Siesta 'YuJae

9

___

[Rüyalarda Buluşuruz]

Yuta

Motoru barın önünde durdurup derin bir nefes aldım, aşırı hız güzel şeydi ama keşke sonrasında çarpmasaydı. Saat öğle civarıyken bara gelip gelmeme konusunda çok düşünmüştüm, üzerimdeki kıyafetlerden kurtulmak ve daha kalın bir şeyler giyinmek adına gelmem gerekiyordu. Sonrasında da birkaç işimi halledecektim.

Bodrum kata inmeden direkt ikinci kata çıktım, Jaehyun'u görebilme ihtimalimi hesaplıyordum bir yandan da. Onunla gerçekten sabaha kadar öpüşmüştük, kendimi nasıl tuttuğumu hala bilmiyordum çünkü sadece öpüşmek fazlasıyla tuhaftı. Yaralı olması beni dizginleyen şeylerden birisiydi sanırım, aslına onun bu kadarına izin vereceğini bile düşünmezdim. Dolayısıyla öpüşmek de bir şey sayılırdı, daha fazlasını istediğimden ise çok emindim.

Jaehyun'a aşık değildim. Benimkisi çoğunlukla cinsel çekim olabilirdi ancak bütünüyle Jaehyun, fazlasıyla hoşuma gidiyordu.

Kapının önüne geldiğimde anahtarı çıkarmakla biraz vakit harcamıştım, kapıyı açtığımda ise yatağının üzerinde dağınık bir şekilde uzandığı görüntüsüyle karşılaşmıştım. Sabah ben uyanmadan önce gittiği için bugün içinde ilk defa görüşüyorduk, o anlardan sonra ilk defa gözlerine bakıyordum. İçeriye adımlayıp giysi dolabımın önünde durduğumda bakışlarının üzerimde olduğunu hissedebiliyordum.

"Ne yapıyorsun?"

Yeni uyanmış olsa gerek, sesi olduğundan daha derin ulaşmıştı kulaklarıma. Giyineceğim kıyafetleri seçtikten sonra cevapladım onu. "Birkaç işim var, üzerimi değişip çıkacağım. Sen ne yapıyorsun?" Olduğum yerde üzerimdekini çıkarıp şeçtiğim kalın kazağı giyindim, hala cevap vermeyince saçlarımı düzeltmeye çalışarak ona döndüm.

"Siesta yapıyorum, gece uyumadım çünkü."

"Siesta?"

Siestanın öğlen uykusu gibi bir anlama geldiğini biliyordum da neden direkt öğle uykusu demediğini anlayamamıştım.

"Çoğunlukla İspanyolların yaptığı öğlen molası ama İtalyanlar da çok yapardı. İtalya'da hiç denememiş olup burada ilk defa yapıyor olmamı saymıyorum."

Söylediklerine gülerek ceketimi omzuma aldım ve yanına gittim, kendi yatağıma oturduğumda ikimiz de bir süre birbirimize baktık. Ekose eşofmanı toplandığı için bacağının yarısı açıktı, kucağındaki yastığa sarılırken mor saçlarının açıkta bıraktığı yüzü iyi görünüyordu, oldukça iyi..

"Böyle basit bir eyleme Siesta gibi güzel bir kelimeyi vermeleri çok saçma. Siesta daha anlam yüklü bir kelime olmalıydı."

Konuşurken yatakta doğrulup benim gibi oturdu, bugün biraz konuşkandı ve pozitif bir enerjisi vardı sanki.

"Sen ne anlamı olsun isterdin?"

Sorum karşısında bacaklarını sallayarak biraz düşündü, ayakları arada bir bacağıma çarpıyordu, o kadar az bir mesafe vardı ki yataklarımız arasında.. Ten'i bu yüzden çok seviyordum, zekası hafife alınmamalıydı. Bakışlarımı bacaklarından çekip yüzüne çevirdiğimde dudakları aralanmıştı. Konuşurken gamzelerinin belirmesi ve alt dişlerinin gözükmesini izlemekten keyif alıyordum.