İki hafta.
Bu akademide geçirdiğim ikinci hafta.
Kasvetli bir havanın sardığı bomboş koridorda duruyoruz. Hinata, Sasuke, Naruto ve ben. Koridorda bizden başka kimse yok. Ben, kollarımı önümde birleştirip sırtımı duvara yasladım. Hinata, elleri cebinde dolanıp duruyor. Naruto ise yere çökmüş ve benim gibi sırtını duvara yaslamış, bir şeylerden yakınıyor her zamanki gibi. Sasuke ise onun dediklerine ters ters cevaplar veriyor.
"Söylediklerin kendinle çelişiyor, mankafa," Sasuke'nin bu lafı üzerine Naruto, "Senin anlayacağın türden şeyler değil bunlar, şömine beyin. Huysuzluğun üstündeyken bir daha yanıma yaklaşma!"
"Siktirme şimdi şömineni."
En sonunda Hinata, "Bir susun artık, başım şişti," dedi oflayarak. Ben artık ikisinin dırdırından o kadar bıkmıştım ki uyarma gereksiniminde bile bulunmuyordum.
Naruto tam ağzını açmış, Hinata'ya cevap verecekti ki bunu engelleyen bir şey oldu.
Tavandan belli mesafelerle açılan birkaç kapıdan, siyah pelerinli insanlar aşağı indi. Yaklaşık otuz kişi görünüyorlardı. Suratlarını ise, tavşanlı maskelerle örtmüşlerdi. Pek sevimli tavşanlar olduğunu söylemezdim, daha çok bir seri katil maskesi gibiydi. Tabii ellerinde tuttukları kılıç, mızrak, zincir gibi aletlerle beraber tam da bir seri katillerdi.
"Hadi ama!" Naruto somurtup yerden kalktığında, daha pozisyon bile alamamıştık. Her şey bir anda olmuştu.
En yakınımda ki maskeli kişi üzerime koşup karnıma bir tekme indirdi ve ileri savruldum. Geriye doğru uçtuğum sırada yerde bir takla atarak iki ayağımın üstünde durmayı başardım. Hemen arkama bir tekme savurup, bana vurmaya hazırlanan herife ayağımı geçirdim.
O sırada başka bir herife yumruk atmak için elimi kaldırmıştım ki, uzun bir zincir bileğime dolandı ve beni engelledi. Bileğime dolanan zincir sayesinde, maskeli kişi beni kendine doğru çekip yüzüme bir yumruk indirdi.
O esnada tüm koridoru aydınlatan bir ışık etrafa saçıldı ve ardından bir ısı yaydı. Kafamı çevirip bakamasam da Sasuke'nin alevler saçtığını anlamak zor değildi.
Ben sırt üstü yere yapıştığımda, elinde topuz tutan adam üstüme çıktı. Karnıma oturduğu için üstümde baskı oluşmuştu. Herif elindeki topuzu bir o yana bir yana sallarken kurtulmak için debeleniyordum, aksi halde o dikenli şey kafama inebilirdi.
O esnada bedeni cayır cayır yanan bir adam sertçe fırlatıldı, ve benim üstümdeki adama çarparak ikisi birlikte öteye uçtu. Kafamı çevirdiğimde bunu yapanın Sasuke olduğunu gördüm. Bir herifi yakmış ve üstümdeki adama fırlatarak bir taşla iki kuş vurmuştu.
Hemen ayağa kalktığımda, az önceki herifin elinden düşen topuzu elime aldım. Etrafımda dönerek üstüme atlayan adamlara savurmaya başladım. Nasıl olduğunu anlamadım ama, o sırada bir kol boynuma dolanıp beni nefessiz bıraktı. Çok geçmeden ayağımla dizine vurdum ve kafamın arkasını burnuna geçirerek ondan kurtuldum.
Hiç beklemeden üstüme gelen iki adamla yumruk yumruğa bir mücadeleye giriştim. Aynı anda iki kişiyle dövüşmek bu kadar zor olmazdı, ellerinde kesici aletler olmasaydı tabii.
Ah, bu iki hafta içerisinde baya geliştiğimi söylemeyi unutmuşum.
Önümdeki adamın arkasında duran Naruto'yu görebiliyordum. Gözlerimi dövüştüğüm bu iki adamdan ayırmasam da onu görebiliyordum. Naruto, üç tane klon çıkarmış ve üç adamla birden dövüşüyordu. Fakat hesaba katmadığı bir şey oldu. Klonlarından birisi puf diye kaybolduğunda, Naruto'nun arkası boşta kaldı. Bu sayede kılıçlı adam ona arkadan saldırmakta geri durmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dark forces | sasusaku
FanfictionAhengi, farklılıklar yaratır. •sasusaku •11/01/2021