21

552 42 41
                                    

___

[Yalnız Uyanmama Sözü]

Jaehyun

Banyodan ıslak saçlarımı kuruttuktan sonra çıkıp üzerime kalın bir şeyler giyinmek için dikildim dolabın karşısına. Uyandığımda Yuta yanımda değildi, nedense bir nebze kırılmıştım ama o kadar da önemli bir şey değildi. Zaten birlikte geçirdiğimiz gecenin sabahına hiçbir zaman birlikte uyanmamıştık. Belimdeki havluyu kaloriferin üzerine bırakıp seçtiğim, yine tamamıyla siyah olan kazak ve pantolonu geçirdim üzerime. Kabanımı alıp çıkmak için adımladığımda odanın dağınıklığa bıkkınca göz gezdirdim, bir ara toparlasak iyi olacaktı. Ama şu an dün geceden kalma yerdeki kıyafetleri, iki dağınık yatağı ve yerleri belli olmayan eşyaları toparlayacak vaktim yoktu.

Taeyong beni beklediğini söylemişti, niyahet aklındaki şeyleri açıklayacağını düşünüyordum, umarım beni yanıltmazdı.

Kapıyı kilitleyip hızlı adımlarla merdivenleri indim, bodrum kat garsonlar ve bir müşteri topluluğu dışında boş sayılırdı. Buraya Yuta ya da Ten'i görmek umuduyla inmiştim ama omzuma beklemediğim anda dokunan kişi Lucas'tan başkası değildi. Yüzü gözü şiş karşımda dikilirken burada sabahladığını anlamak zor olmamıştı.

"Bu halin ne, Lucas?"

"Sorma.. Uyandığımdan beri başım ağrıyor. Siz bu gürültüde nasıl uyuyabiliyorsunuz hiç anlamıyorum. Eve gidecek durumda değildim yoksa hayatta katlanamazdım."

Verdiği cevaptan sonra bar kısmına doğru adımlayıp kendim için açtığım hazır erişte paketinden bir tanesini de onun için açtım. Burası sabahları bomboş ve sessiz olurdu ama kızlı erkekli oturan garip bir topluluk bütün sessizliği bozuyordu. Çok da üstünde durmayarak hazırladığım kaseyi Lucas'a uzattım. Eve gidecek durumda olmamasının sebebini öğrenmek istediğimden çekinmeden sordum.

"Neden burada kaldın, mühim bir iş miydi?"

"Yok, Mark getirdi sonra da sarhoş oldu geri zekalı. Evine kadar taşıyacak gücü ne kendimde ne de onda bulamadım. Zaten son maçından sonra ağzı yüzü yer değiştirmiş, hala uyuyor yukarıda."

"Anladım.."

Başımı sallayarak elimdeki yemek çubuklarıyla oynamayı bırakıp birkaç lokma aldım. Anlattıklarından sonra yaptığım ilk şey aralarındaki bağı sorgulamak olmuştu, dostluklarını ilk defa gözden geçiriyordum çünkü dostluktan öte olma ihtimali belirmişti kafamda. İçinde bulunduğum ilişki durumundan dolayı sorgulamıştım muhtemelen bu yüzden düşüncelerimi çabuk müdahale ile susturmaya karar verdim. Ben, Yuta pezevengi yüzünden pezevenk oldum diye herkes pezevenk olacak değildi ya..

"Sesin on numaraymış yalnız, turuncu kafa için boşuna para ödettiriyorsun bize."

"Ben kendi dalımdan memnunum. Sahne, ışıklar falan hiç bana göre değil. Kalsın."

Omuz silkip kıkırdadığında bitirdiğim kaseyi elimin tersiyle itip oturduğum tabureden kalktım. Ona kısaca veda edip, bir ara takılacağımızın sözünü vererek bardan çıkmak için adımlamaya başladım. Dışarının soğuğu tenime çarpıp afallattığında etrafa bakındım, Ten'in motoru buralarda değildi ama kendi arabam dışında araba da göremiyordum. Yuta'nın arabası yoktu ve nerede olduğunu ufaktan merak etmeye başlamam gayet olağandı, değil mi? Bir de haber vermediğim zamanlarda beni azarlıyordu, aptal..

Siesta 'YuJaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin