27

351 41 5
                                    

___

[Ters Köşe]

Jaehyun

Göğsüme kadar gelen su o kadar da soğuk değildi, ya da vücudum Yuta'ya neredeyse yapışık olduğundan soğuğu hissedemiyordum. Havuzun ışıklandırması bodrum katı karanlık olmaktan kurtarıp loş bir aydınlık sağlıyordu. Çete olarak bodrum katlara değer verirdik, Yuta da bodrum katında havuz olan bir eve sahipken bizden biri olduğunu kanıtlıyordu.

Kollarımı beline sarmıştım, arada bir ıslak kızıllarında parmaklarımı gezdiriyor sonra tekrar aşağılara iniyordum. Bakışlarını gözlerimden dudaklarıma indirdiğinde gülümsedim, bugün içinde ilk defa gülümsüyordum belki de. Bunu başaran Yuta'ydı, aksi mümkün olabilir miydi, emin değildim.. Sonra da kendi hakkını vermek ister gibi öptü, kısa sürse de bir parça iyi hissetmiştim.

"Gördün mü, iki saatten az bir zamanımız var ve ben mükemmel geçirmeni sağlıyorum."

Başımı olumsuz anlamda salladığımda göz devirmişti. Hangi konuya getireceğimi iyi biliyordu ve bıktırmış sayılırdım, yine de aynı konuya tekrar giriş yapmaktan çekinmedim. "O davete gitmeseydin zamanımız kısıtlı olmazdı? Tanrı aşkına Yuta, senin şirket yemeğinde ne işin var?"

"Ben çıkıyorum.."

Sıkıntıyla nefes vererek söylediklerinden sonra kollarımdan itip gitmeye çalıştmıştı ancak kendime doğru çekerek engel oldum. Bu tavrından sonra daha yumuşak davranarak ikna etmeye çalışsam iyi olurdu.

"Tamam, tamam. Hemen karşı koyma.. Gitmeni istemememin bir sebebi var, hatta birden fazla."

"Benim de gitmemin bir sebebi var, değil mi? Ayrıca resmi bir yemek olmayacağını kaç defa söylemem gerekiyor? Kun beni Amerika'dan dönmüş kuzeni olarak tanıtacak."

Kaşlarım çatıldığında başımı omzuna koyarak kendimi bıraktım, şimdi de ben bıkmıştım. Her ne olursa olsun Kun ile birlikte davete gitmesini istemiyordum ama o kadar inat ediyordu ki boş yere. Eğer o eve gidip yakalanırsa veya olumsuz bir olay yaşarsa ne yaparım bilemiyordum. Bütün gücümü ondan alıyorken başının derde gireceği herhangi bir işte bulunmasını istemiyordum. Kun acemi değildi, tek başına defalarca böyle işlere giriştiğini biliyordum. Bunu baz alırsak Yuta'nın gitmesini gereksiz ve saçma buluyorudum. Yine kaçmaya çalışmasından korktuğum için düşüncelerimi kısaca dile getirmiştim.

"Çok saçma."

"Bak, o odada aranan bendim. Birebir tehdit edilden de bendim bu yüzden hiçbir şey yapmadan durmak istemiyorum. Sadece bana güven."

Kollarımı daha çok sıklaştırıp boynuna uzun soluklu bir öpücük bıraktım, bununla kendimi affettirebileceğimi sanmıyordum ama tek yolum da buydu. Tehdit edilen o değildi, o sadece kullanılan olmuştu benim tehdit edilmem üzerine.. Kim bilir neler hissediyordu, her biri için kendimden nefret etmeye başlamıştım. Belli etmese de duyguları yoğun biri olduğunu biliyordum, bazen bir nefes verişinden bile hissettiklerini anlayacak dereceye gelmiştim. Onu anlıyordum, onun da beni anladığından emindim.

"Sana güveniyorum. Yine de gitmesen daha iyi olurdu. Sen benim irademi ustaca yönetirken ben etkisiz kalırsam şüphelenirim.. Buna izin verme, benimle kal.."

Siesta 'YuJaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin