___
[Kurşunun Olağan Hedefi]
Jaehyun
Marketlerinin oldukça büyük ve aradığın her şeyi barındırma özelliğine sahip olması hoştu fakat genel olarak Çin, iç karartıcı bir modernliğe sahipti. Sabahın erken saatlerinde yola çıkmış ve iki saat kadar önce inmiştik uçaktan. Bizim için ayarlanan aynı iç karartıcı modernlikte olan bir evde kalıyorduk fakat buz dolabını bomboş gördüğümüzde evin ayarlanmasının hiçbir önemi kalmamıştı. Bu yüzden midemize bir şeyler girmesi adına markete gelmiştik şimdi. Yuta'ya tek başıma halledebileceğimi, isterse dinlenebileceğini söylemiştim ama market arabasının yarısını dolduran o olmuştu.
"Hazır şeylerden al, yemek yapmayı bilmiyorum ben."
Her defasında zahmetli, uğraş gerektiren şeyleri sepete attığını görünce uyarma gereği duymuştum. Eğer bana güvenerek alıyorsa aç kalırdı. Elindeki birkaç et paketini de sepete ekleyip umursamadan ilerledi.
"Ben yapacağım zaten."
"O zaman fazla fazla al. Bana da yaparsın."
Fazla almasının nedeni aslında burada üç gün geçirecek olmamızdı, her gün market alışverişi yapacak zamanı bulamayabilirdik. Bu gece buraya gelmemizin nedeni olan işi halledecektik, yarın benim yarışım vardı ve diğer günün akşamı da Kore'ye dönecektik.
"Sen karşılığında bana ne yapacaksın peki?"
"Bu işler karşılıksız, Yuta. Ortağının karnını doyurmak zorundasın."
"Öyle mi?"
"Öyle."
Dün gece söz verdiği gibi huzurlu bir gece geçirmeni sağlamıştı bu yüzden ona olan tavrımlarım biraz yumuşamıştı. Sabahtan beri aramızda herhangi bir anlaşmazlık da olmadığı için bir nebze rahattım. Market arabası tamamen dolduğunda kasaya doğru sürdüm, ulaşana kadar ufak tefek abur cuburlar atmaya devam etti.
"Hala alacaksan bir araba daha getireyim?"
"Abartma."
Göz devirdim, sinir bozucu hareketleri mevcuttu ancak katlanılabilir derecedeydi neyse ki. Kasaya geldiğimizde alınan her şeyi kendisi ödedi, beni tek hareketiyle susturduğu için omuz silktim ve aldıklarımızı poşetlemeye başladım. Marketten eve doğru tam beş tane poşetle çıkıp arabaya yerleştirdik. Neredeyse hiç konuşmadan yakınlarda olan eve vardık, biraz da yorgunluktan kaynaklanıyordu bu konuşmamazlık. Arabayı boşaltıp eşyaları mutfağa taşıyana kadar geçen süre boyunca koruduğumuz sessizliği bozan Yuta olmuştu.
"Karidesli noodle yapacağım, yanında da turp salatası."
"Sen mi?"
Açıklamasıyla alay edip aldığımız elmalardan birini üzerime sildim, gözlerinin içine bakarak büyükçe bir ısırık aldım. Yüzünü buruşturup malzemeleri hazırlamaya döndüğünde sırıttım. Onu biraz sinir edip yorgunluktan kurtulabilirdim, asıl hedefim buydu.
"Bu yaptığın hijyenik mi?"
"Yeterince."
Elime bir tane daha elma alıp onu da üzerime sildim ve Yuta'ya fırlattım. Hijyenik olsa da olmasa da bilinçli yaptığım bir şeydi zaten. Elmayı aynı şekilde geri fırlattığında güldüm, yüz ifadesi ciddiyken seksi gözüktüğünü mü düşünüyordu? Asla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siesta 'YuJae
Fiksi PenggemarSeninle bambaşka bir dünyada rast gelelim isterdim. [Jaehyun + Yuta] *satır arası yorumları tarafımdan yenilmiş bir kitap