___
[Ji Hansol]
Jaehyun
İki gün boyunca yaptığım tek şeyin bar odasında uyumak olduğunu kendime bir kez daha hatırlatıp yataktan kalkmak için harekete geçtim. İki gün boyunca garip ve kabullenmesi zor bir şekilde kimse tarafından rahatsız edilmeden yeterince dinlendiğimi düşünüyordum, en azından bedenen. Dışarıda yağan yağmur yavaşlamış hatta dinmiş sayılırdı, öğlen vakti olmasına rağmen gri bulutlar karanlık düşürüyordu gök yüzünü. Yağmurdan nefret ederdim ama bugün nasıl iyi uyandıysam yağmuru da iyi karşılıyordum, ben iyiysem her şey iyiydi.
Kaşınan gözümü ovalayarak banyoya gidip günlük işlerimi hallettim, gitmem gereken bir yer yoktu ama bugün bu bar odasından çıkmak için kararlıydım. Yağmurun izin verdiği kadar nefes alacaktım bugün dışarıda, öyle ki uyanır uyanmaz dinmesi beni tetikleyen şeyler arasındaydı. Şimdi kıyafetlerimle bakışmayı bırakıp üzerime beni üşütmeyecek bir şeyler giyinmem gerekiyordu, ince yün kazak üzerine sıradan bir ceket ve pantolon. Hepsini tamamen siyah seçmem gözümü rahatsız etse de tonlarında farklılık olmadığı için sorun etmedim. Kendime aynadan son kez bakıp soluk mor saçlarıma aldırmamaya çalıştım, ne demiştim, ben iyiysem her şey iyi.
Derin bir nefes verip çıkmak için hazır hale geldiğimden emin olduğum anda çevirlimişti odanın anahtarı. Yuta her zaman benden önce uyanırdı, beni karşısında gördüğünde yüzünde hiçbir ifade olmayışına kaşlarım çatılmıştı, aynı ifadesizlikle konuştu.
"Bende seni uyandırmaya gelmiştim, Ten aşağıda yiyecek bir şeyler hazırladı. Miden olup olmadığından şüpheliyim ama belki gelmek istersin?"
Küçük laf sokuşuna gülümseyerek bana doğru attığı adımlara karşılık verdim, üzerindeki sweatin iplerini eşitlemek için uzandım. "Bana sabah sabah laf sokup düşük suratla karşılamanı hiç yakıştıramadım sana."
"Hmm, öpeyim de geçsin?"
Gülümsememi keyifle genişlettiğimde sonunda dudakları yukarı doğru kıvrılmıştı. Onu beklemeden ben küçük bir öpücük bırakıp geri çekildim. Dudaklarını özlediğimi fark etmeme neden olan bu olaydan sonra yutkunup biraz uzaklaştım ondan. Çünkü ben bir şeyi özlediysem bu ona bağlandığımı gösterirdi, göz ardı etmeye çalıştım..
"Bir yere mi gideceksin?"
Odanın orta yerinde iki adımlık uzaklaşma mesafemi yavaşça yaklaşarak kapatmıştı, baygın bakışlarına karşılık verirken başımı sallarak onayladım. Şimdi hesap soracağına adım kadar eminim desem abartmış olmazdım.
"Nereye?"
"Bilemiyorum. Sanırım önce gidip birkaç paket sigara alacağım, sonra boş bir sahil kenarı bulacağım. Kumlar ıslanmıştır şimdi ama olsun yine de uzanırım. Orada birkaç saat kafa dinledikten sonra bulmam gereken bir ölü var, onu halledeceğim."
Tek nefeste konuşup bütün günümün taslağını anlattım, sebepsizce ve isteyerek yapmıştım bunu. Dudaklarını büzerek mırıltıyla kollarını boynuma sardı, çenesini omzuma batırıp dudaklarını boynumda gezdirebilmek için parmak uçlarına yükselmişti hafifçe. Gözlerimin birkaç saniye kapanmasına izin verip ona sarıldım, ben iyiydim..
"Gitme, benimle kal biraz."
"Gece seni bulurum. Çoktan öğlen oldu ve ben yeterince vakit kaybettim, Yuta."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siesta 'YuJae
Hayran KurguSeninle bambaşka bir dünyada rast gelelim isterdim. [Jaehyun + Yuta] *satır arası yorumları tarafımdan yenilmiş bir kitap