8

575 65 39
                                    

___

[Gerçeğin Öpücüğü]

Jaehyun

Gözlerimi gri duvarlarda gezdirerek sakinliğimi korumaya çalıştım, başımın ağrısı her saniye katlanıyordu. Kağıtta yazanlar şöyle dursun, belleğin içindeki görüntüleri izlediğimde uzunca bir süre hiçbir şey düşünememiştim. Soluğu Taeyong'un yanında alarak bir şeylere açıklık getirmesini umuyordum. Ben öldürmüştüm, izlediklerimi o da izlemişti. Abisinin katili olduğum adamı burnumun dibine sokmasının ve benim bundan haberim bile olmamasının haklı bir nedenini dinlemek için buradayım.

Önündeki laptopta tekrar tekrar başa saran görüntüleri izleyip duruyordu, benim birkaç saat önce yaptığım gibi. "O gün her şey kusursuz planlanmıştı. Onları bitirmemiz için son bir adım kalmıştı. Ancak bu kayıtlar, o günden itibaren bir pürüz olduğunu gösteriyor."

Sesindeki tedirginliği hissettmek sert bir duvara çarpmış etkisi yaratırken hazmetmeye çalışıyordum. Birilerinin eline çok büyük bir koz geçmişti, teslimatları engelleyerek kendilerini belli ettiler, beni vurarak kendilerini kanıtladılar, şimdi de açıkça şantaj yapıyorlardı. İdrak etmekte zorluk çeksemde durum bundan ibaretti.

"Onu burnumun dibine kadar sokarken aklında ne vardı? Belli ki bunu yapmanı beklemişler. Pürüz diye adlandırdığın bu şey sonumuzu getirirse ne olacak, Taeyong?"

Soğukkanlılığımı korumaya çalışarak konuştum. Öldürdüğüm kişinin Yaku Nakamoto olduğunu bile bu şekilde öğrenmiştim, intikamını alacak kişi benimle aynı gruptaydı ve öğrendiği anda kurşuna dizmesi en olağan durumdu.

"Aradığı şeye ulaşamamasını sağlayan bendim, grupta olması hiçbir şey değiştirmeyecekti. Aksine attığı her adımdan haberim olacaktı."

"Ama bunu hesap edemedin, değil mi? Gittikçe boka batıyorsun Lee Taeyong."

Küçümseyerek bakmama karşılık sahte bir gülümseme yerleştirdi yüzüne, ekranı kapatıp belleği kilitli çekmecenin içine koyduktan sonra tekrar gözlerime baktı. Cevapsız kalırsa ve karşı çıkmazsa kendi başıma halledeceğim gerçeğini de göz önünde bulundurmalıydım.

"Aklımda oturtamadığım bazı şeyler var, biraz zaman lazım. Bu süre zarfında Yuta'ya hiçbir şey belli etmeyeceksin. Attığı her adımdan haberdar olmak senin görevin."

"Siktir! Öldürmesi için elinin altında olayım diye mi yapacağım bunu?" Ses tonum gürleşerek sinirimi kustuğumda Taeyong sakinleşmememi beklemeden konuştu. "Yuta seni öldürecek en son kişi, inan bana."

Alayla güldüm, canım gittikçe sıkılmaya başlamıştı çünkü sözleri beni tatmin etmekte yetersizdi. En kısa zamanda bütün bu kayıtları ortadan kaldırıp hangi delikte gizleniyorsa bulmamız ve sesini kesmemiz lazımdı. Ancak şimdiye kadar Taeyong'un ağzından buna yönelik bir söz duyamamıştım.

"Halledemeyeceğimiz bir şey değil, biliyorsun. Sana her ulaştıklarında beni bul, ve Yuta'dan korkma."

Ne demek istediğini anlayamamıştım, Yuta'nın hepimiz için tehlike arz ettiğinin farkında değildi sanırım. Ben tettiği çektiysem emri veren de kendisiydi, bunca zamandır Yuta'nın arkasından iş çevirmiş sayılıyordu. Bütün bunlardan habersizken bir oyun oynanıyordu ve Taeyong çoktan temelini atmıştı.

Siesta 'YuJaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin