22/ forest of death

470 45 40
                                    

Ölüm Ormanı.

Okuduğum tabela ile vücudumdaki kan tamamiyle çekildi. Harika. Demek eceline susayan delilerin sınav olacağı yer burasıydı.

"İsme bak," Naruto'nun konuşmasıyla kendime gelebildim, "Ölüm ormanı ne anasını satayım, oyun CD'sine mi girdik?"

"Atla şuradan," Sasuke kafasıyla ilerideki uçurumu işaret etti, "Ölmezsen oyundayız demektir."

"Kesin sesinizi," dedim onları susturarak, "Müdür birazdan konuşacak."

Sınav için bizi getirdikleri yer kocaman bir araziydi. Etrafı uçurum olan koca bir düzlük. Hemen karşımızda ise çevresi tellerle örülmüş bir orman bulunuyordu. İçerisini uzaktan göremiyorduk çünkü ağaçlar çok sıkıydı. Yaklaşık iki yüz öğrencinin getirildiği bu yerde nasıl bir sınav olacağımızı az çok tahmin etmek mümkündü. Hepimiz burada toplanmış, müdürün konuşmasını bekliyorduk.

Farklı köşelere dağılmış sınıf arkadaşlarımı tek tek süzüyor ve göz göze geldilerime gülümseyerek selam veriyordum.

Her takımın rehber öğretmeni de buradaydı. Hepsi takımıyla konuşup taktikler verirken, bizim Kakashi köşede bir ağacın altında o çok sevdiği kitabını okuyordu.

"İşte!" dedi Hinata heyecanla, "Müdür geliyor!"

Kafamı o yöne çevirdiğimde müdür Sarutobi'nin elinde bastonuyla orada durduğunu gördüm.

O konuşmaya başlamadan önce göz ucuyla Sasuke'ye bakmış ve yüzünden ne düşündüğünü çözmeye çalışmıştım. Birkaç gün önce onu o şekilde bulduğumdan beri ikimizde hiç lafını açmamıştık. Neden o duruma geldiğini hala bilmiyor ve deli gibi merak ediyor olsam da, o kendi isteğiyle anlatana kadar sormayı düşünmüyordum.

Hala suratını incelediğim sırada, bir anda gözlerini çevirdi ve benimkilere göz göze geldi. Bu olduğuna direk gözlerimi kaçırdım ve müdüre bakmaya başladım.

Hemen ardından müdür Sarutobi konuşmaya başlamıştı,

"Sevgili öğrenciler, hepinizin içinde barınan heyecanı duyabiliyorum. Öncelikle bu aşamaya geçtiğiniz için sizi tebrik ediyor ve uzatmadan sınava geçmek istiyorum," Buraya kadar gülümseyerek söylediği şeylerden sonra surat ifadesi ciddiyete büründü, "Bu ormanda tam tamına üç gün gün kalacaksınız. Başlangıçta her bir takıma, birer tane parşömen verilecek. Bazı takımlara Cennet Parşömeni, bazı takımlara ise Toprak Parşömeni verilecek. Takımların kazanmak için amacı; üç gün içerisinde bu iki parşömene de sahip olup, ormanın ortasındaki kuleye gitmektir. Üç günün sonunda kuleye varamayanlar, iki parşömene de sahip olamayanlar veya takımı eksik gelenler DİSKALİFİYE olacaktır. Parşömenleri nasıl elde ettiğiniz önemli değil; ister çalarak, ister zorla, gerekse öldürerek... Önemli olan parşömeni elde etmeniz. Bir diğer ve son önemli hususumuz; ne olursa olsun parşömenleri açmamanız. Açan takımlar da aynı şekilde diskalifiye olacaktır."

Müdürün buraya kadar anlattıklarını can kulağı ile dinlemiş ve hepsini aklıms oturtmuştum. Beklediğim tarz bir sınav olduğu aşikardı; zorlayıcı.

"Yaklaşık bir saat sonra takımları tek tek ormana alacağız. Bu süre içerisinde eğitmenlerinizle vakit geçirebilirsiniz. Boş şans diliyorum."

.

.

.

Kakashi ve takım ile beraber bir ağacın altında oturmuş, sınav hakkında konuşuyorduk. Kakashi bize diğer takımların uygulayabileceği stratejileri anlatıyordu.

dark forces | sasusakuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin