet, memnun oldum."
Konan'ın gözleri biraz yüzümde dolandıktan sonra tekrar gözlerime baktı ve gülümsedi. Ardından arkasını dönüp gitmek için kapıyı açtığında karşısında sarışın bir çocuk buldu. Bu kişiyi daha önce kantinde sarhoşken görmüştüm. Bana göre pek iyi bir izlenimi yoktu.
"Oh, Konan!" dedi gevşekçe gülüp, "Her yerde karşılaşıyoruz güzelim, bence bir ara takılmalıyız." Ardından göz kırptı.
Konan ona soğuk bakışlarını atıyordu, "Git bir köşede kendini becer, geri zekalı," Yanından geçerken ona omuz atıp yanımızdan uzaklaştı.
Sarışının hiçte bozulmuş gibi bir hali yoktu. Aksine sırıtıyordu, "Sevgisini gösterme şekli böyle," dedi bana bakıp. Ardından içeri girdi ve elleriyle destek alıp mermere oturdu.
O sırada aklıma Temari ile yaptığımız konuşma gelmişti. Temari, odasına girip etrafı kurcalayan kişinin isminin 'Konan' olduğunu düşündüğünü söylemişti. Az önce tanıştığım kişi onun bahsettiği kişi miydi yoksa?
"Şu an kızlar tuvaletindesin," dedim elimi mermere yaslarken.
"Cidden mi? Fark etmemişim," Böyle dese de pek umursar bir hali yoktu. Mavi gözlerinden birini örten uzun sarı tutanları omzundan sarkıyordu, "İlk karşılaşmamızın çok boktan olduğunun farkındayım," dedi, "O an sarhoştum, o yüzden saçmalamış olmalıyım. Senin büyük bir hayranınım da."
"Ya?" dedim pek ciddiye almayarak, "İmza istemeye falan mı geldin?"
"Evet evet," dedi gülerek. Sonra elleri tişörtünün yakalarına gitti ve çıkarmak için bir hareket yaptı, "Mümkünse şuraya-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dark forces | sasusaku
FanfictionAhengi, farklılıklar yaratır. •sasusaku •11/01/2021