18

472 45 15
                                    

___

[Sır]

Yuta

Beline sardığım kolumu sıklaştırıp bana yaslanmasını sağladım, sarhoşken ağırlığının üç katına çıkmıştı sanki ve tutmasam ayakta durabilecek durumda değildi. Herkes sarhoş olduğunda kendine göre davranışlar sergilerdi, örneğin Mark durmadan kahkaha atardı, Ten ağlamaya başlardı, ben sapık birine dönüşürdüm ki bu durumdan nefret ediyordum. Jaehyun da kendini saf konuşma olarak gösteriyordu.

Yol boyunca gördüğü her şey hakkında kelime üretmiş ve dile getirmekten çekinmeyerek bir nebze başımı ağrıtmıştı. Boşta olan elimle iki kez çevirdim odanın kapısının anahtarını, kapıyı sonuna kadar açılması için ayağımla ittim. Birkaç adım atmasını sağladım benimle birlikte, merdivenleri nasıl çıktığımızı hatırlamak dahi istemiyordum, düşmeli kalkmalı diye özetleyebilirdim kısaca.

"Kusacağım.."

Elini ağzına bastırmadan önce konuştuğunda paniklemeden adımlarımızı banyoya yönlendirdim. Keşke biraz yürümeyi deneseydi, resmen taşıyordum şu an.

"Jaehyun, biraz yardımcı olur musun?"

Eli hala ağzına kapalıyken başını hızla olumsuz anlamda salladı, kime ne anlatmaya çalışıyordum ki? Aslında ona sinirliydim, Mark arayıp onu getirmemi söylediğine, gitmemeyi düşünecek kadar hem de. Sonuç olarak kendimi tutamayıp gitmiştim ortalıkta kalmasını istemediğimden. Tıpkı şimdi odanın ortasına kusmasını istemediğim gibi, yapmam gerekeni yaptım, klozete kadar taşıdım onu. Sonrası olduğu gibiydi, içinde ne varsa boşaltırken birkaç adım gerileyip banyo kapısına yaslandım. Kusmasını izlememek için ayak uçlarıma bakmaya çalıştım, işini bitirip kendini zeminin üzerine bıraktığında derin bir nefes verip yanına gittim.

"Daha iyi misin?"

Başını olumsuz anlamda salladığında haline gülüp kollarından tutarak kaldırdım, bu kadar içecek ne vardı sanki? Ayakta duramadığından kendini üzerime bırakmasına göz devirdim, bir an önce yatağına götürsem ikimiz için de iyi olacaktı.

"Canım ne istedi biliyor musun, vodka. Böyle acı acı, acı tatları çok severim ben. Burada sürekli viski ya da bira içip duruyorum, artık su gibi geliyor. Midem delinecek yakında ama olsun, karaciğere iyi gelir."

Banyodan çıkıp yatağına adımlarken söylediği şeylerle ilgilenmeyecek kadar zorlanıyordum. Kelimeleri uzata uzata konuşuyordu, gözleri yarı kapalıydı ve yanakları kıpkırmızı olmuştu. Nihayet yatağına uzanmasını sağladığımda birden gülmeye başlamıştı, bütün enerjim çekilmiş gibi hissediyordum, beni yormuştu.

"Neye gülüyorsun?"

"Saçların.. Kırmızı bibere benziyorsun. Kimsin sen, tanışıyor muyuz?"

Göz devirdim, kırmızı biber ne demekti? Kim olduğumu bilmemesine de şaşırmamıştım, sabah uyandığında haline vereceği tepkileri merak ediyordum sadece.

"Tanışıyoruz, çok yakından hem de."

"Adın ne?"

Siesta 'YuJaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin